Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻
Geçiş bölümü ama yine upuzun bir bölüm xkdmxldmlx
İyi okumalar dilerim~~~
............
Taehyung liderin evinde oturduğu taburede, önündeki kahvaltısını yerken bacaklarını ileri geri sallıyordu. Liderle birlikte uyumaya başladıklarından beri kahvaltıyı hep birlikte yaparlardı ancak şu anda yalnızdı. Zira dün liderin verdiği ani karardan sonra bugün olarak belirlenen yola çıkma tarihleri, başlarına bir sürü iş açmıştı. Lider sabah normalden daha erken bir saatte uyanmıştı ve Taehyung uyandığında yalnızdı.
Bu durum, tabi ki biraz sinirini bozmuştu. Sonuçta onunla birlikte uyanmaya alışmıştı. Ancak sormak için lideri aradığında ve onun Jisung'a gittiğini öğrendiğinde, hissettikleri değişmişti. Liderle birlikte iki gün sonra Jisung'u ziyaret edeceklerdi hesapta fakat bu seyahat işlerini bozmuştu. Lider ona durumu açıklamaya gitmiş olmalıydı. Taehyung bu bilgiyi aldıktan sonra liderin yaptığı gibi kendi görevlerine odaklanmaya karar verdi. Şu anda kahvaltı yapıyor olmasına rağmen elinde telefonunun olmasının sebebi buydu.
Lider Jeon dün ona yapılan hazırlıkları kontrol etme görevini vermişti. Çoğunu her zamanki gibi Jimin halledecekti ancak kendisinin de arayıp yoklaması gereken yerler vardı. Zira bu seyahate çıkacak olanlar yalnızca lider ve kendisi değildi. Bölgeyi incelemesi için mühendisler de orada olacaktı. Ayrıca, askerlerin de onlara eşlik etmeleri gerekiyordu. Kısacası kalabalık bir gruplardı. Seyahat işi aniden çıktığı için de yapılacak çok iş vardı.
Taehyung aradığı her kişiyle kahvaltısını yarım bırakıp konuşurken biraz gergin hissetse de, hallettiği her ufak işte biraz daha özgüven kazanıyordu. Buraya ilk geldiğindeki haliyle şu anki hali arasında dağlar kadar fark vardı. Artık telefonu olması gerektiği gibi kullanabiliyordu, arama yapmakta zorlanmıyordu ve pek çok yeni şey öğrenmişti. Liderine istediği gibi yardımcı da olabiliyordu. Başardığı her işten sonra kendisine olan güveniyle birlikte cesareti de artıyordu. Dün lider ona görevini verdikten sonra yapabileceğini düşünüp düşünmediğini sorduğunda ona kesinlikle halledeceğini söyleyebilmesinin sebebi buydu.
Halletmişti de. Kahvaltısını bitirdikten sonra bir yarım saat daha telefon görüşmeleri yaptıktan sonra bitirmiş işini. Her şey hazırdı, kendi tarafında bir sıkıntı yoktu ve Jimin'in ondan çok daha çabuk bitirmiş olduğunu da tahmin ediyordu. Yani, hazırlardı. Rehberinde gezinip liderin adını buldu ve üzerine tıkladı. Ardından telefonu kulağına götürdü.
Telefon biraz çaldıktan sonra açıldı. "Taehyung hyung!" Jisung çocuksu bir neşeyle telefona cevap verdiğinde, Taehyung gülmüştü. "Nasılsın Jisung?" Jisung telefonun öteki ucunda oturduğu koltukta bacaklarını ileri geri sallarken, "Çok iyiyim! Sen nasılsın?" dedi ancak Taehyung'un herhangi bir cevap vermesine fırsat vermeden devam etti. "Babam seyahate çıkacağınızı söyledi! Nereye gideceksiniz?" Lider Jeon ona detayları anlatmamış olmalıydı, yoksa Jisung böyle ağzından laf almaya çalışmazdı. Taehyung başını hafifçe eğip güldü ve cevap verdi küçük olana.
"Biraz uzak bir yere. Geri döndüğümüzde sana anlatırım. Ne dersin?" Jisung bu anlaşmadan hoşnut olsa bile, bekleme fikrinden hoşlanmıyordu. Bu yüzden yüzü düşerken dudaklarını büzmüş, "Ben de gelmek istiyorum." demişti huysuz bir tonda. Taehyung liderin onu da götürmesinin hiçbir yolu olmadığını biliyordu. Üstelik, kendisi de bu konuda liderle aynı fikirdeydi. Küçücük bir çocuk için uzun ve yorucu bir yolculuk olurdu. Yine de, Jisung'a bunu belli etmeden, "Hm, ben de senin gelmeni isterdim. İstersen senin için oranın fotoğraflarını çekebilirim, olur mu?" dedi başka bir teklif sunarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
city of differences
FanfictionTaehyung kırsaldaki sürüsünden kaçıp ilk defa şehre geldiğinde, hiç kimse onun bu kadar kısa sürede şehrin liderinin biriciği olacağını tahmin edememişti. . *omegaverse* *taekook* *switch*