Evin içini dolduran pizza kokusuyla uyandım. İç çektim. Annem moralim bozukken yemek yapmayı çok severdi. Ah... O Jiri'nin hafıza kaybı yaşadığını bilmiyor. Sanırım sadece ilişkimizde kötü bir dönem geçirdiğimizi düşünüyor. ''Günaydın!'' Beni elinde gözümü doyurmaya yeten pastırmalı bir pizzayla karşıladı. Gülümsemeye tenezzül etmeyerek annemle babamı selamladım. Jiri'yi her zaman okulda görüyordum. Beni asıl endişelendiren her zaman bir şeyden korkuyormuş gibi görünmesiydi. Ne olduğunu bilmiyorum fakat bildiğim bir şey varsa o da Jin'in sevgilime iyi davranmadığıydı. Babam kahvesinden bir yudum alırken ''Jungkyoo öldüğünde de böyleydin...'' dediğinde her şey kafamda canlandı. Kafamı salladım. Annem tabağıma bir şeyler koyarken ''Sen yemene bak Jungkook, her şey iyi olacak. Jiri harika bir kız.'' dedi. ''Ayrıca bugün balo var değil mi?'' ona bakıp kafamı salladım. ''Sana yeni bir takım aldık. En sevdiğin renk, kırmızı.'' Gülümsemeye çalıştım fakat garip göründüğüme emindim. ''Ben hazırlanayım.'' bana bakıp kafalarını onaylarcasına salladılar. Hızlıca duş aldım, takımı giydim ve okula girdiğim anda içimdeki her şeyin acı çekmesine izin verdim.
Herkes kırmızı halıya giderken onları izledim. Gözyaşlarımı tutamıyordum. Kahretsin, deli gibi canım yanıyor. Ben burada yalnız başıma otururken onu fotoğrafçılara gülümserken, yanındaki yakışıklı adamın koluna sarılırken görmek... Bu adaletsiz değil mi? ''Jungkook..'' bir kadının sesi kulaklarımı doldurdu. Ona bakıp kaşlarımı kaldırdım. Kimseye ayıracak zamanım yoktu. Yanakları kızarmaya başlarken ''Bu akşam eşim olur musun?'' dedi. Sırıttım. Jiri'nin benimle ne kadar çıkmak istediğini hatırladım. Etrafımdaki her şey bana onu hatırlatıyordu. Bana hatırlayacak bu kadar şey veren birini nasıl unutabilirim ki? Sonuç olarak kafamı salladım. Kız acı ve utanç içinde görünüyordu. Buna kısasa kısas diyelim. Eğer sevdiğim insanlar beni sevmezse, ben de beni seven kızların kalbini kırarım. Ben mutlu değilsem kimse olamaz. 'Salak, çok kötüymüş.' Kafamda Jiri'nin sesi yankılandı. Kahretsin, düşüncelerimde bile mi? Beni o kadar kendine bağlamıştı ki...
Onu uzaktan sevmeye çalışarak bakındım. Jin'in ona bakmasını bekleyerek gözlerini ondan ayırmıyordu. Benimleyken benim sana bakmamı beklemene gerek yoktu. Çünkü tek gördüğüm sensin Jiri. Göğsüm daralırken iç çektim. Ayağa kalktım, sert adımlarla masasına doğru yürüyüp onu kolundan tuttum. Bana tiksinerek bakıyordu. ''Senin sorunun ne?'' Ona bakmaya devam ettim. Kalbimin deli gibi çarpmasına sebep olan o gözlerine. Sesi yüzünden neredeyse kekeleyecek duruma gelmiştim. ''Jiri...'' onu yavaşça terk edilmiş sınıflardan birine soktum. Duvara doğru hafifçe itip iki elimi duvara yasladım. Kapana kısılmıştı. ''Bana neden bunu yapıyorsun?'' konuşurken sesim çatlıyordu. Jungkyoo'yu kaybettiğimde hiçbir şeyin onun kadar acı veremeyeceğini düşünürdüm fakat kahretsin, bu milyon kez daha beterdi. Masum bir şekilde ''Ne yapıyorum?'' dedi. ''Peki. Beni hayatında istemi-'' Sözümü dudağıma yumuşak bir öpücük kondurarak kesti. Kafam karışık bir şekilde ona bakıyordum. Kalbim her zamankinden daha hızlı atmaya başlamıştı. ''Bakın bayım, sizi öpmek istememiştim. Sadece.. İçimde öyle yapmak isteyen bir şey var..'' kafasını salladı. ''Bana geri dön.'' dedim ve onu öpmek için eğildim. Fakat tek cevabı beni itmek oldu. Yanaklarındaki yaşları silerek ''Hissettiğin şeyleri kes artık.'' dedi. Paniklemiştim, ne yapacağımı bilmiyordum o yüzden ona sıkıca sarılıp omzumda ağlamasına izin verdim. Hıçkırıklarının arasında ''Her kimsen kes şunu artık. Canımı acıtıyorsun.'' dedi. Bir anda kafama dank etti. Kaybetmekten korktuğum kişiyi kaybetmiştim. Gözyaşlarımın arasında gülümsedim. ''Tek bilmem gereken buydu.'' Onu bıraktım ve geri çekildim. ''Seni her zaman seveceğim ama eğer bu sana acı veriyorsa.. giderim.'' Umarım son sözlerim Jiri'mi uyandırmaya yeterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.