34//Geçmiş

3.6K 511 206
                                    

Tünaydın👋🏻👋🏻

Yıllar sonra telefondan yazdığım ilk bölüm bu ve uzun olsa da sadece Taehyung'un geçmişinden oluşuyor.

Yani birazcık(🤏🏻) sıkıcı olabilir.

İyi okumalar dilerim~~~

...........

    Serin bir yaz günüydü. Rüzgar hafif hafif esiyor, ağaç yaprakları hışırdarken kuş cıvıltılarının sesi nereden olursa olsun kulaklara ulaşıyordu. Güzel bir gündü ve bu güzel günde, dudakları düz bir çizgi halini almışken odasındaki sert döşeğinde oturan genç adam karşısındaki duvarı seyrediyordu. Oda karışıktı. Duvara yaslı tahta dolabın üzeri kalın bir tabaka tozla kaplanmıştı. Zemin de aynı şekildeydi. Üzerinde oturduğu yatak örtüsü bile epey bir uzun süredir yıkanmaktan uzaktı. Cam sonuna kadar açık olmasına rağmen odadaki basık hava dağılmaktan uzaktı. İçerisi kasvetliydi.

Bacaklarını uzatmış, sırtını yatak başlığına yaslamışken ayaklarını baktığı duvara doğru uzatmış olan genç adamın umurunda değildi odanın hali. O yalnızca üzerindeki krem rengi kumaş gömleği, yıpranmış kahverengi pantolonu ve karmakarışık olmuş koyu kahve kıvırcık saçlarıyla oturduğu yerde duvarı izlemekle ilgileniyordu. Üzerinde yer yer yaraların olduğu yıpranmış ellerini kucağına koymuştu, kırmızı gözleri herhangi bir duyguya dair işaret yoktu. Güzel gözleri bomboş bakıyorlardı.

Her şeye kayıtsız kalan görüntüsüne rağmen, duyuları ve zihni kapalı olmaktan çok uzaktı o anda. Kulakları alışılmadık her türlü sese dikkat kesilmişti, çelimsiz durmasına rağmen güçlü olan bedeni tetikteydi. Odasında tetikte olması için hiçbir sebep olmasa bile bedenini içine girdiği durumdan kurtarmanın bir yolu yoktu. O böyle büyümüştü. Ait olmadığını hissettiği bu sürüde, Iseul'ü kaybettiğinden beri vücudunun gardını indirdiği tek bir an bile olmamıştı. Yalnızca yalnız başına olduğunda yüz hatları gevşer, gözleri bazen hüzünle dolardı. Çevresinde bir başkasının varlığını hissediyorsa cansız bir korkuluktan fazlası değildi. Bu durumun ondan farklı beklentileri olan babasının hoşuna gitmediğinin farkındaydı. Bu sebeple onun yanındayken hareketlerine daha çok dikkat ediyordu.

Genç adamın isyanıydı bu. Önce annesini, sonra ise bu sürüde değer verdiği geriye kalan tek kişiyi ondan koparan babasına karşı isyanıydı. On yıldan daha uzun süredir süregelen bir isyan ateşiydi yaktığı ve bir an için bile olsa sönmemişti. Kalbini katran misali kaplayan anılar ne zaman aklına gelse görüşünü kan kırmızısına buluyor, eylemlerini kontrol ediyordu. Bu odadan çıktığında, sözde kendisinin olan bu sürüde gezindiğinde ve dışarıdaki onlarca insanın gözlerine baktığında, iğrenmekten başka bir şey yapamıyordu. Acı içindeydi ve kurtulmak istiyordu. O yalnızca, nasıl yapacağını bilmiyordu.

Buradan nasıl kurtulabilirdi? Günler, geceler, haftalar, aylar ve yıllar boyunca kafa yorduğu tek soru buydu. Müthiş bir kararlılıkla cevabını aradığı ve kurtulmasını sağlayacak soru buydu. Cevabı bulduğu anda, onu kimse durduramayacaktı. Sorun ise tam olarak burada başlıyordu. Bu soruya cevap bulmak, hiç de kolay değildi.

Yirmi yaşlarının sonlarındaydı. Sürüsünde sessiz deli olarak adı çıkmıştı ve adımını dışarı attığı anda korku dolu gözler üzerine çevriliyordu. Liderin oğlu olması bir yana, on yaşından beri sert yüz ifadesini koruyor olması insanları ondan uzaklaştırmıştı. Bu sürüdeki herkesin dikkati üzerindeyken kaçış planını hazırlayamıyordu. Yanına alması gereken belli başlı malzemeleri toplamaktan uzaktı. Elindeki malzemeleri takas etse anında babasına haber uçuyordu ve onun dikkati, aralarında en kötüsüydü.

Babası sürüyle ilgilenmekle oldukça meşgul olsa da, onu yalnız başına bırakmaktan uzaktı. Taehwan ondan korkuyordu. Babası ondan çok daha güçlüydü ve onun baskısı altında büyüdüğü yıllar ne zaman harekete geçmeye kalksa yakasına yapışıyordu. Zincirlenmiş gibi hissediyordu. Hareketleri kısıtlıydı ve başındaki zebanisi oldukça dikkatliydi. Gün içinde onu kontrol etmeye gelirdi. Evden yalnız başına uzaklaşmaya çalıştığı her seferinde peşine birilerini takardı ve geceleri uyumazdı bile. Sırf Taehwan'ın kaçacağını düşündüğü için onun karşısındaki küçük odada kalıyordu. Genç adamın tahta zeminde attığı her adımı duyuyordu.

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin