city of differences

4//İçgüdüler

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~

..............

    Çıt çıkmayan odada tüm bedeni ilk defa gördüğü sarı saçlı omeganın karşısında kaskatı kesilmiş olan genç adam geriye doğru attığı bir adımı bile tamamlayamamıştı. Bakışları soluk mavi gözlerde takılı kalmıştı. O da kendisine bakıyordu ve ikisi de gözlerini bir an olsun çekmiyorlardı. En sonunda, pes etmek istememesine rağmen delici bakışlara daha fazla dayanamayarak gözlerini kaçıran kişi Taehwan olmuştu.

Kırmızı gözlerini mavi gözlerden çekmiş, karşısındaki bedenin yüzüne çevirmişti. Yüz hatları çok keskindi. Kirpikleri omegalarda alışık olduğu bir şekilde uzun görünüyordu ve göz kapaklarının ardında yumuşak bakan gözlere sahip olmalıydı. Jimin böyle bakmıyordu. Demek ki buraya has bir şey değildi bu sert bakışlar. Karşısındaki omegaya hastı.

"Otursana, Taehwan." Arkasındaki varlığını şimdiye kadar unuttuğu Jimin'in sesini duyduğunda irkilerek ona doğru çevirdi bedenini Taehwan. Daha sonra ise belli belirsiz başını salladı ve büyük ve geniş masanın karşısında ayakta dikilen bedenin mavi gözleri kendisini takip ederken ilk defa gördüğü garip hissettiren koltuğa oturdu. Gerginliğinden sıyrılmak için koltuğun yüzeyini uzun tırnaklarıyla eşelemeye başladı.

Onun oturmasının ardından Jimin de çok geçmeden karşısındaki koltuğa oturmuş ve bacak bacak üstüne atmıştı. Taehwan birkaç saniye ona baktıktan sonra hissettiği hareketlilikle başını yeniden sarı saçlı bedene çevirdi. Şimdi o da oturuyordu ve ellerini önündeki masanın üzerinde birleştirmişti. Masanın yüzeyi camdı ve üzeri ilgi çekici bir sürü şeyle doluydu. Taehwan çoğunun ne anlama geldiğine dair bir fikre sahip değildi. Yine de öğrenmeye açıktı. Tabi, bunun için önce sormaya cesaret edebilmesi gerekiyordu.

Odada rahatsız edici bir sessizlik vardı. Sarı saçlı omega kendisine, o masaya Jimin de sarı saçlı omegaya bakıyordu. Gerçekten, rahatsız ediciydi. Taehwan biri konuşmadan önce konuşmayı düşünmüyordu aslında ancak bir noktadan sonra fazlasıyla gerilmişti. Bu yüzden konuşmak için dudaklarını araladı. Fakat Jimin ondan önce harekete geçti. Arabadan inerken yanına aldığı kalın kağıtlı şeyi cam masanın üzerine koyarak, "Bilgiler burada efendim." dedi saygılı bir şekilde. Bu tavrı Taehwan'a sürülerindeki insanların babasına olan saygılarını hatırlatmıştı. Alışıldık ancak bir o kadar da aykırıydı. Jimin'in muhatabına aldığı ve saygı duyduğu kişinin omega olması işleri ilginçleştiriyordu.

Sarı saçlı omega uzanıp masanın üzerindeki kağıdı aldı ve açtı tek eliyle. Kemikli elleri vardı ve Taehwan'ınkine oranla epey beyazlardı. Genç adam başını eğip kendisinin hayatta kalma mücadelesi sebebiyle yıpranmış, güneş sebebiyle esmerleşmiş ellerine baktı. Hafifçe dudaklarını büzdü ama adı geçtiğinde yüz ifadesine toparladı. Yeniden başını masanın karşısında oturan bedene çevirdi.

"Taehwan." İsmini söyleyen sarı saçlı omegaydı. Ses tonu yumuşaktı. En azından görüntüsüyle kıyaslandığında öyleydi. Uysal bir ses tonuyla, "Efendim." diye karşılık verdi Taehwan. Bilinmedik şeyler güzel oldukları kadar ürkütücüydüler de aynı zamanda. Temkinli olmakta fayda var diye düşünüyordu.

Sarı saçlı omega cevabından sonra gözlerini Jimin'in karalamalar yaptığı kağıdın üzerinde gezdirmeyi bırakmış, kağıdı kapatıp ilk haline getirerek arkasına yaslanmıştı. Yeniden soluk mavi gözlerle karşı karşıya geldiğinde irkilmeden edemedi Taehwan. İstemsiz bir korkuydu bu tepkilerine sebep olan. Bir an sonra tepkilerini kontrol edecek olan başka bir duygu olacaktı. Zira sarı saçlı bedenin söylediği şey onu epey şaşırtacaktı.