Herkese merhabalar. Uzun zaman oldu ha? Ancak bu zamana kalmasının bir sebebi vardı ve be o sebebi bekledim. Sizi çok meraklandırmadan bölümle baş başa bırakıyorum ama bölüm sonunda görüşelim mutlaka. Diyeceklerim var :)
ÖZEL BÖLÜM 1
Melek kahvaltısını yapıp vakit kaybetmeden evden çıkıp, arabasına bindi. Tezini teslim edince bitecekti. Neredeyse mezun olmuş sayılacaktı. Yıllardır hem evlilik hem de okul onu zorlasa da Yiğit adeta kol değneği gibi onu ayakta tutmaya yardımcı olmuştu. Şimdi de tezini teslim ettikten sonra her şey bitecekti. Aslında her şey yeni başlıyordu. Üniversite hayatı boyunca hep notlarını maksimum seviyede tutmaya gayret göstermişti. Yiğit ise bu yıl yüksek lisansını bitirip, aile şirketlerinde örgüt psikolojisini iyileştirmek yeni bir proje geliştirip çalışanların, örgütsel veya kişisel sorunlarına yönelik sorunları çözmek için yeni bir departman açmıştı. Melek de yüksek lisansını tamamladıktan sonra bu departmanda kocasının yanında yerini alacaktı. Aslında Melek okula başlarken tek hedefi akademik bir kariyer edinmekti. Bu hedefi belirlerken hayatında Yiğit Emre Karasu diye bir gerçek yoktu henüz. Şimdi tek hedefi kocasıydı Melek'in...
Okula geldiğinde hiç zaman kaybetmeden Toprak Abisinin yanına çıktı. Kapıyı tıklatıp beklemeden içeri girince, 'en azından bir kaç saniye bekleseydim' diye geçirdi içinden. Bir kaç saniye Melis'in Toprak'ın kollarının arasından çıkması için yeterli bir süreydi.
"Şey pardon..." dedi yanakları al al olurken. Çıkmaya yeltendi ama Toprak "Zaten gördün göreceğini çıkma gel." Dedi aksi bir ses tonuyla. Melek'ten utandığından değil ama Melis uyarmıştı, şimdi çok kızacaktı. Bir daha da okul sınırları içinde nişanlısını öpemeyecekti.
"Ben şey... Tezimi getirmiştim hocam." Dedi suratı patlıcana dönse de gülmemek için kendini zorluyordu. Toprak Melek'in uzattığı dosyayı çekip aldı. Üstten bir göz gezdirip "Sana ansiklopedi hazırla demedim Melek getirmişsin 500 sayfa ödev!" diye azarladı Kuzenini.
Melek de gözlerini devirip "O zaman ona göre bir konu verseydiniz öğretmenim. Ben de bayılarak hazırlamadım 298! sayfayı" diyerek karşılık verdi. Melis o sırada üstünü başını düzeltmişti. Hem utançtan hem de sinirden kıpkırmızı olmuştu o da. Toprak'a yandan sert bir bakış atıp Melek'e hak verdi. "Bulaşma kıza, senin ne kadar pinti bir hoca olduğunu tüm okul biliyor. Kendi nişanlının bile burnundan getirdin zamanında."
Toprak dudaklarına haylaz bir gülümseme yerleştirip "Bakıyorum da torpil beklemişsiniz Melis Hanım." Diye sorunca Melis "Hayır hocam, hakkımı bekledim ama sırf arkadaşlarım yüzünden hak ettiğimin yarısı kadar puan verdiniz." Diye cevapladı nişanlısını.
Toprak 'arkadaş' lafını duyunca yine delirdi. "Arkadaş dediğin hemcinsin olur! Maşallah senin arkadaşların tribün tayfası gibiydi Melis Hanım."
Melek bu tartışmanın ortasında kalmak istemiyordu zira önce hastaneye Yasemin'in yanına uğrayacaktı oradan da kocasını görmeye gidecekti.
"Ben sana asılan kız öğrencilere sesimi çıkarmıyorum da sen benin yıllardır arkadaş olduğum insanlara karışıyorsun öyle mi?"
"Şey ben çıkıyorum o zaman." Dedi ama onların Melek'i pek gördüğü söylenemezdi.
Melek yavaştan sıyrıldı aralarından ve odadan çıktı. Arabasına doğru giderken Timuçin'le karşılaşmayı beklemiyordu. Muhtemelen yine hovardalık peşindeydi ya!
"Oo bir Melek gördüm sanki" dedi abartılı bir tavırla. Melek gülerek gözlerini devirip "Şu an ne gördün bilmiyorum ama bunu Yiğit'in yanında söylersen kafanın etrafında uçuşan bir kaç melek görebilirsin. Dene istersen" diye inceden tehdit edince Timuçin yalandan korkmuş gibi yapıp "Aklımda bulundururum." Diye karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİK KERTMESİ(İLK HALİ)
Genel KurguOnların kaderi daha onlar doğmadan yazılmıştı. Ancak onlar büyüyene kadar dünya değişmiş, onları da değiştirmişti. Ne var ki ortada verilmiş bir söz ve iki inatçı ihtiyar vardı. Kader sürekli ikisini karşı karşıya getirse de onlar bir araya yıllar ö...
