5//Banyo

6.1K 703 155
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~~

..........

Öğleden sonrasın güneşi etrafı aydınlatırken Taehyung bir kez daha güneşe parlak ışıklar sayesinde ihtiyaç duyulmayan asansörlerden birinin içindeydi. İlk girdiklerinden bile çok daha uzun bir binanın içinde dört dakika kadar yukarı tırmanmışlardı. Bunun farkında olmak, artık onu korkutmaya başlamıştı. Önünde birleştirdiği elleriyle oynarken gergin bir şekilde yutkunup duruyordu.

Yanında sessizce duran Jimin gerginliğinin sebebini anlamış gibiydi. Bakışları yumuşakken üzülür gibi bakıyordu ona. Önünde sırtı ona dönükken elindeki düzleştirilmiş taşla ilgilenen lider ise varlığını bile umursamıyordu. Taehyung hem dikkati dağılsın hem de gerginliği biraz da olsa azalsın diye aniden Jimin'e döndü. Ve parmağıyla liderin tuttuğu şeyi işaret edip, "Onun adı ne?" diye sordu. Sonuçta, artık bir yerlerden başlamalıydı öğrenmeye.

"Telefon." diye cevap verdi Jimin ona kısaca. Fakat bu açıklama Taehyung için yeterli değildi. Kısa bir an dudaklarını büzüp yeniden düzleştirilmiş taşa baktı ve, "Ne işe yarıyor?" diye sordu bu sefer de. Jimin bu sorusuna cevap vermeden önce duraksamıştı. Taehyung dönüp ona baktı ve onun ne diyeceğini bilemediğine şahit oldu. En sonunda, pembe saçlı omega, "Pek çok işe. Ama genellikle uzaktaki insanlarla konuşabilmene yarıyor." dedi ve Taehyung anlamayarak, "Nasıl yani?" diye cevap verdi.

"Yani, buna aramak deniyor. Şu anda burada olmayan birini onunla arayıp konuşabiliyorsun." Bu açıklama, hiçbir şekilde mantıklı gelmiyordu Taehyung'a. Yani, böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi ki? Yanında olmayan birinin sesini duyman ya da onu görmen mümkün değildi. Büyücü işine benziyordu. Yüzü allak bullak olmuşken Jimin'e baktığında, omega güldü mavi gözleri kısılırken. Ardından, "Sana detaylı olarak gösteririm, tamam mı?" dedi. Taehyung başını salladı.

Bu sırada asansör de durmuş, kapılar iki yana açılmıştı. Dışarı ilk çıkan sohbetlerine dahil olmayan lider olmuştu. Taehyung onun arkasından Jimin'le birlikte asansörden çıktı ve etrafını incelerken gözlerini merakla irileştirdi. Burası ilk geldikleri yere hiç benzemiyordu. İki tarafa uzanan ve sonu gelmezmiş gibi duran uzun koridorlar vardı. Aralıklı olarak da kapılar vardı ve içerisi hafif sarımtırak ışıklarla aydınlanmıştı. Güneş ışığı değillerdi yine. Açıkçası, Taehyung dışarda güneş dururken neden onu kullanmadıklarına anlam veremiyordu.

"Hadi, seni yeni evine götürelim." Jimin yanından geçip liderin gittiği yöne doğru adımlamaya başladığında Taehyung heves ve özenli bir dikkatle arkasından koşturup ona yetişti ve ileriye doğru baktı. Koridorun sonundaki kapılardan biri açıktı. Onlar da o tarafa doğru ilerliyorlardı. Gittikçe yaklaştıkları sırada içeriden Taehyung'un gördüğü farklı giyinmiş ilk kişi çıktı. Adamın üzerinde garip bir kıyafet vardı. Boynunun arkasında bir kumaş dışarıya doğru sarkıyordu. Onun ne işe yaradığından emin değildi.

"Ah, efendim! Tam vaktinde geldiniz. Evi teslim alabilirsiniz." Yanlarına ulaştıkları adam elindeki kahverengi kutuyu yere bırakarak doğrulduğunda ve elindeki ince ve küçük şeyi lidere uzattığında Taehyung arkalarında durmuş onları seyrediyordu merakla. Lider onunla konuşan adama uzanıp omzunu sıvazladı ve, "Anlayışın için teşekkür ederiz Seojoo. Senin için ayarladığımız daire şu anda hazırlanıyor. Yeniden aynı numarayı arayıp adrese ulaşabilirsin." dedi. Dudaklarında yumuşak bir gülümseme vardı. Taehyung Jimin'in otomobilin içindeyken söylediklerini hatırladı.

Anlaşılan gerçekten onlar için halkları önemliydi. Kendisinin bu kadar önemli olduğunu sanmıyordu. Lider ona hiç böyle gülümsememişti. Gülümsemesi için onlardan biri mi olması gerekiyordu? Omuzlarını düşürmeden edemedi.

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin