Bölüm 10

2.5K 186 442
                                    

İyi Okumalar💕

Lisa

Değersiz hissetmek.

Benim hep karşılaştığım ve ölümüme nefret ettiğim bir duyguydu.

İlk defa kendimi değersiz hissettiğimde 9 yaşındaydım. Jennie ile arka bahçeden oynarken yere düşmüş ve kolunu incitmişti. O kadar ağlamıştı ki o zaman... ne yapacağımı bilememiş ve öyle yerde oturmuş, onun ağlayışını dinlemiştim. Babam ve annem yanımıza geldiğinde babam endişeyle Jennie'yi kucağına alarak yanaklarını öpmüş ve sıkıca sarılmıştı.

Jennie'yi annemin kucağına vererek bu sefer benim yanıma gelmişti ve yüzüme öyle bir tokat atmıştı ki... bir hafta sağ kulağımın duymadığını hatırlıyordum. "Nasıl bu kadar sorumsuz bir çocuk olabilirsin!" diye bağırdı bana. Ben daha 9 yaşımdaydım o zaman... ne saçma ama değil mi?

O zamanda sonra Jennie'yi sürekli korumak zorunda kaldım. Çünkü babam onun başına her bir şey geldiğinde beni dövüyordu. Ama beni dövdüğünde ağlamıyordum, sadece acıdan gözlerim doluyordu.

Hayat, bir çocuğun içinin acıyla dolu olmasına rağmen ağlayamaması gibi saçmaydı.

Ama alışmıştım artık. Alışmışım değersiz bir pislik gibi hissetmeye.

Babam Jennie'ye o travmaları bir daha yaşatmamak için beni sürekli evimizin bodrum katında döverdi.

Sesim çıkmasın ki, Jennie duyup korkmasın diye.

"Babalar çocuklarını sever, sen neden beni hiç sevmiyorsun baba?" diye sormuştum bir keresinde. Ama hiç bir cevap bile vermeden sert bir tokadı yüzüme vurmuş ve benim bir piç olduğum söylemişti.

Küçükken beni havuza atardı, yüzme bilmezdim ve havuz çok derindi. "Sudan korkacak kadar zayıf mısın? Bu hayatta korkaklara yer yok Lalisa!" diyordu havuzun kenarından nefretle bana bakarak. O kadar su yutmuştum ki, havuzdan çıktıktan bir saat sonra kusmuş ve hastanelik olmuştum.

Yaşadıklarım bir bütün olduğunda çok acı bir tabloyu oluşturuyordu ve bu tablonun ressamı Niall Manoban'dı.

Kendi öz kızına pislik muamelesi yapıp, diğer kızına sevgi sözcükleri sıralayıp karşımda sıkıca sarılan Niall Manoban.

Bunca yaşadıklarımdan sonra inatla Jennie'den nefret edemiyordum. Ondan hiçbir zaman nefret edememiştim. Sabah akşam beni Jennie için dövse bile yine de ona hiçbir nefret duymamıştım.

Çünkü onu, ondan nefret edemeyecek kadar çok seviyordum.

Ona olan sevgimin kardeş sevgisi olmadığını anladığımda 11 yaşımdaydım. Yan komşumuzun bir oğlu vardı ve Jennie ile çok iyi anlaşıyordu. Jennie'de onu çok seviyordu, geceleri Jennie o çocuğu benden daha çok seviyor diye ağlar, sabahları yüzüne bakmaya utanırdım.

Küçükken bana dokunduğumda o kadar heyecanlanırdım ki... bazen yanından kaçardım. Ona her zaman hayran oldum. Çok güçlü ve güzel bir kız çocuğuydu. Benden çok daha güçlüydü.

Belki de annesiydi onu bu kadar güçlü yapan, annesi her zaman arkasındaydı ve korkacağı hiçbir şeyi yoktu. Benden her zaman daha farklı bir çocuk olmuştu.

Jennie'nin annesi onu ne kadar çok seviyorsa, benim annemde benden o kadar çok nefret ediyordu.

Bana küçükken bir keresinde unutacağımı düşünerek "Sen sadece bir kaç dakikalık zevkten ibarettin, seni düşürmek için her zaman uğraştım ama yaşamaya istekliydin. Seni söküp atamadım karnımdan." demişti. O sözlerini hala unutmamıştım ve sürekli kendime hatırlatıyordum.

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin