37//Anlaşma

4.2K 573 453
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Tahmin ettiğimden uzun sürdü bitirmek xkdmlxmdl

Gerçekten kalbine dokunan bir bölüm, bu yüzden bol bol yorum gelmesini çok isterim şahsen🥰

İyi okumalar dilerim~~~

.........

    Jeongguk uzandığı yatakta, yatağın alışık olmadığı tarafındayken yüzünü pencerelere doğru dönmüştü. Parmak uçları hemen yanında uzanan ve yüzünde huzurlu bir ifade varken uyuyan Taehyung'un saçlarının arasındaydı. Dışarıda gün yavaş yavaş ağarıyordu ve o bütün gece uyuyamamıştı. Gözüne uyku girmemişti. Uzandığı Taehyung'a ait yatakta, hiç olmadığı kadar uzun gelen ve yağmurun sesiyle rahatsız hissettiği gece boyunca onu seyretmişti. Omeganın hatıralarına sahip olduğundan beri, yağmur onu rahatsız ediyordu ve genelde yağmur sesini duymamayı tercih ederdi. Bu gece ise farklıydı. Bu gece tüm rahatsızlığını bir kenara bırakmış, Taehyung'un yanında kalmayı tercih etmişti.

Taehyung çok ağlamıştı. Gerçekten çok ağlamıştı ve o kendisine tutunurken her hıçkırdığında, Jeongguk içinden bir parçanın kopup gittiğini hissetmişti. Dış kapının önünde ne kadar uzun süre o şekilde beklediklerini bilmiyordu bile. Tek bildiği, Taehyung'un hıçkırıklarının dinmesini beklediği ve o biraz sakinleşince harekete geçtiğiydi. Alfanın zayıf bedenini çöktükleri yerden kaldırıp ona yatağa kadar eşlik etmişti. Taehyung yatağa uzandığında ağlamaktan bitkin düşmüş, her an uyuyabilecek bir haldeydi. Buna rağmen uykuya dalması Jeongguk'un saçlarını okşadığı yarım saat boyunca sessizce ağladıktan sonra gerçekleşmişti. Ve uykuya daldığında bile onu bırakmamıştı. Bir eli sürekli üzerindeydi. Şimdi bile gevşek bir tutuşla başının altına yasladığı elinin gömlek koluna tutunuyordu.

Jeongguk onun kendisinden nefret edeceğini düşünmüştü. Taehyung'un şehre daha erken gelememesinin, geldiğinde gerektiği gibi karşılanmamasının, buraya gelirken çektiği zorlukların hepsinin sebebi olarak kendisini görmüştü ve onun da bu şekilde düşüneceğinden nedense emindi. Fakat Taehyung bir kez daha onu haksız çıkartmasını bilmişti. Şimdi biliyor olmasına rağmen nasıl onu yanında isteyebilirdi? Jeongguk onun yerinde olsaydı bir daha kendisini görmek istemezdi. 

Ama Taehyung böyle değildi. Hep beklemediği şeyler yapıyordu. Yanında uzanırken baş parmağıyla onun yanağını belli belirsiz okşadı ve dokunuşu alfanın yüz hatlarının gevşemesine sebep olurken, "Neden?" diye mırıldandı kendi kendine. Yüzleri arasındaki mesafe fazla değildi ve Jeongguk bu kadar yakından onu incelerken kendisine aynı soruyu sürekli sormadan edemiyordu. Epey rahatsız bir pozisyondaydı. Üzerindeki kıyafetleri de rahatsızlığını katlıyorlardı ancak o bu konuda yapabileceği pek çok şey varken uzanmış, Taehyung'u seyrediyordu. Bütün bir gece boyunca.

Neden? 

Pekala, hayatı boyunca daha önce hiç böyle hissetmemişti. Taehyung ona hiç tatmadığı hisleri teker teker tattırıyordu. Ona baktığında kalbi sızlıyordu, birlikte vakit geçirdiklerinde kalp atışları hızlanıyordu, ona bir şey olma ihtimalinden nefret ediyordu ve kendisi etrafında değilken yaşadığı bütün zorluklar için ondan hayatının sonuna kadar özür dilemek istiyordu. Ona değer veriyordu. Kimseye vermediği bir değerdi. Taehyung onun yardımcısı, arkadaşı, kurtarıcısı ve biriciğiydi. Sonsuza kadar yanında kalmak istiyordu. Ondan ayrılma fikrinden nefret ediyordu.

Başını koyduğu onunla aynı yastıkta biraz daha ona doğru kayıp gözlerini kapattı yavaşça. Taehyung daha bir yıldır bile bu şehirde değildi ancak şimdiden bu kadar çok şey olmayı başarmıştı. Onda kesinlikle şeytan tüyü vardı. 

"Taehyung, Taehyung, Taehyung..." Kapalı gözlerinin ardında ciğerlerine alfaya ait tanıdık feromonlar usul usul dolarken mırıldandığında, alfanın yanağında olan parmak uçları da harekete geçmişti. Parmak uçları kahverengi saçlının teni üzerinde kaydı. Yanağından hayali bir yol çizip çene çizgisine ulaştı ve çizgiyi takip ederek çenesinin hemen altında durdu. Jeongguk gözlerini aralayıp yerinde hafifçe kıpırdanan bedene baktı, ardından konuştu. 

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin