2//Kurtuluş

10.3K 884 184
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~~

...........

   Gökyüzünde tek bir bulutun bile olmadığı, etrafın yıldızlar ve parıldayan büyük dolunay sayesinde aydınlandığı açık bir gecede normalde dingin bir havaya sahip olan orman bir karmaşaya sahne oluyordu. Yalnızca gece hayvanlarının ürkütücü seslerinin duyulması gerektiği bu vakitte orman zemininde ezilen yaprak ve dalların, sık nefes seslerinin ve ağaç dallarının bir o yana bir bu yana çekilirken hışırdamasının oluşturduğu ses baskındı. 

Attığı her adımda hem önünü hem de arkasını kontrol etmek durumunda kalan genç bir adam sık ağaçlar ve çalılar arasında nefes nefese koşuyor, öne doğru atıldığı her seferde gözünün önüne düşen kıvırcık saçlarının yarattığı rahatsızlık hissiyle karşı karşıya geliyordu. Herhangi bir boşluk bulduğunda elini alnına götürüp uzamış saçlarını geriye doğru atıyordu. 

Orman o anlarda onun oluşturduğu seslerle inlediği kadar arkasından gelen bedenlerin sesleriyle de inliyordu. Ancak o tek bir kişi olmasına rağmen arkasındaki on kişilik ordudan daha çok ses çıkartıyordu. Bunun sebebi kendisinin ormana iğreti bir canlı olmasıydı. O bir insandı, dolunay gecesinde bile insan formundaydı. Arkasında onu takip edenler ise kurttu. 

Geniş pençeleri orman zemininde koşmak için yaratılmışlardı. Çevik bedenleri ve kaslı bacakları ona hızla yaklaşmalarını sağlıyordu. Karanlıkta parıldayan korkutucu gözleri vardı ve genç adam o gözlerle kendisini epeyce uzak bir mesafeden bile görebileceklerinin bilincindeydi. Ayrıca, eninde sonunda yakalanacağının da farkındaydı. Buna rağmen yaşama arzusuyla koşuyordu. 

Eliyle gözünün önüne gelen dalları kenara ittiği koşusunun sonuna kenara çektiği son dalların ardından bir açıklığa geldiğinde kısa bir anlığına son vermişti. Gecenin karanlığında insan gözleriyle etrafını tam manasıyla seçemese de bastığı yerin toprak olmadığının bilincindeydi. Çıplak ayaklarının altına batan küçük siyah saçlar korkuyla irkilmesine ve toprağa geri çekilmesine sebep oldu. 

Ellerini de kendisine çekerek gözünün önündeki yere baktı. Doğal bir açıklık olmadığı kesindi. Başını iki yana çevirip baktığında bu garip siyah zeminin hem sağa hem de sola doğru uzandığını fark etmişti. Ayrıca siyah zeminin orta kısmında da aralıklarla aydınlık bölmeler vardı. Genç adam nefes nefese yutkundu ve bilmediği bir şeye basmak istemediği için çevresine bakındı. Burada üzerine basmadan geçmenin bir yolu yoktu. 

Arkasından derin bir uluma duyana kadar orada dikildi ne yapacağını bilemezken. Fakat o ulumayı duyduğunda yaşama isteği bilmediği bir yere basmama isteğine baskın geldi ve gözlerini kısa bir an kapatıp atlayarak siyah zeminin üzerine çıktı. Sert tabanlı ayaklarının altında bu zemin beklemediği kadar düzdü. Attığı birkaç adımda başına kötü bir şey gelmediğinde son bir derin nefes aldı ve bu kadar soluklanmanın yeteceğini düşünüp öne doğru büyük iki adım attı. 

Bu adımların hedefi siyah zeminin sonlandığı ve yeniden tanıdık orman zeminin başladığı karşı taraftı. Ancak attığı birkaç adımın ardından karşıdan hırlayarak ortaya çıkan iri kurt bedeni onu durdurmuştu. Kurt siyah zeminin kenarına kadar gelse de zemine basmadı ve ön ayakları üzerinde yaylanıp ona hırladı. 

Kıvırcık saçlı beden bunun sonu olduğunu biliyordu. Benzer bir hırlama da arkasından gelmişti. Hala nefes nefeseyken ikisini de görebileceği bir şekilde geriye doğru adımladı siyah yolda. Bir an sonra artık iki tane değildi kırmızı gözlü kurtların sayısı. Bir anda siyah zeminin kenarında ona bakan on kurt oluvermişlerdi. 

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin