48//Isırık

3.5K 467 184
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~~

..............

    Basın toplantısından üç gün sonrasında sabah saatleriydi. Güneş henüz en tepeye yükselmemişti ve Taehyung yataktan kalkıp ana binaya geldiğinde bile hala uykulu hissediyordu. Son üç gündür verdiği aranın acısı çıkıyormuş gibi çok fazla çalışmış ve yorulmuştu. Normalde uyuduğu kadar uyumuş olsa bile bedeninin de zihninin de yeterince dinlenemediğini düşünüyordu. Bu yüzden olsa gerek liderle birlikte onun odasına girdiklerinde üzerindeki ceketi çabucak sıyırmış, kısa kollu tişörtüyle kalırken sandalyesine kurularak başını çabucak masaya yaslamıştı. 

Jeongguk ondan daha ağır hareket ediyordu bu konuda. Taehyung sandalyesine oturup başını kollarının arasına gömdüğünde o daha yeni çantasını askılığa asıyordu mesela. Yine de dert etmiyordu alfanın gösterdiği bu uykucu tutumu. Dün kendisinden daha çok yorulduğunun farkındaydı. Basın toplantısının olduğu gün etrafta koşuşturup durmuştu ve sonrasında da bir türlü rahatlayamamıştı. Akşamları bile erkenden yatmıştı. Gerçi, Jeongguk onun uyuduğu kadar uyusa büyük ihtimalle o yorgunluğu üstünden atardı. 

Odanın içindeki klimayı açmak için sehpanın üzerindeki kumandayı kullanmasının ardından masanın arkasına, Taehyung'un yanına geçti Jeongguk. Onun gibi sandalyeye oturdu ve sandalyeyi sürükleyip hep yaptığı gibi Taehyung ile sandalyelerini yakınlaştırdı. Ardından elini kaldırıp yalnızca saçlarını görebildiği bedene yaklaştırmış, parmaklarını sarı pembe tutamların arasına geçirmişti. Ağır hareketlerle okşarken Taehyung kıpırdanıp yüzünü açığa çıkarttığında gülümsedi. Yanağı koluna yasladığı için şişkindi, kırmızı gözleri yarı kapalıydı ve her an yeniden uykuya dalabilecekmiş gibi görünüyordu. 

"Sana evde kalabilirsin demiştim." Jeongguk sesini fazla yükseltmezken gülümseyerek söylediğinde, alnına dökülen tutamlarının ardında kaşlarını çatmıştı Taehyung. Ardından huysuz bir tavırla, "Evde kalırsam sizi özlerim." dedi ve Jeongguk'un masaya doğru eğilip dudaklarını açıkta kalan esmer yanağa bastırmasına sebep oldu. Uğruna pek çok şeyi feda edebileceği dudakları yanağında hissettiğinde, Taehyung yarı aralık gözlerini kapatmıştı yavaşça. Kabul ediyordu, liderin onu sabah uyandırırken isterse evde kalabileceğine dair olan teklifi gerçekten cazipti. Taehyung gitme saatleri geldiğinde uykusunu alamadığı için bu teklifi kabul edebilirdi. Yine de, yapmak istememişti. Hem ondan uzak kalmak istememişti hem de işten kaytarmak istemişti. Zaten çok fazla ayrıcalığa sahipti. 

Odasının kapısı çaldığında ancak art arda öpücüklerini yanağına dizdiği bedenden kopabildi Jeongguk. Hareketleri fazla aceleci değilken dudaklarını onun yanağından çekti ve doğruldu. Daha sonra sırtını sandalyesine yaslamış, "Gir!" demişti gür bir sesle. Az önce kapıyı çalan tanıdık kadın çalışan emriyle içeri girdi ve birkaç adımda masasının karşısına geçti. Üç gün önceki davetsiz misafirin odasına girdiği Min Sang-Hee'ydi bu. Gözlerini kısa bir an başını masaya yaslamış olan Taehyung'a çevirmiş olsa da çok fazla orada tutmamış, eğilip selam verdikten sonra, "Günaydın liderim." demişti. Jeongguk kısa bir günaydınla yanıtladığında sözlerine devam etti. 

"Emrettiğiniz gibi raftan indirilen dosyaları baştan sona inceledim. Son on yılın gider raporlarıydı. Toplamda on beş dosya var. Başka herhangi bir dosyaya dokunulmuş gibi durmuyor. Kayıp herhangi bir dosya ya da ufak bir kağıt parçası bile yok." Jeongguk olaydan sonra kadına odasında yerlerinden alınan dosyaları inceleme görevi vermişti. Yalnızca davetsiz misafirlerinin onlara doğruyu söylediğinden emin olmak istiyordu. Şimdi bu bilgiyi aldıktan sonra, hedeflerinin gerçekten de gider kayıtları olduğu kesinleşmişti. 

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin