Herkesle beni çok mutlu eden ve saatler süren tanışmamdan sonra beni eve bıraktı ve bizde kalıp misafir odamızda uyudu. Bu beni gerçekten rahatsız ediyordu. Prens gibi yaşadığı için yerde üzerinde sadece battaniyeyle yatması onun için zor olmalıydı ama nedense bir bebek gibi uyuyordu. Dudakları aralandığında hafifçe horladı.
İlişkimiz başlayalı 3 ay geçmişti ve birbirimize gittikçe bağlanıyorduk. Gerçi hala bir seni seviyorum bile demedi. Ama benim için hava hoş. Vanderough'lara dönersek, Jungkook ve ben her gün onlarlayız. İtalya'dan döndükleri gibi bir çete kavgası yaptık ve söylemeliyim ki takım elbise ile kavga etmeleri iğrenç oldu. Sky doğru düzgün bir tekme bile atamıyordu ama neyse ki Pain yine iyiydi. Size söylemiştim, en iyi ikili biziz. Rüyamdan beni uyandıran ses ''Geç kalacağız.'' dedi. Jungkook'u elleri cebinde kapıma dayanmış beklerken gördüm. Birden kalbim ağırlaştı, midemde kelebekler üremeye başladı. Kafamı sallayıp çantamı aldım. Her gün olduğu gibi beni buraya getirir sınıfa kadar yürürüz, sonra da öğle yemeği yeriz, akşama doğru alışveriş merkezinde bir film izleriz.. ya da o ofisteki toplantısına gider. Bence cidden evlenmeliyiz. Mustang'i sürmeye başlarken konuştu ''Yine daldın gittin.'' ''Pardon. Bugün bir planın var mı?'' diye sordum. Yavaşça bana dönüp gülümsedi ''Hayır. Bugün cuma olduğu için şirketi babama bıraktım yani... Bütün haftasonu benimlesin.'' Kafamı yavaşça salladım. Konuyu tekrar açarak ''Jungkyoo'yu hatırlıyor musun?'' dedim. Her şeyi tekrar hatırlamışçasına kafasını salladı. ''Ben hiçbir yere gitmiyorum Jungkook, her zaman senin olacağım, seni seviyorum ve sen benim için çok özelsin.'' gözlerimi kapattım ''Ama beni bütün dünyan yerine koymana gerek yok. Bana verdiğin önemi sevdiğim kadar bundan dolayı incinmeni de istemiyorum.'' dedim. Arabayı durdurup yüzüme baktı ''Kahretsin Jiri. Kardeşimi çok seviyordum. Ama sensiz, sesin olmadan, aptal şakaların olmadan, içimdeki her şeyi aydınlatan o gülüşün olmadan geçen her gün...'' uygun bir söz ararcasına durdu ''Jungkyoo'yu tekrar kaybetmişim gibi hissediyorum. Ve bu daha da kötü! Yaşıyorsun, oradasın ama sensiz bir gün geçiremiyorum. Ben de korkuyorum Jiri. Hiç böyle bir şey hissetmemiştim ve nasıl adlandıracağımı bilmiyorum ama kahretsin ki, sen benim için sadece bir yıldız değilsin, bütün gökyüzümsün.'' Kalbim deli gibi atmaya başladığında dudaklarımı ısırdım. Ona bakıp yanaklarından öptüm. ''Seni çok seviyorum. Özür dilerim.'' dedim. Bana gülümseyip arabayı sürmeye devam etti.
Sınıftaki durum iyiydi ve son dersimiz profesör okulda olmadığı için boş geçti. O yüzden çantamı hazırlayıp Jungkook'un sınıfına yürüdüm. Sınıfı bize bir bina uzaklıktaydı. Evet, o kadar uzak. Neden mi? Çünkü B bölümü tek bir binada toplanmıştı, tıpkı diğer bölümler gibi. Bankta oturup bekledim. Telefonumu açıp arkaplanımı görünce gülümsedim. Fotoğrafta babasının doğum gününde Jungkook ve ben vardık. Arkaplanımı koltuğumuzda uyuyan Jungkook yapmak için galeriye girdim. Anneme geç kalacağıma dair mesaj attım. Okul zili çalınca ayağa kalktım. Sınıfının kapısını açıldığı gibi dışarı çıktı. Bir eli cebinde, diğeri ise çantasının sapını tutuyordu. Onu beklediğimi biliyormuş gibi bana baktı. Ona gülümsediğimde, yan tarafta okul festivalinde tanıştığım çocuk Jin'in bize, bir şeye sinirlenmiş gibi baktığını gördüm. Jungkook yanıma gelip elini omzuma koydu ve Jin yanımızdan geçerken kaşlarını kaldırdı. Jungkook ''Nereye gitmek istiyorsun?'' diye sorduğunda omzumu silktim.
Bir restoranda yemek yedikten sonra film izledik. ''Bir hafta sonra tatil.'' sanki bir şey ima edercesine konuştu ''Biliyorum.'' dedim. Kafasını sallayıp beni banklardan birine oturtturdu. Kahvesini içerken ''Sessiz zamanları seviyorum.'' dedi. ''Ben nefret ediyorum. Çok sıkıcı.'' dediğimde bana bakıp somurttu. Kafamı tatlılığından dolayı salladım. Sırtımı oturduğum yere dayarken Jungkook'a baktım. Gözleri, keşfedilmeyi bekleyen bir ada gibi parıldıyordu, belirgin burnu,şekli benzer pembe dudakları, uzun kirpikleri ve onu tanrı gibi gösteren o siyah saçları... Ağaçları, sahilleri,dağları, bütün Seul'ü görmüştüm ama en güzel manzara Jungkook'tu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.