Bölüm 62

1.8K 136 348
                                    

250 yorum sınırı.

Keyifli Okumalar💕

______

3 hafta sonra

Dünde bıraktığımı sandığım geçmiş; üstüne bastığım an kırılacak ve beni içine çekecek bir buz tabakası gibi, iyileştiğime inandığım fakat dokunduğum an yeniden kanayacak bir yara gibiydi...

Tek bir an bile yetiyordu geçmişin geçmişte kalmadığını anlamama.

Yıllar sonra, onu gördüğüm an bunu daha iyi anlayabilmiştim.

Ona unuttuğumu söylemiştim, her şeyi kafamdan sildiğimi ve kötü olan anılarımı geçmişte bıraktığımı. Yalandı. 8 yıl geçmesine rağmen yaşadığım her şey hala ezberimdeydi. Unutmak istemiştim. Gerçekten unutmak istemiştim fakat hiçbir zaman başaramamıştım.

En çok Jennie'yi unutmak istemiştim. Onu hatırlamamak için 8 yıldır adını ağzıma almamıştım.  Evimizde onun ismi yasaktı mesela. İlk yıllarda Chris yanlışlıkla da olsa bazen ağzından kaçırıyor, bu da kötü bir şekilde kavga etmemize sebep oluyordu.

Her ne kadar ismini ağzıma almasam da başaramamıştım. Onu kafamdan tamamen silememiştim.

Çocukluğumuz birlikte geçmişti bizim, onu öylece hemen nasıl unutabilirdim ki zaten?

Aklıma geldiği çok nadir anlar olurdu genelde. O nadir anlar sürekli geceleri olurdu. O zamanlar ise başka kadınlar ile birlikte olurdum. Evet. Geçen o yıllarda sayamadığım çok kadınla beraber oldum. Bazıları hala arkadaş kaldığım insanlardı.

Ben ondan sonra birini sevmeyi hiç deneyemedim. Hepsi sadece tek gecelik ilişkilerdi ve beni sikik düşüncelerimden uzaklaştırmak içindi.

17-18 yaşındaki, Jennie ile sevgili olmadan önceki Lisa oldum... tek bir fark vardı sadece, kalbimin en derinliklerine sakladığım ve her şeyden çok değer verdiğim bir kız yoktu. Ah bir de... evet aynı Lisa değildim.

Başımı kaldırıp duş başlığında akan su ile hafifçe dudaklarımı araladım. Gözlerim, suyun altında kalmaktan buruşmuş parmaklarıma indi. Nefes almakta zorlandığımı hissederken suyu kapadım. Sıcak su, tenimi kıpkırmızı bir hale getirmişti.

Artık soğuk su ile yıkanmıyordum. Çünkü geçmişti. Sırtım artık canımı yakmıyordu. Bütün yaralarım iyileşmişti... sadece izleri kalmıştı.

Duş kabinini yavaşça açtım ve bornozuma uzandım. Bornozu vücuduma geçirip kuşağını sıkıca bağladığımda banyonun içini kaplamış boğucu buharlar ile derin bir nefes almaya çalıştım. Hızlı adımlarla kapıya ulaştığımda kilidi çevirdim. Kapıyı açmamla buharlar odanın içine doğru süzülmeye başladı.

Colucci şirketinin en üst katında bulunan kendi evimdeydim. Dün gece bir kaç saatliğine şirketin durumuna bakmaya ve yıllık gelir grafiğini kontrol etmeye gelmiştim. Normalde ailemin yanına gidecektim fakat aniden uyku bastırınca burada uyumak zorunda kalmıştım.

Gri renkli kumaş pantolonum giyip üstüne beyaz bir tişört geçirdim. Saçlarımı kısaca kurutup taramaya başlayacağım sırada telefonum çalmaya başladı. Tarağı yatağın üzerine bırakıp telefonumu elime aldığımda ablamın aradığını gördüm.

Yüzümdeki gülümseme ile telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Günaydın!" dedi, neşeli çıkan sesi ile. "Sana da günaydın abla, sen bu saate uyanır mıydın ya? Bak korkutuyorsun beni, iyi misin?" Homurdandığını duydum. "Kes be. Çok eğleniyorsun değil mi benimle uğraşırken? Ablanım kızım ben senin, ablan. Gel buraya göstereceğim sana zaten, çok uzadı o dilin."

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin