Tünaydın👋🏻👋🏻
Biraz yorum bekliyor olabilirim çünkü bu epey uzun bir bölüm?
İyi okumalar dilerim~~~
...........
Taehyung sonraki sabah gözlerini üst kattaki yatağında değil de liderin hala uyuduğu koltuğun çaprazındaki koltukta açmıştı. Dün akşam düştüğü dehşeti ve neden burada uyumaya karar verdiğini hatırlaması biraz zaman aldı. Fakat hatırladığında, yattığı yerden aniden doğrulmuş, bu başının ağrımasıyla sonuçlansa bile koltukta apar topar toparlanıp bakışlarını lidere çevirmişti. Hala uyuyordu.
Yatış pozisyonunu bile değiştirmemişti. Sanki canlı bir bedenden çok ölü bir beden gibiydi. Taehyung inip kalkan göğsünü ayırt edemese kalkıp yaşadığından emin olurdu. Rahat bir nefes verirken koltuk zeminine tutundu ve yutkundu. Boğazında garip bir his vardı. Belki biraz su içmek iyi olabilirdi. Dün lider için getirdiği bardağa doğru uzanıp bardağı kafasına dikti. Ne yapacağını bildiği çok yoktu bu yüzden oyalanmaya çalışıyordu.
Salonu bir zil sesi doldurduğunda, kendisini oyalayacak şeyi bulmuştu. Seokjin'in ona aldığı telefonun sesiydi bu. Taehyung onu en son nereye bıraktığını bile hatırlamıyordu. Seokjin onu sürekli yanında tutmasını istemişti ancak o bunu becerememişti. Onun hatası değildi gerçi. O telefon yalnızca yanında bir ağırlıktı. Bir işe yaradığı yoktu. Sadece fotoğraf çekmek eğlenceliydi.
Oturduğu koltuktan kalkarak sesi takip etti. Telefonu üç koltuktan cama en yakın olanında, yastıkların arasında bulmuştu. Ekranı gözünün önüne getirip gözlerini kısarak baktı. Ne yapması gerekiyordu? Yeşil olanı çektirmeliydi değil mi? Doğru hatırladığını umarak bunu yaptı ve telefondan tanıdık ses yükseldiğinde becerebildiği için kendisini tebrik etti.
"Taehyung! Şükür en sonunda açtın ya! Kaç gündür seni arıyoruz, hiç açmıyorsun. Telefonu yanında taşıman için almıştık oysaki." Taehyung dudaklarını birbirine bastırdı cevap vermeden önce. Üç gündür erkenden kalkıp evden çıkıyordu liderle birlikte. Akşama anca dönüyorlardı. Bu yüzden ona ulaşamamaları normaldi. "Özür dilerim." dedi gerçekten içten bir şekilde ama sesi kısıktı. Koltukta uyuyan adamı uyandırmak istemiyordu.
Bu yüzden oradan uzaklaşıp mutfağa doğru gitti ve sandalyelerden birine otururken Jennie'nin verdiği cevabı dinledi. "Özrün kabul edilmedi. Zaten geldiğin gibi aniden gittin. Ben anlamadım bu nasıl bir iş. Bizi bırakıp nasıl gidersin?" Genç kızın sesi huysuz bir tonda çıkıyordu ve Taehyung onun sözlerinin ardından arkadan Jongin'in sesinin geldiğini duymuştu. "Belliydi zaten böyle olacağı. Onu buraya liderin adamı bizzat bırakmıştı. Önemli biri olduğunu biliyordum." Taehyung yanaklarının belli belirsiz yanmaya başladığını hissederken, "Ben önemli biri değilim." diye karşı çıktı.
Bu sefer telefonda daha net bir şekilde duymuştu Jongin'in sesini. Büyük ihtimalle aleti Jennie'nin elinden almıştı. "Yeme bizi. Bal gibi de önemli birisin. Yoksa koskoca lider seni almaya buraya kadar niye gelsin?" Taehyung'un buna verecek bir cevabı yoktu. Bu yüzden sessiz kalmış, bir süre sonra konuyu değiştirmek için, "Ne yapıyorsunuz?" diye sormuştu. Telefon yeniden el değiştirirken Jennie'nin sesini duydu tekrar. "Kahvaltı yapıyorduk. Hoseok da burada hatta. Konuşmaları dinleyip göz deviriyor. Oysa dün ağlıyordu seni çok özlediği için." Taehyung Jennie'nin abarttığını sonrasında gelen gürültülü atışma seslerinden anlarken kıkırdadı. Onları özlediğini fark etmişti.
"Asıl sen ne yapıyorsun? Nerede kalıyorsun?" Çıkan arbededen sonra Jongin sorduğunda, Taehyung içinde bulunduğu dairede bir göz gezdirip, "İlk geldiğim yerde." dedi detay vermekten çekinerek. Orada kaldığı iki ay boyunca, şu anda içinde bulunduğu hayata herkesin erişemediğini kavramıştı. Bu yüzden kendisini yüceltiyormuş gibi görünmek istemiyordu. "Yani mükemmel bir yerdesin. O pahalı kıyafetlerden giyiyor musun yine?" Jennie coşkulu bir ses tonuyla sorduğunda, Taehyung pahalı kıyafet ayrımını yapamadığı için dudaklarını büzdü ve üzerindeki kazağa baktı. "Bilmem." dedi ardından. Jennie gülmüş ve, "Ayırdına bile varamıyorsun değil mi?" demişti. Taehyung da güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
city of differences
FanficTaehyung kırsaldaki sürüsünden kaçıp ilk defa şehre geldiğinde, hiç kimse onun bu kadar kısa sürede şehrin liderinin biriciği olacağını tahmin edememişti. . *omegaverse* *taekook* *switch*