Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻
Uzun bir bölüm, istediğim şeylerin yarısını anca yazmama rağmen hem de. Açıkçası on bin kelimeden sonra kendimi hep fazla abartırken buluyorum xkmdlemdlek
İyi okumalar dilerim~~~
............
Asansörün içi boştu. Taehyung'un içeri girdiğinde bir şekilde fazlasıyla mutlu olmasına sebep olacak şekilde içeride lider ve kendisi dışında kimse yoktu. Belki saat sekize yaklaştığındandı. Evlerinin olduğu katın düğmesine bastıklarında bile asansörün başka herhangi bir kattan çağrılmadığını görmüşlerdi. Ve Taehyung bu fırsatı kapılar kapanır kapanmaz geniş alanda liderine yanaşmak için kullanmıştı.
Jeongguk arkasına geçip başını omzuna doğru yaslayan adama biraz geri çekilerek baktı. Yüzünde ufak bir gülümseme vardı. Taehyung odada geçirdikleri son anlardan bu yana dibinden ayrılmıyordu ve bu topluluk içinde biraz sorun oluştursa da Jeongguk şikayetçi olamıyordu. Nasıl olabilirdi ki? Zaten başından beri onu yanından ayırmaktan nefret ediyordu. Bugün toplantıya yalnız girme kararından on dakika sonra pişman olmuştu. Şu saatten sonra, alfanın ondan kurtuluşu yok gibiydi. Gerçi, o da şikayetçi durmuyordu.
"Uykum var." Başını omzuna doğru yaslamış olan beden kulağına doğru mırıldandığında, Jeongguk güldü. Taehyung'un hala haberi yoktu belki ama Jisung bu akşam geldiğinde erken uyumayı unutsa iyi olurdu. Çünkü çocuğun onun evinde geçireceği ilk gecede erkenden yatacağını hiç düşünmüyordu. İkisini de yorabilirdi. Açıkçası, Jeongguk bu konuda Jisung'u Taehyung'un üzerine atmayı düşünüyordu. Her ne kadar ana binadan normal saatte çıksalar da arayıp Jimin ile yarınki basın toplantısı hakkında konuşmalıydı.
"Uykunun açılması gerekecek." Taehyung'un mırıltısına karşılık olarak önüne dönüp konuştuğunda, alfa kaşlarını çatarak başını omzundan kaldırmış, "Neden?" diye sormuştu merakla. Jeongguk asansör inmeleri gereken kata geldiği için ona herhangi bir cevap vermedi. Yalnızca kapıların açılmasıyla ilerlemekle kalmıştı ve bu sessizlikten irrite olan Taehyung onun arkasından alelacele asansörden çıkıp, "Neden ki?" diye tekrar sormuştu. Jeongguk kendi dairesinin bulunduğu sağ koridora dönerken güldü onun soruş tarzına. Israrcıydı fakat herhangi bir yanıt alamayacaktı kendisinden. Açıkçası, Jeongguk ona ana binada söyleyemedikten sonra sürpriz yapmaya karar vermişti. Planı eve gitmek, akşam yemeği hazırlarken gelecek olan Jisung ile onu şaşırtmaktı.
Tabi, bu planları köşeyi döndüğünde boşa çıkar gibi oldu. Gülümseyerek yine yanında biten Taehyung'a kısaca baktıktan sonra önüne döndüğünde Taehyung'un kapısının önünde gördüğü beden indirdiği savunma duvarlarını kaldırması için yeterliydi. Fazlasıyla salaş bir giyime sahip siyah saçlı adam gelen seslerden olsa gerek kendilerine doğru dönerken Jeongguk'un yüzündeki gülümseme dondu. Ana binadan çıkarken yaşanan haberci yoğunluğundan sonra tanımadığı birini evlerinin önünde görmek kaşlarının çatılması için yeterliydi. Adımları kısa bir duraksamanın ardından hızlanırken dudaklarını araladı. Fakat onun konuşmasından önce yanındaki Taehyung öne atılmış, hafif şaşırmış bir tonda, "Hoseok?" demişti.
Hoseok arkadaşının sesini duyduğunda son yarım saattir beklediği kapının önünde yutkundu. Elleri ister istemez titremeye başlamıştı. Bu şehrin liderini bu kadar yakından ve yüz yüze ilk görüşüydü. Adamın az önce arkadaşına gülümseyen yumuşak yüz hatlarının onu görür görmez sertleşmesi ise gerginliğini katlamaktan başka bir şeye yaramıyordu. Taehyung sarı saçlı bedenin yanına geldiğinde, Hoseok bir kez daha yutkunurken çabucak eğilmiş, lideri selamlamıştı. Adam hakkında son çıkan haberlerden sonra hiç iyi düşünceleri yoktu fakat hayatını seviyordu. Onun öfkesini üzerine almak istemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
city of differences
FanfictionTaehyung kırsaldaki sürüsünden kaçıp ilk defa şehre geldiğinde, hiç kimse onun bu kadar kısa sürede şehrin liderinin biriciği olacağını tahmin edememişti. . *omegaverse* *taekook* *switch*