Side Story//"Duvarlar yıkılırken el ele tutuşuyoruz."

2.7K 285 94
                                    

Tekrardan merhabalar👋🏻👋🏻👋🏻

Umarım önceki bölümü okumadan gelmemişsinizdir buraya, karmaşa olsun hiç istemem♡

Medya: The Neighbourhood - Afraid

İyi okumalar dilerim~~~

...

Başta nefret ettiği, sonrasında ise kabul ettiği teklife uyarak sonraki bir haftasını şehrin duvarlarında yaşayan ve Byeonwha'yı korumakla görevli olan askerlerle geçirdikten sonra, itiraf etmekten utanç duyuyordu ancak Taehyung öncesinden çok daha iyi hissediyordu. Bu garipti. Buraya gelmenin ve kendisini meşgul etmeden günün büyük bir kısmını etrafta boş boş takılarak geçirmenin durumuna hiçbir yararının olmayacağını düşünmüştü. Bir haftasını burada, iki tarafı da uçsuz bucaksız ormanlarla kaplıyken geçirdikten sonra ise artık liderinin onu başından savmaktansa ona iyi gelecek kararı vermeye çalıştığını görmüştü.

Burası güzeldi. Devasa duvarlar her gördüğünde biraz daha uzuyormuş gibi gelse ve şehirden aslında hiç ayrılmamış olsa bile burada sanki şehir çok uzaktaymış gibi hissediyordu. Tam manasıyla doğanın tam içine düşmüştü ve o bu durumdan gerçekten memnun kalmıştı. Bütün hayatı boyunca ormanın ortasında, ağaçlar arkadaşıyken yaşadıktan sonra yalnızca bir yılını şehirde geçirmenin bu kadar çok özlemesine sebep olduğunun farkında değildi. Buraya geldiğinde ise fark etmişti. Arabadan indiği andan itibaren soğuk havaya rağmen dışarıda, doğada kalmak istediğinde fark etmişti ve bir hafta boyunca bu isteğini yerine getirmek ona iyi gelmişti.

Sabah uyanıyordu, güneş o sırada yeni yeni doğuyor oluyordu ve o kendisine ayrılan büyük sayılamayacak askeri odada yatağında yan döndüğünde, bir süre yanında görmeye alıştığı beden olmadığı için yas tutuyordu. Sonrasında yerinde doğruluyor, yüzünü bile yıkamamışken ayılmak için montunu giyinip kendisini dışarı atıyordu. Kalın duvarların içinde iki katlı bir yapı olduğunu ve bu yapının detaylarını burada kaldığı süre boyunca öğrenmişti. Şehrin çevresini saran bir çeşit askeri üstü burası ve insanlar gerçekten meşgul olmalarının yanında kendisine karşı da oldukça kibarlardı. Byeonwha'ya ve Lider Jeon'a olan sadakatlerinin haddi hesabı yoktu. Belki de bu yüzden Taehyung onlarla kalmayı sevmişti.

Montunu üzerine aldıktan sonra odasından çıkıyordu ve inşa edilen büyük asansörden indikten sonra alt kattaki en yakın kapıdan kendisini dışarı atıyordu. Onu soğuk bir hava, beyaz bir gökyüzü ve üzerleri karlarla kaplı ağaçlar karşılıyordu. Bazıları yapraklarını çoktandır dökmüşlerdi. Bazıları ise iğne yapraklarıyla kütlelerce karı üzerlerinde taşıyorlardı. Ortalıkta dolaşan birkaç sakin sincap vardı. Taehyung sabah yürüyüşleri sırasında birkaç defa onlarla karşılaşmış, gülümseyerek sonbaharda gömdükleri yiyeceklere ulaşma çabalarını seyretmişti.

Dışarıda yaptığı yürüyüşleri süresince etraf oldukça sessiz oluyordu. Taehyung kendi düşünceleriyle baş başa kalıyordu ve buna rağmen, şehirde olduğu gibi kulağına çalınan fısıltılar ya da onu boğan düşünceler hiç zihnine uğramıyordu. Sanki buraya geldiği andan itibaren bambaşka birine dönüşmüştü. Özlediği eski kendisi olmuş gibi hissediyordu. Huzurluydu. Bu yüzden ilk günden geri dönmemiş, kalmaya devam etmişti. Tek eksiği Jeongguk'un varlığıydı. Onu da telefondan konuşarak hallettikleri söylenebilirdi. Gerçi, Taehyung yine de adamın yanı başında olmasını geri kalan bütün telafilere tercih ederdi. Bu bir gerçekti.

Sabah yürüyüşleri neredeyse iki saat sürüyordu. Ortalarına doğru yanına aldığı telefonu çalıyor, liderin adı ekranında çıkıyordu. Taehyung her defasında hafifçe gülümsüyor, telefonu açıyor ve oraya gelmeden önce üzerinde bulunan kara bulutlar bir hiç olmuşken güleç bir tavırla Jeongguk'la konuşuyordu. Onunla her sabah, öğlen ve akşam konuşuyordu. Sabah omega onu arıyordu. Öğlen ve akşam ise Taehyung onu rahatsız ediyordu. Konuştukları süre zarfı da yarım saat ve bir saat arasında değişiyordu. Jeongguk Taehyung telefonda her kendisine güldüğünde ve o gün neler yaptığında, dışarıda ne gördüğünden bahsettiğinde hissettiği yoğun özlem duygusuna rağmen onu duvarlara gönderdiği için kendisiyle gurur duyuyordu. Doğru bir karar vermişti. Taehyung belki de aylar sonra en sonunda yine eski kendisi gibi olmuştu. Bunu korumak için her şeyini verirdi.

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin