*49*

2.4K 148 18
                                    

Artık yavaş yavaş veda edelim. Son 4'teyiz. Umarım eskilere dönebilmişsinizdir. Benim için çok eksikleri olan bir hikaye olsa da kitlemin büyük çoğunluğunu Beşik Kertmesi ile kazanmıştım. Bu yüzden yeri benim için bambaşka😍 Final olduğunda yanılmıyorsam 600 700 k civarındaydı ve çok geçmeden 1M oldu. Sonrasında da çok hızlı büyüdü ve bir baktım ki 12M'yi geçmişiz. Şimdi yeniden yayınlarkan sayılara bakınca yüzümde tatlı bir tebessüm oluşuyor 15 16k görünce ve sadece  1 aydır yayınlıyorum hemen hemen. Aslındw bu sayılar kitlenin ne kadar sadık olduğunun kanıtı. İyi ki varsınız😍🙏🏻 Duygusal bir pandayım şu an. Siz bana takılmayın da okumaya başlayın. Tabi başlamadan 🌟👈🏻😂😂

İyi okumalar ❤

***

49.BÖLÜM

Melek, algılarını kapatan dudaklardan kendini bulabildiği o iğne deliği kadar farkındalık sayesinde kurtuldu. Yolun ortasında gündüz gözüyle ne yapıyorlardı? Üstelik öylesine bir yer değil kaynanasının evinin önündeydiler.

Melek "Yiğit ne yapıyorsun? Biri görürse!" diye tısladığında Yiğit o hin gülüşünü takındı her zamanki gibi. "Az önce öperken öyle demiyordunuz ama Melek Hanım."

Melek yanmaya başlayan yüzünü kızgınlığıyla kamufle etmeye çalıştı. "Az önce bir şey demiyordum değil diyemiyordum Yiğit Bey. Malum ağzımı kıskaç gibi yakalamıştınız." Dediğinde aslında neler söylediğinin farkında değildi. Neler demişti az önce? Hem de demekle kalmamış eliyle kıskaç şekli yapmıştı. Hemen dudaklarını birbirine bastırsa da her şey için artık çok geçti.

Yiğit kahkahasını bastıramayınca Melek arkasını dönüp villaya yöneldi.

"Nasıl kaptım sevgilim? Bir daha göstersene." Diyen Yiğit Melek'in arkasından yetişip kolunu omzuna dolamış dalga geçiyordu. Melek rezilliğinin boyutunu görünce hızlanıp Yiğit'in kollarından kaçtı ve villanın bahçesine girdi.

"Şimdilik bu kıskaçla idare et hayatım akşam baş başa kaldığımızda bir de vakum tekniğimi deneyeceğim."

Melek Yiğit'in önünde olduğu için gülümsemesini Yiğit görememişti. Ses tonunu ayarlayıp"Avucunu yalarsın kocacığım." Diyen Melek'in Yiğit'e yenilmeye hiç niyeti yoktu.

"Avucum pek ilgimi çekmiyor ben daha çok senin dudaklarınla ilgileniyorum Karıcığım."

Melek'e yetişen Yiğit yanında yürümeye başlamıştı. Ne demek avucunu yalayacaktı? Katiyen, asla, Never!

"Keşke tek ilgi alanın bu olsaydı da mahrum kalmasaydın Yiğit'cim. Oysa sen başka kızları korumayı da kendine ilgi edinmişsin."

"Melek'im dedim ya üzüldüğüm içindi ama hatamı anladım. Ben tam bir eşekmişim."

Melek gülmek istese de gülmedi.

"Estağfurullah" dedi ve zili çaldı.

"Bir daha söylesene çok tatlı söylüyorsun."

Melek cevap veremeden kapı açıldı. Yasemin Melek ve Yiğit'e baktığında en azından düne göre daha iyi olduklarını görünce rahatladı.

"Günaydın" diyen Melek Yasemin'i hemen kucaklamıştı.

"Günaydın kuzu, hoş geldiniz." Yasemin ve Yiğit de görüşünce salona geçtiler. Kahvaltı hazırlanmıştı. Yiğit evde karısının hazırladığı kahvaltıyı yaptığı için aç değildi. Melek'in de kahve içtiği için iştahı yoktu.

"Geçin kahvaltıya hadi." Dedi Yasemin mutfağa giderken.

"Annem yok mu?" diye soran Yiğit'e cevabını merdivenlerden inen İpek Hanım vermişti.

BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin