Jungkook'un bakış açısı
Yaşlı Kim konuşmaya başladığında herkes alkışladı. Ne dediğini pek umursamıyordum. Bardağa şarap doldururken Jiri'yi bulmak için yeni yollar düşündüm. Yollara sokayım. Her şekilde aramalıydım. ''Ne dediğini duydun mu?'' kafamı salladım ve ''Umurumda değil.'' dedim. Benimle dalga geçer gibi ''Anlaşmanızı iptal etti.'' dedi. ''Yani? Benimle iş yapacak sürüyle şirket var. Çin'de, New York'da ve Japonya'da. Sorun ne?'' kafasını salladı. ''Ukalasın, değil mi?'' dediğinde ona sırıttım. Bana kim olduğumu söyleyen insanlardan nefret ediyorum. ''Şey, ukala olmak için yeteri kadar şeyim var.'' ayağa kalktım ve girişteki mini bara yürüdüm. Barmen'e ''En güçlüsünden.'' dedikten sonra bana shot'ı uzattı. Aldığım gibi kafama diktiğim için boğazım yandı. ''Aish.'' telefonum çalmaya başladığında küfrettim.
3. Kişinin bakış açısı
''Bilmenizi isterim ki, Kim Şirketinin sahip olduğu her şeyin varisi evlat edindiğim oğlum Kim Seok Jin'dir.'' herkes alkışlarken adam onlara baktı ve sahnede gülerek yürüdü. Bu sefer tek bir kişiye bakıyordu. Bardan bir şey istedi. ''Öncelikle, babama bana bu olanağı sağladığı için minnettarım. Uzun süredir zengin olmak istiyordum. Paradan dolayı değil, hayalim için. Kore'de fakir insan kalmasın istiyorum. Bu başarımın arkasındaki kadını size tanıtmak istiyorum. O kişi...'' adını söylerken Jungkook'un ilgisini çekeceğine emindi. Jungkook sahneye beklenti ve endişe içinde baktı. Bu kızın kim olduğunu bulmak istemesinin ardındaki nedeni bilmiyordu ama telefonu çalmaya devam etse de umursamadı. Jin kızı anlatırken telefonu açtı. ''Merhaba?'' Jungkook'un sesi kötü çıkmıştı. ''Efendimiz biz onu bulduk...'' Stephan'ın ve Jin'in sesi kulaklarını doldurmıştu. ''Park Jiri.'' Telefonu elinden düşürdüğünde ağlıyordu. Sahnede hayatının aşkı duruyordu. Uzun saçları maşayla şekillendirilmiş ve tek tarafa alınmıştı. Üzerinde siyah-beyaz basit bir elbise vardı. Makyajı ise onu kötü bir karaktere dönüştürecek kadar ağırdı. Herkese gülümsüyordu. Özlediğim o gülümsemesi... Kendini sorgulayarak ''Beni kullanıp aldatmadı... değil mi?'' dedi. Sahneye doğru yürümeye başladı.
''Teşekkürler Jin-ah! Hepinize merhaba.'' Yumuşacık sesi Jungkook'u gülümsetti. Kahretsin, sesi beni deli ediyor. Jungkook ona bakarak onun da ona bakmasını sağladı. Kızın kalbi nedenini bilmediği bir şekilde hızlandı. Ona bakan genç adama gülümsemeye çalıştı ama tek yapabildiği şey ağlamak oldu. Neden onun için bu kadar üzüldüm? Ve neden onu gördüğüm için bu kadar heyecanlandım? ''Jiri.'' Jungkook'un kısık sesi çatladı. Kafasını salladı. Beni kullanmış! Kahretsin. Onunla mı ilişkisi var? Jiri ona bakmaya devam ederken Jungkook uzaklaştı. ''Gitme.'' kız neden böyle dediğini bilmiyordu ama içinde bir şeyler onun gitmemesini istiyordu. Jungkook telefonunu çıkarıp Stephan'dan onu eve götürmesini istedi. Jin kızı sahneden çekerken ''Hadi gidelim tatlım.'' dedi.
''Efendimiz o, şeyle birliktey-'' Jungkook sözünü keserek ''Artık onun hakkında bir şey duymak istemiyorum.'' dedi. Arabasının deri koltuklarına yaslanmak ona Jiri'yi hatırlatmıştı. Yürüyüşünde, konuşmasında hatta giyinişinde ve gülüşünde bile bir şeyler vardı. Benim Jiri'm gibi gülmüyordu. Bildiğim ve önceden benim olan Jiri gibi değil. O artık sadece önceden tanıdığım bir kadın olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.