Bir saat sonra Dread ve Sky geldi ve onlara beni Jungkook'u düşünmekten biraz da olsa alıkoydukları için minnettardım. Biraz da karnım açtı o yüzden Pain'e yemek var mı diye sordum. ''Yah, Pain! Bana biraz yemek getir.'' Vanderough'lar konuşurken söylemiştim. ''Alfamız aç bakıyorum.'' dedi ve bana kartını verdi. ''İstediğin kadar ye ama onu bana getirmeyi unutma. Arasso?'' Anladığımı belli etmek için kafamı salladım. Yürürken diğer çetelerin üyelerine de selam verdim. Jungkook'u gördüğümde ona seslendim. ''Burada ne yapıyorsun Jungkook?'' Endişeyle sordum. ''Kayboldum.'' sakindi. Bu kadar sakin olmasına ve hala Seul'de olmasına rağmen kayboldum demesine şaşırdım. ''Seul'desin. Benimle dalga mı geçiyorsun?'' ''Bir şeyler almıştım ve Stephan karşıya park etmişti yani alt geçitleri kullanmam gerekti. Ama...gördüğün gibi bir çeşit kulübe düştüm.'' Kafamı salladım ve iç çektim. ''Burada bir underground maçı var. Bu yer çetelerle dolu ve senin gibi...gibi.. zengin bir çocuk için çok tehlikeli. Burada olamazsın! Seni buradan çıkaracağım.'' dedim ama kafasını salladı. ''O Min Yoongi mi? Sana kartı veren?'' Beni bu kadar zamandır izlemesine şaşırmıştım. Kalbim hızlandıkça yanaklarım daha çok yandı. ''O neden burada? O da zengin.'' ''O Vanderough'un bir parçası. O çetemizin bir parçası ve... ailesi organizatörlerden.'' Aman ta- Ona bir sırrı söyledim! ''Ah, ben Bay Min'in asla böyle şeyler yapmayacağını düşünürdüm.'' Etrafa bakınıyordu. ''Lütfen kimseye söyleme. Diğer çetelerin olayına girebilirsin o yüzden çeneni kapalı tut.'' Dread'i aradığım gibi açtı.
''Dread, içeceklerin oradayız. Pain'in arabasının anahtarlarını getir.'' Sonunda Dread olduğundan daha havalı davranarak yanımıza geldi. Jungkook onu incelerken Dread kaşlarını kaldırdı. ''Jungkook bu Dread, Dread bu Jungkook.'' Dread'in gözleri büyüdü ve sırıttı. ''Günlerdir hakkında konuştuğun çocuk bu mu? İyi seçim Alfa.'' Bana bakan Jungkook'la gözgöze geldim. ''Dread, Jungkook'u güvenli bir yere götürmene ihtiyacım var. Silahsız ve bugünkü maçın kurbanı olabileceğini düşünüyorum.'' Dread kafasını salladı. ''Vanderough'ların kraliçesi için her şeyi yaparım.'' Gülümsedim ve Jungkook'a baktım. ''Jungkook, Dread'le git. Seni Stephan'ın yanına götürecek.'' Dread tam yürümeye başlayacakken Jungkook bana bir şey sordu. ''Neden böyle giyindin?'' Sahnede dans mı ediyorsun yoksa? Şey gibi..'' Bu çocuğun soğuk olduğunu biliyordum ama bu biraz fazlaydı. Dread hemen Jungkook'un yakasına yapıştı. ''Sakın ona dokunayım deme Dread.'' Verdiğim emirden sonra yavaşça onu bıraktı. ''Ben..dans etmiyorum. Dövüşüyorum.'' dedim ve gülümsemeye çalıştım. Yavaşça kafasını salladı ve son bir şey söyledi. ''Saçını böyle toplamanı sevmiyorum.''
Az önce ne duydum ben?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.