Bölüm 1

13.3K 279 418
                                    


JENNİE

İnsanlar yeni bir hayata, okula, veya işe başladıklarında alışmak bazıları için oldukça zordur. Eski bir düzenin bozulması ve tamamen başka bir yerde yaşamaya alışmaya çalışmak gibi. Kafada türlü türlü senaryolar kurulur...

Bunları 8 yaşımda, şu an yaşadığım eve taşındığımızda düşünmüştüm.

Geleceğimizi şekillendiren en önemli faktör, çocukluğumuzdur. Tavırlarımız olsun, duruşumuz olsun, kalbimiz tamamen çocukluğumuzun eseridir. Kız çocuklarında özellikle baba sevgisi çok önemli bir rolde olduğunu söylerler.

Küçükken her zaman arkadaşlarımın babaları ile olan ilişkilerini kıskanırdım. Yakın arkadaşımı okul çıkışı sürekli babası almaya gelirdi, onu kucaklar, saçlarını sever, yüzüne öpücükler kondururdu. Ben ise sadece onları gülümseyerek izlerdim. Beni kimse okuldan almaya gelmezdi, annem bazen geliyordu, fakat babam bir kere bile gelmemişti.

O zamanlar babamın neden diğer babalar gibi beni sevmediğini düşündüm. Benden nefret ettiğini düşündüm... Küçücük bir çocuğa bunu düşündüren şey ne olabilirdi ki?

O akşam eve gittiğimde babamın küfür sesleri kulaklarımı dolduruyordu. Ayakkabılarımı sessizce çıkartarak kapıyı kapattım. Onu rahatsız etmemek için küçük adımlar attım.

Ama o sırada beni gördü ve bağırarak yanına çağırdı. Korkak adımlarla yanına gittiğimde küçük, titreyen ellerimi arkama sakladım. Bana "annen nerede", diye sordu. Nefesi çok kötü kokuyordu, o kadar içiyordu ki, artık dişleri dökülecek duruma gelmişti. "Bilmiyorum" cevabını verince yüzüme öyle sert bir tokat geçirdi ki dudağımdan akan kan beyaz halıyı kirletti.

"Kalk siktir git gözüm görmesin seni." diyerek bağırdı. Sessiz sessiz ağlarken yüzümü tutarak ayağa kalktım ve odama girdim. Ben sadece 6 yaşındaydım, ona ne yapmış olabilirdim ki?

Bazen acaba o benim babam olmayabilir mi, o yüzden mi bana böyle davranıyor diye düşünürdüm. Ama düşündüğüm gibi değildi, ben aynı babama benziyordum. Gözlerine bakınca bile benim onun kızı olduğum anlaşılırdı.

Annem babama hiçbir zaman aşık olmamış. Ailelerin zoru ile evlenmek zorunda kalmışlar. Ama babam annemi çok seviyormuş, o sevgi ne kadar hastalıklı olsa bile çok seviyormuş.

Bir akşam daha az önce dayak yiyen anneme babamın neden böyle biri olduğunu ve neden bize böyle davrandığını sormuştum. O ise "Baban antisosyal kişilik bozukluğuna sahip Jennie." cevabını vermişti. Ne demek olduğunu bilmiyordum. Kısacası psikopat diye açıklama yapmıştı. O akşam annem ile konuşmuştuk. Daha doğrusu o konuşmuştu, ben sadece dinlemiştim. İçini dökmek istiyor gibi bana her şeyini anlatmıştı, bazen ağlamıştı, bazen sinirle bağırmıştı.

8. yaşıma yeni bastığımda bir adam, sürekli babam olmadığı zamanlar eve gelip gidiyordu. Üzerinde çok güzel kıyafetler vardı, daha önce arkadaşımın babasının üstündeki kıyafetlerden. Her geldiğinde bana yeni oyuncaklar ve hediyeler veriyordu. Sürekli gülümsüyor ve benimle şakalaşıyordu.

Bazen beni gezmeye çıkarıyor ve lunaparka götürüyordu. O kadar alışmıştım ki o adama.. her zaman içimden keşke babamda bana karşı böyle olsaydı diyordum.

2 Kasım, 2013.. Saat gece 1'e geliyordu.

Babam ile annem yine bir kavgaya tutuşmuştu ve bu sefer babam çok sinirliydi. Eline geçen her şeyi duvara fırlatıyor, saçlarını yoluyordu.

Tok çıkan bir tokat sesi ve annemin inleme sesi ile daha fazla dayanmayarak yatağımın üzerindeki telefondan rehbere girmiştim ve o adamı aramıştım.

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin