Dalmışım dizi izlemeye (günlerdir yeni boş vakit buldum da) bölüm atmayı unutmuşum🙈🙈 iyi okumalar. Eskisi gibi yorumlarınızı merakla ve heyecanla bekliyorum. Şurada alt tarafta yıldız olacak ona da basarsanız tadından yenmez😍😘
***
15.Bölüm
İkisi de uyuyamamış ama hareket de etmiyorlardı. Melek bir nebze korkudan ama büyük oranda heyecandan, Yiğit ise saf bir heyecandan uyuyamamıştı. Melek, Yiğit'in uyuduğunu düşünerek arkasını döndüğünde, Yiğit'le göz göze geldi, içi titredi. Acı bir his dalga dalda damarlarına yayıldı. Kapattı gözlerini. Artık Yiğit'e baktığında sadece Yiğit'i değil, halüsinasyon da olsa evlerine giren hırsızı da görüyordu. Boynu sızladı bu düşünceyle. Yiğit de sanki hissetmiş gibi dokundu oraya. Gözlerini hızla açan Melek bu defa Yiğit'le göz göze gelmedi çünkü Yiğit pür dikkat boynundaki yarayla ilgileniyordu. "Gerçekten temizlik yaparken kazayla mı oldu?" diye sordu kısık ve pişmanlık kokan bir sesle.
Arkasını dönüp gözlerini kapatmadan önce tek söylediği şeydi "Evet" Melek'in.
----
Melek çantasını hazırlarken Yiğit banyodan çıkıyordu. Melek dolaptan çıkardığı şeyi Yiğit'in gözüne sokarcasına yatağın üzerinde duran çantasına koymak için hareketlendi. Yiğit çatık kaşlarla ve meraklı gözlerle Melek'in elindeki şeye bakıyordu. "Onu ne yapacaksın?" diye sordu tamamen Melek'e dönerek. Melek omuz silkip "Lazım olabilir." Diye umursamazca cevap verdi. "Af edersin ama nerde lazım olabilir?" dedi biraz daha sert bir tonda. "Kanıt olabilir mesela." Dedi Evlilik cüzdanını koyduğu çantanın fermuarını çekerek. Çünkü Yiğit çoktan ona doğru hareketlenmişti bile. Çantayı eline alıp arkasına yerleştirdi. "Melek salak mısın sen? Ne kanıtı?" diye kontrollü ama sert bir sesle sordu. İçeride hâlâ halası vardı ve bu konuşmayı duyması çok da iyi olmazdı. "Düzgün konuş!" derken bile Melek'in sesinde bir dinginlik vardı. Bir yorgunluk, bıkkınlık... "Niye bu kadar tepki verdiğini anlamıyorum. Biz bunu en baştan konuşmuştuk. Anlaşmaya uyulmadığı zaman uymayana ceza olarak bir maddeyi karşı taraf ihlal edebilecekti. Hâlâ anlaşmaya uyuyorum yani." Melek düz bir şekilde, karşısında kaşlarını çatan kocasına bakarak sözlerini sakinlikle söylemişti. Söyledikleri Yiğit'in çatık kaşlarına bir de damarı atan bir çene de eklemişti.
"Ve sen de evliliğimizi herkese açıklamaya karar verdin?" diye sordu tıslayarak. Melek yine insanı daha doğrusu Yiğit'i çileden çıkaran bir sakinlikle başını iki yana salladı. "I-ıh herkese değil. Sadece bazı kişilere. Herkese söylersem anlaşmanın o maddesini feshetmiş olurum. Anlaşma bunu desteklemiyor." Yiğit ufacık bir an Melek'in onunla dalga geçtiğini düşündü. O kadar sakindi ki sanki ev ihtiyaçlarını söylüyordu Yiğit'e alması için. Fakat yanıldığını biliyordu. Melek bu iki gündür çok tuhaftı. "Bari adaletli ol. Bir gece evde tek kalmanın cezası bu olmamalı." Derken kabullenişin verdiği hezimeti taşıyordu. Güldü Melek, iki gündür sık sık gördüğü tuhaf gülümsemeydi bu yine. Hiç sevemediği. "Adalet? Ne yapayım mesela?" diye sorarken hala dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıktı. Yiğit de bu defa sinsice sırıttı. "Mesela... Temas yok diye bir madde var. Onu ihlal et mesela." Melek kahkaha attı. "Sen öyle mi yapardın?" diye sordu alayla. Yiğit dürüstçe cevapladı "Kesinlikle. En işime gelen madde o. Yani feshetmeme adına en fazla öpebilirdim sanırım ama olsun o da fena değil."
Aslında Yiğit karşısındaki umursamaz kızı sinirlendirerek bu ruhsuzluğa biraz olsun renk katmak istiyordu. Öpmek de istiyordu ama şimdi konu bu değil.
Ama beklediğine ulaşamadı. O ruhsuzluk hala üstündeyken "Neyse ki bu seçimi ben yapıyorum. Ve adalet demişken. Adaleti sağlayacak bir maddemiz yok maalesef." Dedi ve içinden ekledi 'O maddelerde senin zayıf noktan, çaresizliğin yok!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
Fiction généraleOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...