Ayyy ben geldim.
Alt dişlerimin teli takıldı ve baya canım yanıyor. Bölümü bildiğiniz unutmuşum 🙈
Kusura bakma nolur. 🙏🏻
***
43.BÖLÜM
Melek, altından kayan zeminle yaşadığı o bir saniyelik şoktan poposunun yere sert bir şekilde temas etmesiyle çıktı. Sanki yaşadıkları yetmiyormuş gibi bir de çanağı kırmıştı. Kırılmamış da olabilirdi ama bu rezil olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Yiğit neyse, o kocasıydı ama o güzel ve yuva bozan kızın gözlerinin önünde düşmeseydi güzel olurdu. Düşünce devreleri yakmış olmalıydı, Yiğit kocası değil, başka kızların öptüğü kocasıydı!
Yiğit, Melek'in yere düştüğünü görünce daha da hızlandı. Melek'in yanına vardığında çömelip omuzlarını sıkıca tuttu ve "Güzel'im iyi misin?" diye sordu. Sesindeki endişe asıl hissettiği endişenin yarısı kadar bile değildi. Son günlerde Melek'e bir şey olmuştu ve Melek'in şahit olduğu bu görüntü aralarını dünkünden daha fazla açacaktı. Fakat Yiğit buna izin veremezdi. Bu görüntünün oluşmasına engel olamasa da görünen Melek'in düşündüğü gibi de değildi. O yarım akıllı kız yüzünden Melek'in kalbi kırılmıştı ve bu da yetmezmiş gibi başka yerleri de kırılmış olabilirdi. Melek yaşlı gözlerini Yiğit'ten kaçırıp kendini geri çekti ve kalkmaya çalıştı. Şaka bir tarafa gerçekten bir yeri incinmiş gibiydi, bu yüzden kalkamadan oturdu yerine.
"Bir dur Melek ya! Daha sonra atar yaparsın, önce hastaneye gidelim" diyen Yiğit'in de sesi yükselmişti. Melek kendini çekince Yiğit'te de ipler kopmuştu. Anlat diyordu anlatmıyordu, kendi kafasından kurup sorun çıkarıyordu. Ve sadece kendisini değil ilişkilerini de yıpratıyordu. Üstelik tam olarak kavuşamamışlardı bile!
Melek titrek bir ses tonuyla "Sen niye bağırıyorsun ya?!" diye sorunca Yiğit sabır çekip ayaklandı ve eğilip Melek'i yavaşça kucağına aldı. Ne kadar dikkatli olmaya çalışsa da Melek'in canı yanıyordu.
Melek acıyla inlerken "Biraz yavaş olur musun?" diye tersledi Yiğit'i. "Eğer sen yavaş olsaydın, şimdi bu durumda olmazdın. Bu yüzden bence sen hiç konuşma."
İkisinin arasındaki ipler gerilmişti. Yiğit Melek'e bir şey oldu endişesiyle kendini yerken Melek de aldatıldığını düşünüyordu. "Eğer sen milletin kızlarına kendini öptürmeseydin ben de yavaş olurdum."
"Of Melek var ya şu an beni çıldırtıyorsun ama yine de sevgim ağır basıyor. Şu halde bile seni deli gibi öpmek istiyorum." Dedi sesi sert olsa da cümleleri yumuşacıktı.
"Emin misin beni öpmek istediğine? Kız orda onu öpmen için bekliyormuş gibi geldi bana?" Canı acısa da atarından ödün vermeyen Melek yine o romantik ortamı bozmuştu. "Bak en sinir olduğum şey Türk dizilerinde karakterlerin olur olmadık her şeyi yanlış anlamalarıdır, sen de şimdi onu yapıyorsun."
Melek hayretle Yiğit'e baktı. Yiğit o sırada arabalarının yanına ulaşmış Melek'i arka koltuğa yatırıyordu. Melek'i yatırdıktan sonra kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçti. Bu sırada olayın baş kahramanı olan kız da şaşkınlık ve kıskançlıkla çifti izliyordu.
"Benim de en sinir olduğum şey Türk dizilerindeki karakterlerin yanlış anlaşılmalara sebep olup kendilerini haklı çıkarmaları. Hem konumuz bu değil. Ben yanlış falan anlamadım. Gözümle gördüm. Kız seni öptü sen de güldün kıza. İnkar et hadi! Edemezsin, çünkü gördüm."
Yiğit dikiz aynasından Melek'e ters bir bakış attı. "Çünkü çok hoşuma gitti o öpücük! Bayılıyorum öyle şeylere, kızlar gelsin beni öpsün." Diyen Yiğit'in sesi de yüksek çıkmaya başlamıştı. Bu olayda çok da suçsuz sayılmazdı ama asla Melek'i aldatmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
General FictionOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...