54//Kasaba Sürüsü

3.2K 423 154
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~~

...............

    Güneş bir kez daha Byeonwha'nın üzerine tüm alışıldığıyla beraber doğuyordu. Yeni yeni uyanan şehirde sokaklar kalabalıklaşmaya başlamıştı. Her kafadan farklı bir ses çıksa da genel olarak merak edilen ve konuşulan konu öğlene doğru yapılacak olan basın toplantısıydı. İnsanların dilinden düşmüyordu. İşe gidenler radyolarından sunucuların konu hakkındaki fikirlerini dinliyorlardı. Evdekiler sabah haberleri programında konudan haberdar oluyorlardı ve ellerinde telefonları olanlar internet haberlerinden okuyorlardı. 

Tüm merakın ve odağın merkezindeki adam ise evinde, büyük yatağında güne gözlerini çalan alarmla henüz açmıştı. Alarmı kapatmak adına uyanır uyanmaz alışıldık eylemler dizisini gerçekleştirmek üzere doğruldu Jeongguk. Yatağa bir elini yasladı, öteki elini ise komodinin üzerindeki telefonuna uzattı. Telefonu eline alıp alarmı kapattıktan sonra gelen bildirimlerde göz gezdirmiş, birkaç sabah haberi dışında Jimin'den gelen mesajları görmüştü. Dün akşam konuştukları konuların hallolduğunu mesaj atmıştı. Jeongguk mesajlarda kısaca göz gezdirdiği sırada arkasından gelen sesi duydu. 

"Baba..." Elindeki telefonu çabucak kapatıp bedenini geriye çevirdi. Jisung Taehyung ile kendisinin arasında yatarken ona doğru yaklaşmıştı. Uykusundan yeni yeni uyanıyor gibi duruyordu. Belki de uykusunda konuşuyordu. Jeongguk emin olamamıştı. Yalnızca doğrulduğu yatağa yeniden uzanmış, dirseğini yatağa yaslayarak başını dik tutarken elini oğluna doğru kaldırmıştı. Çocuğun üzerini açtığı pikeyi parmaklarıyla biraz yukarı doğru çekiştirdi. 

Jisung dün akşam gerçekten şaşırtıcı bir şekilde kısa süren bir alışma faslıyla Taehyung'a baba demeye başlamıştı ve bu, ikisini de şaşırtmıştı. Jeongguk onun en azından birkaç hafta bekleyeceğini düşünüyordu. Onun kendi küçük zihninde neler döndüğünü anlamakta zorlanıyordu. Kimliğinin ortaya çıkmasını dert etmiyor, bundan hoşlanıyordu. Taehyung'u bu kadar çabuk ikinci babası olarak kabul edebiliyordu. Olaylara bu kadar olgun yaklaşması büyüleyiciydi. Taehyung onun geçen gün hakkını nasıl savunduğunu kendisine anlattığında da bu şekilde düşünmüştü. 

Çocuğun ipek saçları başını koyduğu yastığın üzerinde dağılmışlardı. Bedeni kendisine doğru dönüktü. Üzerinde sevdiği animasyon kahramanlarından birinin baskısını taşıyan bir pijama takımı vardı ve Taehyung ile kendisinin arasında küçücük duruyordu. Şimdi uyurken onu seyrettiğinde, Jeongguk neden onun evinde kalmasına başta bu kadar karşı olduğunu anlamakta zorlanmıştı. Yeni bir şey olduğu için endişelenmiş, paniklemişti. Oysa, Taehyung sayesinde hayatına giren yeniliklerin ona zarar verdiği hiç olmamıştı. 

Jisung güzel bir çocuktu. Onun büyümesini izlediği sekiz yıldan sonra bunu anca şimdi bu kadar net bir şekilde hissediyordu. Jeongguk onu zarar gelebilecek her şeyden sakınmak istiyordu. Çocuğa istediği özgürlüğü tanımanın onu bu kadar rahatsız edeceğini hiç tahmin etmemişti. Şimdi onu seyrederken ise düşünüyordu ve bu basın toplantısında insanlar oğlunun yüzünü görecekleri için rahatsız olmadan edemiyordu. Kimsenin onun hakkında atıp tutmasına tahammülü yoktu. Kendisine istediklerini söyleyebilirlerdi ancak oğlu, oğlu bu işe dahil olmamalıydı. Anlaşılan bugünden sonra basın konusunda daha da tutucu olacaktı. 

"Günaydın." Tanıdık boğuk sesten bir mırıldanma duyduğunda başını siyah saçlarını okşadığı küçük çocuktan kaldırdı Jeongguk. Uyandığı için yüzünü kendilerine dönen Taehyung'a baktı ve alfa yatakta doğrulup kıvırcık saçlarını geriye doğru yatırırken gülümsedi. "Günaydın." Taehyung sözleriyle bir elini gözüne çıkarmış, ovalarken, "Geç kalmıyoruz değil mi?" diye sormuştu. Jeongguk başını belli belirsiz iki yana salladı. Alarm çalalı daha on dakika bile olmamıştı.

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin