Bugün biraz erken geldim. Unutmadan yayınlayayım dedim😂
İyi okumalar❤
İg: busras.typwriter
Twitter: cherrange1***
31.BÖLÜM
Yiğit duyduğu teklif karşısında ne tepki vereceğini bilemedi. Hiç şüphesiz hepimiz onun bu teklif için can attığını biliyoruz. Yine de onu frenleyen şeyler vardı. Duyguları gibi...
"Teşekkür ederim ama-"
Melek, Yiğit'in sözünü kesti. "Hadi, bir şey olmaz. Sonuçta iki yetişkin insanız. Kocaman yatak. Yarın proje sunumun var. Uykusuz kalmaman lazım."
Aslında, bir kız olarak bu kadar ısrar etmesi hoş değildi ama Yiğit'in kaç defadır ona olan yardımları ve iyilikleri yüzünden kendini Yiğit'e karşı borçlu hissediyordu. Bu gece bir karar vermişti. Bütün duygularından kurtulacak ve en profesyonel şekilde bu evliliği sürdürecekti. Bitmesi gereken yerde de en azından zorlanmazdı. Öyle umuyordu.
"Evet çok yetişkinsin gerçekten. Şurada iki metre uzağındayım yardıma beni çağırmıyorsun anneni arıyorsun." Yiğit tekrar Melek'in karnını ovalamaya başlarken söylenmişti. Yüzünde serseri bir tebessüm, içinde fırtınalarla. Daha bu bir fikirken aklı uçmuştu ya fiilen aynı yatakta olsalar ne olacaktı?
Melek'i utandırmıştı sözleri. Yani aslında Melek'e kalsa Yiğit hiç bir şekilde bilmeseydi, hatta bu biyolojik olaydan hiç haberi olmasaydı ama... amaydı işte.
"Susar mısın?" dedi ters ters. Şurada insanlık yapıyordu ama nankör Yiğit'in yaptığına bakın!
"Tabi, sustum bile." Derken gülümsemesi yüzünde yayılmıştı. Hatta oradan Melek'in yüzüne bile sıçramıştı.
Melek'in sancısı büyük oranda azalınca "Teşekkür ederim, yeterli." Diyerek Yiğit'in yaptığı ve kalbini tekleten masaja son vermişti.
"Yiğit, bak bunu sorun etmiyorum. Bana her defasında yardımcı oluyorsun. Geçen hastalandığımda da sen bakmıştın bana. En azından senin için bunu yapmama izin ver." Yiğit, zaten kendi iradesiyle büyük bir savaş içindeyken Melek'in söyledikleri iyice gardını düşürmüştü. Yine de direnmeyi bırakmadı.
"Melek farkında mısın? Sana alıştım diyorum, kokunun beni etkilediğini söyledim. Sence bu durumda bir gariplik yok mu?" dedi. Melek düşünmeyi reddettiği sorularla muhatap kalınca derin bir nefes verdi. 'Evet çok garip' demek istedi. 'Çok garip ve bir kamyon dolusu umut dolu' demek. Sonra içinden derinlerden bir başka ses de 'Ve yanılıyorsan bir kamyonun altında kalman demek' dedi.
O yüzden sadece "Bana aşık olduğunu falan sanmıyorum Yiğit, olabilir. Bir hafta boyunca beraber uyuduk. Eminim ilk günler benimle uyurken de zorlanmışsındır. Mesela Meral ve ben hep kavga ederdik ama o 2 yıl önceye kadar bensiz uyuyamıyordu. Hatta ilkokulda bensiz dışarı bile çıkmazdı. Ya da Bulut küçükken annesinin yazması olmadan uyumazmış. Garip değil gayet olağan şeyler." dedi. Bu biraz da kendini ikna cümleleriydi. Umut dolu kamyonun altında kalmamak için kurduğu ikna cümleleri.
Yiğit Melek'in ilk cümlesinde kalbinin durduğunu sandı. Bu gerçek onun ağzıyla zikredilince korkutucu ve büyülüydü.
"Evet öyle, çabuk alışamıyorum ve alışkanlıklarımdan da çabuk vazgeçemiyorum. Aynen öyle." Dedi ve yatağa girdi. Oysaki Melek'in sandığı gibi Melek'le ilk uyuduğu zaman hiç de zorlanmamıştı ve açıkçası normalde olduğundan daha rahat uyumuştu. Lakin bu gece yine de uyuyabileceğini sanmıyordu. Uyuyabilmesi için kalp atışlarının daha yavaş ve dingin olması lazımdı ama tam aksine kalbi her atışta kanını kasırga gibi yükseltiyor damarlarına çarptırıyordu. Ah Melek bilseydi onda böyle bir etki bıraktığını acaba yine de beraber uyumak ister miydi? Acaba sevdiğini bilse bu evliliği sürdürür müydü? Sanmıyordu, bu yüzden sormuştu bu soruyu, Melek'in neden ona alıştığına dair fikirlerini merak etmişti. Ama o, o kadar istemiyordu ki bu ihtimali değerlendirmiyordu bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
General FictionOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...