Bölüm 24

2.1K 162 299
                                    

İyi Okumalar💕

Bavulumun fermuarını zorlukla çekmeye çalışırken sinirle soludum ve ellerimi belime koydum. O kadar çok kıyafet koymuştum ki... kapanmıyordu.

"Üç aylık tatile mi çıkıyoruz birtanem, ne bu kıyafetler?" Lisa'nın sesiyle arkamı döndüğümde omzunu kapının pervazına yaslamış, iki elinde de fincan tutuyordu. Odama girip ayağıyla kapatırken bana doğru adımladı ve sağ elindeki fincanı bana uzattı. Kahve yapmıştı.

Parmaklarımla kavradığımda gözlerine bakarak dudaklarımı uzatarak öpücük attım. Gülerek kahveden bir yudum aldığında bavuluma bakmaya başladı.

Fincanı çalışma masamın üzerine bırakarak bavulumun yanına geldi ve üzerinden sertçe bastırdı. Tek çekişte kapatırken yataktan indirip yere koydu ve gözlerime baktı. "Bunu da kapatamıyorsan..." dedi ağzının ucuyla. Hafifçe kaşlarımı çatıp ayağımla kalçasına vurduğumda ayağımı tuttu. "Elimde kahve var bak üstüme dökülür. Yanarım." dedim korkuyla. Ayağımı sıkan eli yumuşadığında ayağımı çekerek yere koydum ve sinsice gülümseyip yüzüne baktım.

Bugün okulumuzun düzenlemiş olduğu tatile gidiyorduk. Okul, PyeongChang şehrine gidip Kore'nin en yüksek dağındaki otelde üç günlük bir tatil planlanmıştı. 

Okul müdürü bütün okula haber vermiş ve bir miktar para karşılığı her öğrencinin katılabileceğini söylemişti.

Zaten okulun bitmesine haftalar kalmıştı ve artık ders işlemiyorduk. Bu yüzden sürekli yeni geziler düzenleniyordu.

Bizde hem kafamızı dağıtmak hem de aylar önceki tatilimizin telafisini yapmak için ismimizi yazdırmıştık.Birazdan da okula gitmek için yola çıkacaktık, bugün son sınıfların günüydü.

"Ben indiriyorum bunu." dedi bavulumu eline alarak. "Hadi acele et, Sam amca bekliyor."

Kafamı sallayıp onu onayladığımda odamdan çıktı. Kıyafet odama girip siyah çantamı elime aldığımda makyaj masamın önüne gelerek şarj aletini, telefonumu ve cüzdanımı içine koydum. Hızlı adımlarla aşağıya indiğimde askılıktan montumu üzerime geçirdim ve dış kapıdan çıktım.

Çıktığım an yüzüme düşen kar taneleri ile gülümsedim ve arabanın önüne beni bekleyen Lisa ile karşılaştım. Hızlı adımlarla yanına gidip beline sarıldım fakat Sam amca bahçe kapısından içeri girdiği an belini bırakarak geriye doğru çekildim.

"Hazır mısınız çocuklar?" dedi elindeki eldivenleri düzeltirken. "Evet, gidebiliriz." dedi Lisa.

Sam amca küçüklükten beri babamın yanında çalışırdı. Bu yüzden ikimizin arasında hiçbir resmiyet yoktu, baba kız gibiydik. Lisa için aynısını söyleyemeyecektim çünkü o her zaman Sam amca ile mesafeliydi. Genellikle... küçüklüğünden beri evimizde çalışan bütün görevliler ile mesafeliydi.

Fazla muhabbet etmeyi sevmiyordu, ama onunda evimizde çalışanlardan en çok Sam amcayı sevdiğini biliyordum.

İkimizde arka koltuğa geçtiğimizde Lisa kafasını cama çevirerek elini bacağıma doğru yasladı. Bacağıma yasladığı elinin üzerine elimi koyarak ona baktığımda yağan kar tanelerini seyrediyordu.

Hareket etmeye başladığımızda Lisa ofladı ve bana doğru döndü. "Ben gerizekalılarla aynı otobüse binmek istemiyorum." dedi. "Chris ve Suho'da orada olursa cidden kendimi asarım, akıl sağlığımı koruyamam o otobüste. "

Bacak bacak üzerine atıp vücudumu ona çevirdim, biraz daha yaklaştığımda bakışlarımı Sam amcanın aynasına, ardından Lisa'ya çevirdim. "Sakinleş, omzuma yatıp uyuyacaksın sadece." Yanağını okşadım. "Ve gelmiş olacağız."

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin