Bölüm 96 [M]

2K 159 551
                                    

250 yorum sınırı.

Bölümün bir kısmı cinsellik içermektedir, rahatsızlık duyacaklar okumasın lütfen, teşekkürler

Keyifli Okumalar💕

__________

Gecenin bir yarısı hastaneden çıkmış, ve çıkar çıkmaz da Jackson'ı arayıp evden bizim için kıyafet hazırlamasını söylemiştim. Yaklaşık 15 dakika içinde evin önünde durduğumda kapıda iki valizle bizi beklediğini gördüm.

Onunla birlikte dışarı çıkan Jiwon'a bir süre açıklama yaptıktan sonra, valizleri arabaya yükleyerek sürücü koltuğuna geçmiştim.

Arabayı çalıştırıp yola çıkarken yan koltukta sabahtan beri boş gözlerle bana bakan Jennie ilk defa konuştu. "Nereye gidiyoruz?"

Gözlerimi yoldan ayırmadan, "Güzel bir yere." cevabını verdim.

"Lisa." dedi, uyarıcı bir ses tonuyla. "Nereye gidiyoruz diye sordum, düzgün cevap ver."

Kırmızı ışığın yandığını görünce durdum ve başımı ona çevirdim. Hissiz bakışları ve çatık kaşlarıyla gözlerimin en içine bakarken benden bir cevap bekliyordu. "Şehir dışındaki evime gidiyoruz... kimselerin olmadığı, dağ başında bir yer."

"Sebep?"

"Öyle canım sıkıldı, değişiklik olsun biraz." dedim, alaylı bir sesle. Gözlerini devirip bakışların benden çekti. "Sence şehir dışına çıkacak halim mi var benim? Gelmiyorum ben, geri dön eve." Yeşil ışık yandığında hareket etmeye başladım. Derin bir nefes alıp kendi camımı açarken, "Fikrini sormadım. Beraber gidiyoruz." dedim, sesim oldukça netti.

İfadesiz gözleri karşıya bakarken yüz hatları gerilmişti. "İstemediğim yere gelmiyorum, geri dön dedim. Hemen."

Onu umursamadım. Eli kapı koluna uzattı ve birkaç kez açmayı denedi, ama kilitlemiştim. "Araba hareket ediyor iyi misin sen?" dedim, gözlerimi açıp yüzüne bakarak. "Gelmiyorum dedim, indir beni!" O kadar sert açıp bırakıyordu ki, biraz daha zorlasa kıracaktı.

Sol elimle direksiyonu tutarken diğer elimle sertçe bileğinden kavradım ve hareketlerini engelledim. "Bir sakin olur musun?" dedim, sesim oldukça yumuşak çıkmıştı. "Tamam gideceğiz, orada kalmayı istemezsen sabah hemen geri döneceğiz. Anlaştık mı?"

Yalan söylüyordum.

Çıkmak istese bile kapıdaki korumalarımdan dolayı hiçbir yere gidemeyecekti. Ona bunu yaşatmak istemiyordum, böyle kısıtlamak istemiyordum ama onu sonsuza kadar kaybetmektense, bir ay benimle birlikte hapis hayatı yaşar... daha iyiydi.

Sertçe yüzüme bakarken ellerimi ittirdi hızlıca. Nefesleri düzgün bir hal almaya başlarken "Bunu evet olarak algılıyorum." dedim ardından gaza biraz daha yüklendim.

O dakikadan sonra da fazla bir şey konuşmadık. Gözlerimi yoldan ayırmasam da, arada bir göz ucuyla ne yaptığına bakıyordum.

Elleri boynuna doğru giderken kendi camını açtı ve gözlerini kapadı. Dudakları sürekli açılıp kapanıyor, tek eli şakağında okşayıp duruyordu. Yüzünde acı çeker bir ifade vardı ve canı yanıyor gibi görünüyordu. Boynundaki ellerini karnına indirdiğinde dudaklarını dişleyerek kafasını geriye attı ve titrek bir nefes verdi.

Daha fazla bu halini görmemek için sertçe yutkunarak bakışlarımı tamamen yola çevirdim. Göğsümdeki ağırlık her geçen saniye artıyor, onu bu şekilde... acı içinde görmek benliğimi sömürüyordu.

"Aç mısın?" diye sordum, sessizliği bozarak. Bir süre cevap vermediğinde başımı ona çevirip gözlerine baktım. Çenesini sertçe sıkarak sabır dilercesine gözlerini yumduğunda yeniden, "Aç mısın?" diye sordum.

~Manolucci~  {JENLİSA} G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin