city of differences

15//Mandalina Kokusu

Günaydın👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~~

........

   Taehyung bir kez daha sabahın erken saatlerinde liderin odasındaki koltukta bir önceki gün orada bıraktığı tableti eline aldığında, belli başlı hatalarını fark etmeye başlamıştı. Jimin'i işini yaparken yalnızca birkaç kere görmüştü fakat gönül rahatlığıyla söyleyebilirdi ki, kendisi onun yaptıklarının onda birini bile yapmıyordu. Bu, lider özünde onun önüne koyması gereken fakat başkaları tarafından getirilmiş dosyaları açtığında kendisini rahatsız etmişti. Koltukta ona doğru dönüp bir dizini kendisine çekti ve konuştu. 

"Hiç yardımcınızmış gibi hissetmiyorum." Rahat rahat takılmaktan şikayetçi olmasa da vicdanı onu dürtüklediği için dile getirdiği şikayeti, liderin başını dosyalardan kaldırıp kendisine bakmasına sebep olmuştu. "Henüz işi bilmiyorsun." dedi lider ona. "Üstelik, okuma yazman da yok." diye devam etti. Açıkçası, Taehyung'a şu anda hayatının programlamasını teslim edecek kadar güvenmiyordu. Jimin'İn olmadığı haftalar boyunca kendi programını hazırlamaya alışmış sayılırdı. 

"Ama öğrenebilirim." diye üsteledi Taehyung. Bugün de dün yaptığı gibi boş boş oturmaya niyeti yoktu. En azından bir şeyler öğrenmeyi umuyordu. "Öğreteceğinizi söylemiştiniz." Lider onun dudaklarının bile çocuksu bir tavırla büzüldüğünü gördüğünde, iç çekti ve bunun arkadaşlık uğruna olduğunu hatırlattı kendisine. Dudaklarını ona cevap vermek üzere aralamıştı ancak kapısı tıklatıldığında, diyaloglarına kısa bir ara verdi. 

İçeri Taehyung'a dün tost getiren kadın girmişti. Bu sefer elindeki tepside büyük bir bardak duruyordu ve Taehyung o eğilirken bardakta o koyu renkli, kahve denen sıvıyı görmüştü. "Başka bir isteğiniz var mıydı efendim?" Kadın tepsiyi iki eliyle tutup saygıyla konuştuğunda, Taehyung liderden önce atılmış, "Sıcak çikolata!" demişti coşkuyla. Kendisi de bir şeyler istiyordu. Kadın dehşet içinde kendisine baktı. Taehyung onun bakışlarına anlam veremezken liderin güldüğünü duydu. Dönüp ona baktığında, konuşmasından önce adamın sözünü kestiğini anlamış, yerine sinip tabletini göğsüne bastırmıştı. 

"Sıcak çikolata ve bir sandalye. Buraya getirtilecek." Kadın şoka bulanmış bakışlarını Taehyung'tan çekip lidere dönerek, "Emredersiniz efendim." diyerek onu onaylamış, daha sonra ise eğilip selam verdikten sonra odadan çıkmıştı. O odadan çıktıktan sonra lider ve Taehyung bir süre sessizce oturdular. Kapı yeniden açılıp kadın elindeki tepside bu sefer sıcak çikolatayı getirdiğinde ve arkasından gelen bir adam siyah bir sandalyeyle içeri girdiğinde, Taehyung yerinde doğrulmuştu. Sandalye liderin masasının arkasına yerleştirildikten sonra odadan yeniden baş başa kaldılar ve Taehyung hevesle dumanı tüten içeceğe ulaşacakken liderin emriyle duraksadı. 

"Buraya gel." Başını çevirip onun işaret ettiği getirilmiş sandalyeye baktı ve onaylamadan önce, "Sıcak çikolatam da gelse olur mu?" diye sordu. Lider başını belli belirsiz sallayarak onu onayladığında, iki eliyle bardağı kavrayıp dediğini yapmak üzere masanın arkasına geçti. Bu sırada gözlerini sıcak çikolatanın köpüklü yüzeyinden hiç çekmemişti. Liderin arkasındaki camlara bakmamak için büyük çaba gösteriyordu. Üstelik, bunu o kadar belli ederek yapıyordu ki o bardağını masasına koyarken lider uzanıp küçük bir kumandayı eline almıştı. 

Kumandada bastığı bir tuş, Taehyung'un irkilmesine sebep olacak şekilde arkalarındaki camlara perdelerin inmesine sebep oldu ve kısa bir anlığına kararan oda basılan yeni bir düğmeyle aydınlandı. Taehyung sandalyeye otururken gözlerini kumandaya dikmiş, "Vay canına." diye mırıldanmıştı hayranlıkla. Lider kumandayı gelişigüzel masanın üzerine bıraktıktan sonra onun sandalyesine bir metre kadar uzakta oturan alfaya baktı ve uzanıp oturduğu sandalyenin kol kısmından kavrayarak tekerlekler yardımıyla onu yakına çekti. Taehyung bu sırada sıkıca koltuğa tutunmuş, çürük mandalina kokusu burnuna belli belirsiz dolmaya başlarken bakışlarını kaçırmıştı. Garip hissediyordu.