Merhaba. Günün ikinci bölümünü atma perileri geldi. Ama biraz yorum da mı yapsanız? Azıcık...
O zaman öncelikle 🌟👈🏻 sonra⌨🖱👐🏻 yapıyoruz. Şimdiden🙏🏻🙌🏻😘😍
İg: busras.typwriter
Twitter: cherrange1***
21. Bölüm
Melek ve Yiğit göz göze geldiklerinde birbirlerinden medet umdular. Yiğit Melek'e 'ne yapacağız?' Temalı bir bakış atınca Melek ise tamamen çaresizce 'Bilmiyorum' bakışını yolladı.
"Şimdi ev küçük gördüğünüz gibi. En mantıklı ve rahat nasıl olabiliriz bir bakalım." Diyen Yiğit aslında Melek'e bir plan yapması için zaman yaratıyordu.
Yasemin "Şimdi siz odanızda kalacaksınız. Biz de şu küçük oda da kalırız kız kıza. Abimle Bulut da salonda." Diyerek ilk fikir sunan kişi oldu. Ama Melek itiraz etti. "Olmaz öyle, siz altı kişi sığmazsınız öyle. Kızlar bizim odada kalsın. Üç kişi yatakta bir kişi de koltukta sığarsınız bence. Bulut'la Yavuz da küçük oda da kalırlar. Biri yatakta diğeri koltukta uyur. Biz de salonda. Evet evet böyle güzel oldu."
İtiraz etseler de Melek kesinleştirmişti. Yine de onlar da vazgeçecek gibi değillerdi. Yiğit de ağzını açmadan tartışmalarını dinliyordu. Aslında onun kuzenleri de ordaydı ama kendini hepsinin yanında yabancı gibi hissetmişti. O kadar doğallardı ki, sanki aile olan onlardı da kendi misafir gibiydi. Yine de diğerlerine göre en fazla Melek'e yakın hissediyordu. Bunu da bir süredir aynı evde yaşamlarına yoruyordu. Kesinlikle öyleydi!
"Ya kızım olmaz! Siz evlisiniz salonda olamazsınız!" Diyen Bulut otorite sağlamak için sesini yükseltmişti.
Tabi ki Melek'te işe yaramamıştı. "Tamam o zaman. Ben sebeplerini söyleyeyim. İkna olmazsanız sizin dediğiniz gibi yaparız." Dedi Melek kendinden fazlasıyla emin olarak. Yavuz pes eder gibi ellerini kaldırıp indirdi. "Ben şimdiden pes ediyorum. Sonuçta yine kendini haklı çıkaracaksın." Deyip güldü. Bulut da ona katılarak pes etti. Ve sonra da kızlar hep bir anda pes etti. Melek gülerek, şaşkınlıkla olanları izleyen Yiğit'e göz kırptı. "Ne oldu şimdi ben anlamadım?" Diyen ve aval aval bakan Yiğit'e cevap Yeliz'den geldi. "Çünkü Melek kesin yine mantıklı bir şey bulup bize kendini haklı çıkaracak. Boşuna zaman kaybı yani tartışmak."
Kolunu Melek'in omzuna atıp göz kırptı Melek'e. Başını çevirdiğinde Bulut'la göz göze geldi o an kalbinin ağzına çıktığına yemin edebilirdi ama aynı saniye Bulut başka yöne baktı. Yiğit asla gözlerini kaçırmazdı. Yani eskiden...
İçi burkuldu ve yüzü düştü. Yine de elinden bir şey gelmiyordu. Bulut ondan vazgeçmişti işte. Çocuk aklıyla yapılmayacak şeyi yapıp, Bulut'u kaybetmişti. Peki gerçekten Bulut, kaybettiğinde bu kadar üzüleceği hatta kahrolacağı biriyse neden şimdiye kadar onu hep itmişti. Gerçekten aklından sorunları olduğunu kabul ediyordu.
Diğer taraftan Yiğit Melek'in zaten mantıklı bir çözüm bulduğunu düşünse de nasıl bir mantıklı sebep bulup onlara da kabul ettireceğini merak etti. "Nasıl yani? Ne derdin ki?" Diye Melek'e sorunca diğerleri sonlarını bıkkınlıkla bekledi. Ki zaten çoktan yenilgiyi kabul etmişlerdi. "Şimdi kızlar kesinlikle odada kalıyor. Hem kalabalıklar hem de zaten küçük oda da kalamazlar. Asla sığmazlar yani. Salonda da olmaz çünkü genç, bekar kızlar. Salon yol ortası. Tuvalete kalkarsınız, su içersiniz olmaz. Zaten oda da banyo var. Su da bırakırız. Kızlar orda kalır. Küçük oda da zaten tam Bulut ve Yavuz'a göre. Biz de salonda uyuruz. Üçlü koltuk zaten yatak oluyor." Deyip Yiğit'e baktı, bir onay, bir yorum bekleyerek. Yiğit ise dudağını büzüp "Peki o zaman. Herkes odasına iyi geceler." Diyerek herkesi güldürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
General FictionOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...