Sizin en fazla reaksiyon gösterdiğiniz bölüm geldi. 😍
Kitabın düzenlenmiş ve kitap olacak halini merak ediyorsanız buradan LiveYourlife319 profilime girip paylaşılan bölümlerden farkına bakabilirsiniz.İnstagram; busras.typwriter
Iyi okumalar❤❤❤
***
13.Bölüm
Melek biraz hayal kırıklığı biraz hayretle baktı Yiğit'e. Yiğit de sanki onu umursamıyormuş gibi gözlerini çevirdi başka yöne. Aslında Yiğit gözlerini çevirirken tek amaca Melek'in hayal kırıklığı dolu bakışlarından kaçmaktı. Baktığı yönde Melis'in olduğunu bile unutmuştu. Melis'i görünce gayri ihtiyari gülümsedi.
Melek gözlerini ondan çeviren Yiğit'in Melis'e bakıp gülümsemesiyle gözlerindeki hayret, hayal kırıklığı ikilisine üçüncü bir duygu yansıttı: öfke.
Asil Melek'in ilk tepkisinin Yiğit'e kaşlarını çatmak olduğunu görünce içinde bir şüphe filizlendi. Sonra Yiğit'in Melis'e güldüğünü gördüğü zaman gözlerinden fışkıran kıskançlığı gördüğünde de o filizi suladı ve o şüphe büyüdü. Ya aralarında bir şey vardı, ya da Melek Yiğit'e tek taraflı bir şeyler hissediyordu. İki hafta kadar önce kafede yaşananları düşününce ilk ihtimal ağır basıyordu ama Yiğit'in şu anki tepkisi de ikinci ihtimali destekliyordu. Böylece durumlarında şüphelenen kişi sayısı 2'ye yükselmişti. Gerçi Melis'in ki şüpheyi geçmişti, zira o emindi. Sadece aralarındaki ilişkinin ne olduğunu çözememişti.
Asil hala cevap vermeyen kızlara "Ee ne diyorsunuz?" diye sordu tekrardan. Asil'in sorusuyla kendine gelen Melek "Ben çıkamam. Malum akrabalarımızla kalıyorum." Diye bir bahane sürdü. Aslında şu an onlarla gitmesi daha mantıklıydı ama o kadar sinirli, üzgündü ki gurur yapmıştı. Hem Yiğit de gidemezdi. İmzalamıştı o anlaşmayı bir kere.
"Ben de ablamla kalıyorum o da izin vermez. Size iyi eğlenceler." Dedi Filiz de mahcup bir sesle. Asil ısrar edecekti ama Melek masadan kalktı. "Bizim birazdan dersimiz başlayacak. Artık kalksak iyi olur. Akşam için de size iyi eğlenceler." Deyip gülümsedi. Filiz de ayaklanınca tekrar el sallayıp kantinden çıktılar.
Sınıflarının bulunduğu koridorun başında Melek durup "Ben bir lavaboya gideyim." Deyip durdu. Filiz de başıyla onaylayıp sınıfa girince Melek Yiğit'e mesaj attı.
-Amfi 6'nın önüne gel. Acele et dersim başlamak üzere. Yazıp gönderdi.
Mesajı gönderdikten sonra bir alt kata inip Amfi 6'nın önünde beklemeye başladı.
Yiğit telefonunun titremesiyle göz ucuyla bir baktı. Heyecanla mesaj beklediği tek kişi şu an yanında olduğu için mesaja dair pek bir merak beslemiyordu. Ayrıca o baş belası kızın yüzünde, özellikle gözlerinde gördüğü şeyle morali de bozulmuştu. Niye öyle bakmıştı ki şimdi. O saçma sapan anlaşma maddesi niye bu kadar önemliydi. Korkuyor muydu evde tek kalmaktan? Yani bu yaşa gelmişti, korkularıyla başa çıkması gerekmez miydi?
Ekranı aydınlattığında 'Baş belası ortak' yazısıyla ilk defa Melis'ten başkasına ait bir mesaja karşı merak duydu. Dudağının kenarında oluşan kıvrılmayla mesajı açtı. Ama okudukları o kıvrımı anında düzleştirmişti. Bu kız hangi akla hizmet ona emir veriyordu? Şimdi ona gösterirdi. "Benim ufak bir işim var. Birazdan gelirim." Dedi sinirle ve hızlı adımlarla bir kat yukarı çıktı.
Sinirle koridoru arşınlayan Yiğit'i, sinirle ayağını sallayıp söylenen Melek bekliyordu. İki göktaşının çarpışmasına az kalmıştı. Yiğit hızla yürümeye devam ediyor gittikçe yaklaşıyordu. Melek söylenmeye devam ediyor ve ayağının sallanma hızını arttırıyordu. Göktaşları hızlarını artırmış büyük çarpışma bekleniyordu. Melek arkasını döndü, Yiğit Melek'in yanına vardı. İşte o zaman olan oldu ama olanla beklenenin birbiriyle alakası yoktu. Gözler birleşince öfke yanıp kül oldu. Öyle olmaz mıydı zaten? Göktaşı da hızla ilerlerken sürtünmenin etkisiyle yok olmaz mıydı? Öyle olmuştu. Gözleri birbirine değince öfkeye söyleyecek söz kalmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
General FictionOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...