Bölüm 74

2.3K 148 308
                                    

250 yorum sınırı.

Keyifli Okumalar💕

_______

"Anne."

Duyduğum sesiyle hızla arkamı döndüm. Üstte çıkmış iki tavşan dişiyle dünyanın en sevimli kız çocuğuydu gördüğüm. Arkada, iki yandan bağladığım siyah saçlarının ucu lüle lüleydi. Ona benziyordu... Jennie'ye. Özellikle gözleri. Kızımın kedi gibi gözleri vardı.

Biraz eğildim ve minicik, yumuşacık yanağını avucuma yasladım. Teninin pürüzsüzlüğü ve güzel kokusu ile gülümsedim. "Kızım," diye mırıldandığımda kedi gözlerini bana dikti.

"Hani karamelli çikolatam?" Ufak ve koyu pembe dudağını sarkıttı. Dudaklarım hafifçe aralandığında baş parmağımla yanağını okşadım. "Ama döktüğün kıyafetlerini kaldırmamışsın yerden."

Yüzü asıldı. "Anne," dedi birazdan küseceğini haber veren sesiyle.

Tekrar az önceki masum bakışlarıyla şansını denese de kararlı yüz ifadem karşısında iradesini koruyamadı ve paytak adımlarıyla salonun ortasındaki dağıttığı kıyafetlerine doğru gitti. Zorlanarak da olsa görevini yaparken, ben ona büyülenerek bakıyordum.

Eline aldığı kıyafetleri koltuğun üzerine doğru bırakırken, arada bir bana bakıyor, ne tepki verdiğimi kontrol ediyordu. Üzerindeki beyaz renk, mor çiçekli elbisesiyle kusursuz görünüyordu. Gerçi benim güzel kızım her haliyle kusursuzdu.

"Bitti," dedi kafasını yana eğip içleri gülen gözleriyle bana bakarak.

Yanına doğru adımladım. "Gel bakalım."

Bedenini kollarım arasına alıp onu kucağıma aldım. Başını hızlıca omzuma doğru yatırdığında mutfağa doğru ilerlemeye başladım.

Mutfağa girdiğimizde onun için aldığımız küçük pembe sandalyesine oturttum. Arkamı döndüm ve üstteki mutfak dolabının içine koyduğum çikolatalardan karamelli olanlardan birer tane aldım.

Dolabı kapamadan hemen önce, "Jennie annen, onsuz çikolata yediğimizi öğrendiğinde bize küsecek." diye söylendim.

Arkamı döndüğümde gördüğüm şeyle elimdeki çikolata düştü. Gözlerim korkuyla açıldı. Boğazımdan kopan çığlığın, sanki gerçekmişçesine genzimi yırttığını hissettim.

Küçük kızımın hemen önüne çöktüm, ağzından boşalan kanı elimle tutmaya çalıştım. Sanki durdurabilecekmiş gibi ama durduramadım.

Üzerime damlayan kana bakıp korku dolu gözlerle kafamı tekrar kaldırdığımda karşımda kızım yoktu. Jennie vardı. Hafif şişik karnı ile yerde kanlar içinde yerde yatıyordu.

Zar zor dizlerimin üzerinde ona doğru gittim. "Jennie." dedim, korku dolu sesimle. "Jennie!" Ağzından akan kanlar kurumuş, göz kapakları açıktı.

Titreyen elim karnına yaslandı. Kanı elime bulaştı. Dizlerime bulaştı. Sayamadığım kadar kez bedenini sarstım, ismini sayıkladım... ama gözlerini açmadı. Bana bakmadı. Nefessiz kalmış bir şekilde ağlarken başımı boynuna götürüp bir süre öyle durdum.

___

Derinlerden gelen sesler zihnimi tırmalarken gözlerimi güçlükle açmaya çalıştım ama resmen göz kapaklarım birbirine yapışmış gibiydiler. Zar zor açabildiğimde görüş açım net değildi. Birkaç saniye boş boş tavana baktım.

Yavaş yavaş ayılırken zihnimdeki perde kalktı, her şey bir bir gözlerimin önünden geçmeye başladığında hızla yanıma baktım.

Gördüğüm boşlukla irkilerek doğrulduğumda karşıdaki sandalyede oturan Jennie ile göz göze geldik. O ana kadar kalbimi patlatacakmış gibi şişiren korku aniden dağılırken tuttuğum nefesimi bırakarak gözlerimi kapattım.

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin