26//Söz

3.6K 590 384
                                    

Tünaydın👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~

.............

     Saat gece yarısını birkaç saat geçmişken beş gündür yaptığı gibi alfanın kapısının önündeydi omega. Üzerindeki kırık beyaz pijamalarıyla onun kapıyı açmasını bekliyordu. Elinde tuttuğu anahtar kartını çevirirken beklediği bir dakikanın sonunda çaldığı kapı açılmadığında, biraz daha agresif bir şekilde kapıya birkaç defa vurdu. Her defasında böyle oluyordu. Omega alfayı uyandırdığının farkındaydı ve onun tek seferde uyanamıyor olmasını komik buluyordu. 

Açılmasını beklediği çelik kapı aralandığında, başını omzuna doğru eğdi ve siyah pijamalar içindeki alfaya baktı. Gözleri yeni uyandığı için şişmişti. Onları açamıyor gibi bir hali vardı. Omega dudaklarını birbirine bastırdı. Ardından kapıya tutunarak ayakta kalan adama bir adım öteden bakıp, "Bana aileni anlat." dedi. Taehyung uykulu zihniyle üç gündür duyduğu aynı emir karşısında esnedi ve geri çekildi. 

Bu şekilde görüşmeye başlamalarının üzerinden bir hafta bile geçmemişti ancak ikisi de sanki aylardır yaptıkları bir şeymiş gibi hareket etmeye başlamışlardı. Omega gecenin bir yarısı gözlerini açar açmaz alfanın kapısının önünde bitiyordu. Alfa ona iyi hissettiriyordu ve o sorgulamaya fırsat bile bulamamışken bu hisse bağımlı olmuştu. Artık geri dönüş yolunu bile kaybetmişti. Zaten bulmak istemediği bir şeyi aramak da ona göre değildi. 

Çıplak ayakları zeminde ses çıkartırken içeri girdiğinde kapı arkasından kapatılmıştı. Omega küçük adımlar atarak bir önceki gece geldiği ve garipsediği artık toplu olan salona girdi. Henüz ilk geldiği zamanki kadar dağınık değildi ve o da bir bakıma dağıtma görevini üstlenmiş gibiydi. Koltuğa oturur oturmak düzgün yerleştirilmiş yastıkları ve pelüşleri kucağına çekmişti. Sevdiği pembe pelüşün tüylerini parmaklarıyla severken alfanın arkasından gelen sesini duydu. 

"İçecek bir şey ister misin?" Omega için bu soru yeniydi. Şaşırarak başını arkaya, mutfağa doğru çevirmişti. O bir şeyler içmezdi. Yani, sudan başka bir şey içmezdi. "Su mu?" Taehyung omeganın sorduğu soruyla bir saniye ne diyeceğini bilemedi. Ardından, "Yani, o da olur ama başka bir şey istemez misin?" dedi. Omega bu cümlelerle yerleştiği koltukta önüne dönüp bir süre düşünmüştü. Aklına hiçbir şey gelmiyordu. Su dışında başka ne içilebilirdi ki? En sonunda, alfanın sözlerini çözemediği için iyice yerleştiği koltuktan kalkmak zorunda kaldı. 

Koltuktan kalkarken yanına pembe pelüşünü de almış, adımlarını geriye çevirip mutfağa yönelmişti. Alfa tezgahın arkasından onu izliyordu. "Bilmem." dedi omega mavi gözleri titrerken ona bakıp. Böylece Taehyung kendisi için çıkarttığı sıcak çikolata tozuna ve süte kısa bir bakış atıp, "Sıcak çikolata denemek ister misin?" diye sormuştu bu sefer. Omeganın bazı şeyler hakkında hiçbir fikre sahip olmaması onu üzüyordu. Bu yüzden denemesi için fırsat vermek istemişti. 

Omega bu fırsatı kolay kolay kabul etmeye yanaşmadı. İlk defa duyduğu isim onu şüpheye düşürmüştü. Taehyung onun kucağındaki pelüşü sıkmaya başladığını gördüğünde endişelendiğini anladı ve dirseklerini ada tezgaha yaslayarak tamamen omegaya döndü. Daha sonra ise, "Bir oyun oynamak ister misin?" diye sordu. Omega oyun kavramı daha tanıdık olduğu için savunmasını biraz da olsa indirirken başını salladı. Böylece Taehyung önce bir elini açmış, "Sıcak çikolata mı?" dedikten sonra öteki elini de açıp devam etmişti. "Yoksa kahve mi? Hangisinin ismi daha güzel?" 

İlk başta, ona kendi sevdiği içeceği içirmek istemişti. Ancak omega duraksadığında aklına başka bir fikir gelmişti. Lider sıcak çikolatadan çok kahveyi tercih ediyordu ve eğer omega kahveyi dener ve severse daha iyi olurdu. Bu yüzden onu da seçeneklere eklemişti. Tabi, kahveyi ona zorla içiremezdi bu yüzden omeganın kahveyi seçmesi için şu anda dua ediyordu.

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin