'ÖLÜM ile YAŞAM' arasında bir çizgideyim
Onca lafın arasında küfür gibiyim
Sanırım bitti barışamayız
Bundan sonra...
Koca yılın anısı bir anda nasıl sileyim?
Yine yakama yapışır mı mesafelerin?
Canımı kimseler acıtamazdı
Senden fazla...
...
"Bana bi...
"Ya sen gerizekalı mısın?" dedi öfkeyle yataktan kalkarken. Elimdeki boş su bardağını masaya koyup ona döndüğümde sinirle bana bakıyordu.
Saat öğleni geçmişti ama o hala uyuyordu. Bende onu uyandırmak için böyle bir çözüm bulmuştum. Ve işe yaramıştı.
Eliyle ağzını silerken saçlarını geriye attığında güldüm. Bakışlarını yüzüme çevirerek bana doğru yürümeye başladı. Geri geri adımlar attığımda hala üzerime geliyordu. "Eğleniyor musun?" dedi fısıltıyla.
Onu omuzlarından ittirerek odasından çıktığımda koridorda koşmaya başladım. Peşimden geldiğini görünce çığlık atıp Jiwon'un odasına girdim ve terasa çıktım. Saniyeler içinde terasta bittiğinde Jiwon'un su tabancasını elime alarak ona doğrulttum. "Yaklaşma, sıkarım bak." dedim gülerek.
O da gülümsediğinde yine beni yakalamaya çalıştı, ve bu sefer belimden sıkıca tuttu. Bağırarak kollarından kurtulmaya çalışırken kulağını sertçe ısırdım. İnleyerek belimi bıraktığında kulağını tutuyordu.
Terastan çıkıp Jiwon'un odasından çıkacağım sırada eli sertçe bileğime dolandı ve kapıyı kapattı. Beni yatağa fırlatırken üzerime çıktı ve vücudumu süzerek gözlerime baktı. "Cidden ağızlık takacağım sana." dedi ve ellerini karnıma koyarak gıdıklamaya başladı.
Büyük kahkaha atarak ellerini uzaklaştırmaya çalışsam da kıpırdamıyordu. "Tamam! Tamam, özür dilerim. Dur!" dedim kahkahalarım devam ederken. Elleri yavaşladığında gülümseyerek yüzüme baktı, ardından üstümden kalktı.
Cebindeki telefon titremeye başladığında bakışlarını üzerimden çekip telefonu eline aldı. Açıp kulağına götürdüğünde arkasını döndü. "Efendim Taehyung." Yatakta doğrulup ne söylediğini dinledim. "Bugün hiç havamda değilim, daha sonra." derken sesi netti.
Dudaklarımı dişleyip kafamı eğdiğimde parmaklarımla oynamaya başladım. "Banane. Kızlar gelecekse gelsin, illa benim mi olmam lazım." Kaşlarımı çattım. "Peki Taehyung, peki. Rebecca'yı çağırırsan kafanı koparırım." Arkasını döndüğünde bakışları bana döndü. "Tamam görüşürüz, çıkarım yarım saate." dedi ve telefonu kulağından uzaklaştırarak cebine koydu.
"Bir yere mi gidiyorsun?" dedim sorgulayarak.
"Taehyung bit yerde rezervasyon yaptırmış sanırım. Oraya gideceğim." dedi ve odadan çıktı. Arkasından hemen çıktığımda odasına girdiğini gördüm.
Zaferle gülümsediğimde rahatlıkla bir nefes verdim.
Bugün 27 Marttı... Lisa'nın doğum günü.
Ona özel annemle ve Lisa'nın en yakın arkadaş grubuyla bir parti düzenleyecektik. Bizim evin arka bahçesinde yapılacağı için Lisa'yı evden göndermemiz gerekiyordu. Bu yüzden bende Taehyung'a Lisa'yı akşama kadar oyalayacak bir şeyler bulmasını söyledim. Başarmıştı..
Hızla aşağıya inip koltuklardan birine yayıldım. Anneme göz kırptığımda anladığını belirtir bir şekilde gülümsedi. Babama söylediğimde ise akşam evde olmayacağını ve çok önemli bir toplantısı olduğunu söylemişti.
Telefonuma gelen bildirimle hızla mesajlara girdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
