İyi okumalar 😍😘
İnstagramdan takip ediyorsunuz değil mi? Bazen soru cevap açıyorum. Sorularınız varsa oradan ulaşabilirsiniz 😍İG: busras.typwriter
TWİTTER: cherrange1
***20. Bölüm
Melek'in karşısında görmeyi beklediği son kişilerdi kuzenleri ve çocukluk arkadaşları, bir başka deyişle Yiğit'in kuzenleri. Kapının önünde valiz ve el çantalarıyla dikilen topluluğa şaşkınlıkla bakan iki genç de kendilerine ancak bir dakika kadar sonra gelmişlerdi. Melek çığlık atınca tam dibinde olan Yiğit yerinde sıçradı. Melek koşarak dört kıza birden sarıldı. Şu an dördünün birden burada olması mucizeydi çünkü genellikle doğuda kız çocukları tek başlarına başka bir yere gönderilmezdi. Belki de Hem Yiğit hem de Melek'i tanıdıkları için izin vermişlerdi, belki de anormal şekilde evlendiklerinden dolayı kontrol amaçlı da göndermiş olabilirlerdi. Kİ bu daha muhtemeldi. Hadi hepsi geldi tamam da Zümrüt'ün gelmesine halası, eniştesi asla izin vermezdi, tabi dedesi ısrar etmiş olmadıysa. Zümrüt burada olduğuna göre de dedesi kesinlikle işin içindeydi.
Melek kızlarla sarılırken Yiğit de Bulut ve Yavuz'la görüşüyordu. Melek kızlardan ayrılıp Bulut'a sarıldı. Bulut başının üstünü öpüp hal hatır sordu. Yiğit de kızlara yönelip görüşüp hoş geldin dedi. Heyecandan içeri girmeyi bile unutmuşlardı. Melek Yavuz'a dönünce çok garip bir ortam oluştu. Herkes için endişeli bir ortamdı ama hiç şüphesiz en zorlanan en etkilenen kişi Yavuz'du. En başından gelmemek için çok çabalamıştı ama resmen zorla gönderilmişti. Sevdiğinin mutluluğunu kendi gözleriyle onaylamak için zorla gönderilmişti. Elbette ki Melek'ten vazgeçmişti fakat sevmekten vazgeçmek onun kendi iradesiyle verebileceği bir karar değildi.
Melek Yavuz'a gülümseyerek "hoş geldin" dedi kısa bir bakışmanın ardından. En doğru olanın bu olduğuna karar vermişti. Ona sarılamazdı zaten, yüzüne bakmamak da çok büyük bir kabalıktı. Belki duygularını bilmeseydi bu kadar zorlanmazdı ama Yavuz hiçbir zaman saklamamıştı ki.
Melek en sonunda büyük bir sevinçle "Ay heyecandan ve şaşkınlıktan aklım uçtu. İçeri geçelim artık. Kapıda kaldık." Diyerek valizlerle birlikte misafirlerini içeri aldı.
Valizleri odasına alıp geçip salona geçtiler ve öncelikle hepsinin suratında oluşan şapşal sırıtmanın ardından Gazel "Özlemişim be!" diyerek ilk konuşan oldu. Salondaki koltuklardan üçlü olana 5 kız sıkışmış Yiğit ve Bulut ikili koltukta Bulut da tekli koltukta oturmuştu. Gazel ve Yasemin ortalarına Melek'i alıp birer ellerinden tutmuş hasret gideriyorlardı. Melek Zümrüt'teki durgunluğu fark etmişti fakat Yavuz'la aynı ortamda bulunup kasılmasına yoruyordu.
"Hele ben? Siz en azından hep birlikteydiniz. Ben burada yalnız başıma, gurbet ellerde neler çektim." Dediğinde kendini acındırmak için dudaklarını büzmüş acıların kadını moduna geçmişti.
Gazel eğilip kulağına "Bence sen bizden daha iyi durumdaydın. Bir meteorla bir buçuk ay geçirmek herkese nasip olmuyor. Hele bir de kocansa tadından yenmez. Tabi sen ağzının tadını bilmiyorsan bilemem." Diye fısıldayıp kıkırdadı. Sadece Yasemin duymuştu ve o da katılırcasına başparmağını kaldırmıştı. Melek gözlerini devirip "Dıııt yanlış. Doğrusu; Bir buçuk ay evde bir odunla birlikte yaşadığım en aksiyonlu olay fotosentez yapmakken ağzımın tadı en son derdimdi." Diye fısıltıyla yanıtladı kuzenini.
Aniden gelen kırlentle neye uğradıklarını şaşıran üçlü Bulut'un "Toplum içinde fısıldaşmak ayıp!" diyerek demesinin üzerine faili bulmuştu. Melek kıkırdayıp "Dedikodu açık açık yapılmaz ki." diye karşılık verdi kuzenine.
![](https://img.wattpad.com/cover/315363824-288-k907696.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
Ficción GeneralOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...