Bölüm 101

1.6K 165 479
                                    

250 yorum sınırı.

Keyifli Okumalar💕

_____________

Bir anlığına zamanın durduğunu hissettim.

Direksiyonu ani gelen bir refleksle hızla yana kırmamla beraber hâkimiyetini kaybettiğimi fark ettim ve o an göğsümde daha önce hiç hissetmediğim büyük bir sızı meydana geldi.

O saniyeden sonra benim için önemli olan tek şey onun hayatıydı.

Bariyerlere çarptığımız an tamamen hâkimiyeti kaybettiğimi ve yükseldiğimizi hatırlıyorum. Ardından yere doğru çakıldık. Araba hiç durmadan devamlı olarak takla attı, saniyelerce savrulmaya devam etti. O sırada çarpma sesleri kulaklarıma doldu.

Hayatım boyunca hiçbir ses bana bu kadar korkutucu gelmemişti.

Savruldu, savruldu ve savruldu. Araba sayamadığım kez takla attığında bir süre sonra kulaklarım sağır oldu ve hiçbir şey duyamadım. Başıma giren şiddetli acıya dayanmaya çalıştım.

Bedenim o an ölümü reddetti ve bilincimi açık tuttu.

Korkmadım. Bedenimi saran acıdan bir an bile korkmadım. Tek düşünebildiğim Jennie'ydi.

Araba güçlü bir şekilde takla atmaya devam ettiğinde havalandığımı ve bedenimin ön camı parçalara ayırarak dışarıya doğru fırladığını, ardından büyük bir ağaca çarparak sertlikle yere düştüğümü hatırlıyordum.

Gerisi sadece boşluktu.

Saçlarımı okşayan yağmur damlaları ile gözlerim yavaşça aralamaya çalıştım. Tepetaklak olmuş araba karşımdaydı. Uzun bir süre o sessizlikteki rüzgarın uğultusunu dinledim. Ondan gelecek bir ses duymayı bekledim. Ama gelmedi.

Ayağa kalkmak istedim ama hiçbir yerimi hissetmiyordum. Tüm kemiklerim kırılmıştı sanki. Acı tüm bedenimi kaplıyordu ve zihnimi açık tutmakta zorlanıyordum.

Nasıl bir haldeydim? Kaç kemiğim kırılmıştı? Burada ölecek miydim? Bu soruların cevabının hiçbirini bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı.

Acı hiç bu kadar fazla olmamıştı.

Kısık gözlerim karşımdaki manzarayı inceliyordu. Korkudan ve acıdan titriyordum. Sol yanağımı gömdüğüm ıslak topraktan kaldırdım kafamı. Kararan gözlerimle tam olarak görebildiğim şey, arabanın arkasından çıkmaya başlayan dumanlardı.

Hayır diye geçirdim içimden. Zihnim bana kısa bir süre arabanın patlayacağını söylerken dudaklarım arasından acılı bir inilti döküldü. O saniyeye Tanrıya yalvardım. Lütfen dedim, lütfen ona bir şey olmasın. Yaşıyor olsun. Yalvarıyorum.

Bedenim her saniye daha da kasılıyor, hareket etmek imkansız bir hale geliyordu. Zaman hızla akarken kalkmak zorunda olduğumu fark ettim. Ayağa kalkmalı ve ne olursa olsun... sonunda ölecek olacağımı bilsem dahi onu oradan çıkarmalıydım.

Parmaklarımı hareket ettirdim. Islak toprağa bastırdım ve tırnaklarımı sertçe oraya geçirdim. Kulaklarımdaki çınlama daha da fazlalaştığında bedenimi yukarı doğru kaldırmaya çalıştım, tam o esnada sırtımda başlayıp tüm bedenimi kaplayan dayanılmaz ağrıya dayanamayıp acı dolu bir çığlık atmıştım.

Derin nefesler aldım, aldıkça kemiklerimin birbirine girip sıkıştığını... hatta kırıldığını bile hissettim. Jennie'nin o arabada, öylece beni beklediğini kendime hatırlattım. Acım çoktu ama onu o şekilde düşünmek her şeyi durdurdu.

Tırnaklarımı çamura daha güçlü sapladım. Acıyı geri göndermeye çalıştım. Belki de o an benim yerimde başka biri olsaydı ölmüştü, ama ben ölmedim. Bu kazayı tek başıma geçirmiş olsam muhtemelen şu an ölüydüm, ama zihnim şu an kendini açık tutuyordu. Onu kurtarayım diye.

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin