20//Lider Alfa

4.1K 559 150
                                    

Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Oylar ve yorumlar atmadan bölümleri yapıştırıyorum ama umarım yakında düzelir bu sorun xkemxlrmlxmd

İyi okumalar dilerim~~~

...........

   Sabahın erken saatleriydi. Son yağan karın üzerinden birkaç gün geçtiği için yüzeyde kalan son kar kütleleri de neredeyse tamamen erimişti. Yollar temiz, hava açıktı. Güneş parlasa da ısıtmakta yetersizdi ve bu havada, sabahın erken saatlerinde Taehyung üzerindeki montuyla gökyüzünü seyrediyordu. Kollarını önünde kavuşturmuştu. Yaşadığı rezidansın önündeki otoyoldan geçen arabalar sağ olsun, etraf gürültülüydü ancak bu gürültü yan yana olduğu adamla kendisini pek uğruyor sayılmazdı. 

Lider, ya da lideri yanında elindeki telefonda oyalanmaktaydı. Bugün, birlikte inşaatı baltalayan sürülerle konuşmaya gidecekleri gündü ve şu anda da bu yüzden bekliyorlardı. Arabanın gelmesini istemelerinin üzerinden henüz birkaç dakika geçmişti ve sabahın erken saatleri olduğundan mıdır bilinmez aralarında bir sessizlik hakimdi. Taehyung henüz tam olarak uyanmış bile sayılmazdı, bu yüzden bu sessizliği bozmaya yanaşmıyordu. 

Bir an, gökyüzünü izlemeye ara verdi ve elinin tersiyle ağzını kapatırken esnedi. Ardından dikkati hala elindeki telefonda olan adama baktı. Ne yaptığını bilmiyordu ve ona bakmaya garip bir biçimde çekiniyordu. Bu yüzden gözlerini uzun süre onun üzerinde tutamamıştı. Tüm bunlara rağmen gözlerinin sürekli onu araması da cabasıydı. Bu kadar garip hissettiği için iç geçirdi ister istemez. Hislerine ad koymasının üzerinden iki gün geçmesine rağmen hala alışamamıştı. 

Kabullenmişti. Bir şekilde, onu lideri olarak kabul ettiği bir gerçekti. Sorun, bu gerçeği kabullendikten sonra onun yanında öncesinden çok daha garip hissetmesiydi. Sürekli diken üstündeydi ve o ne zaman kendisine baksa ya da konuşsa bütün duyuları ayaklanıyordu. Bu kadar net ve gözle görülür tepkiler verdiği için utanıyordu. Gerçi, lideri tepkilerini garipsiyor gibi değildi. Yalnızca bazen dudağının kenarı kıvrılırken gülüyordu. Ve Taehyung son iki gündür bu her olduğunda müthiş bir tatmin hissi onu sardığı için çoğunlukla yanaklarında bir kızarıklıkla ortalıkta dolaşıyordu. 

Bir önceki gün, ölen işçilerin aileleriyle görüşmeye gitmişlerdi ve Taehyung tüm görüşmeler boyunca sarı saçlı olanı parıldayan bakışlarla izlemişti. O insanların ailelerine karşı takındığı tavır içini ısıtmıştı. Onu lideri seçtiği için dikkatinin tamamen üzerinde olması bir yana, onu izlemek hoşuna gidiyordu. Ne zaman babasından ayrılan bir farklılığını görse, dakikalarca gülmek istiyordu.

"Hala uyanamadın mı?" Göz ucuyla izlemeyi düşündüğü adam telefonunun ekranını kararttıktan sonra sorduğunda, Taehyung belirgin bir irkilmeyle dalgınlığından sıyrıldı ve başını salladı yavaşça. "Neden bu kadar erken gitmek zorundayız?" dedi ardından huysuz bir ses tonuyla. Lideri elindeki telefonu kabanının cebine koyduktan sonra cebinden siyah deri eldivenlerini çıkartırken güldü sorusuna ve Taehyung yine aynı şekilde hissetti. Açıklamaya başladığında odaklanmakta sıkıntı yaşamıştı. 

"Ne kadar erken gidersek o kadar iyi. Burada yapılacak çok fazla iş var. Ölen işçilerin bilgisi basına ulaştı, yakında röportaj yapmak isteyecekler. Karşılarına elimde hiçbir şey olmadan çıkamam." Lider ona açıklarken bir yandan eldivenlerinden birini giymeyi bitirmişti. Taehyung bu sırada hem onu izliyor, hem de sözlerine kulak veriyordu. Kırmızı gözleri o ikinci eldiveni giymekte sıkıntı yaşadığında parlar gibi oldu. Elleri ondan habersiz lidere uzandı ve soğuk parmak uçları ona ait sıcak bileğe değerken eldiveni ondan aldı. 

Lider Jeon beklemediği anda bileğinde hissettiği soğukluk karşısında ürpermiş, mavi gözlerini kendisine bakmayan Taehyung'a çevirmişti. O, bu sırada ona bakmıyordu. Daha çok, dünyanın en önemli göreviymiş gibi sol eline eldiveni takmakla meşguldü. Lider bunu biraz daha uğraşsa kendisi de yapabilirdi, onun bir anda bu şekilde davranması garibine gitmişti. Buna rağmen, tek kelime etmedi. Yalnızca ona işinde yardımcı oldu ve teniyle ısınan parmak uçları bedeninden ayrıldığında, "Teşekkürler." demekle yetindi. 

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin