Günler geçmişti ve ben hala bu uzaylıyla birlikteydim. Ah! Yani Kim Taehyung. Tam bir baş belası olmasına rağmen eğlenceli biriydi. Jungkook her zaman orada olduğu için Vanderough'lara bir hafta boyunca gelmeyeceğimi söyledim. Onu sürekli görürsem yaptığını unutmanın pek kolay olacağını düşünmüyorum. Evet hala onu seviyorum fakat yaptıklarını biraz unutmaya ihtiyacım var. ''Dalmışsın bakıyorum?'' Kafamı salladım ve ona yemekleri taşımakta yardım ettim.
''Jiri...'' gülümsedim ''Benimle bir randevuya çıkar mısın?'' Öksürmeye başladığımdan dolayı su şişesini aldım. ''Ne?'' kafam karışmıştı. Güldüğünde gözleri parıldadı. Parlak sarı saçları biraz dağınık olsa da iyi görünüyordu. Kıkırdayarak göz kırptı. ''Bir şey almam gerekiyor. Etrafta sürekli korumalarımla gezmek istemiyorum.'' Ah, söylemeyi unuttum mu? Sizi en büyük iletişim ağı şirketinin varisi Kim Taehyung'la tanıştırayım.
Dersler bittikten sonra V etraftaki kızları gülüşmelerine sebep olacak şekilde yanıma geldi. ''Hadi gidelim.'' onu arabaya sürükledim ''Ben sürebilir miyim?'' kafasını sallayıp bana gülümsedi. ''Kahretsin, araba sürmeyi çok özlemişim.'' bir kamera sesi durduğumda kaşlarımı kaldırarak ona baktım. ''Bir selfie çekmeye çalışıyorum.'' dedi ve ona inandım. 10 dakikadan kısa sürede mağazaya vardık. Arabayı park ettikten sonra birdenbire ''Zengin olduğumda bir Ferrari Enzo ya da Rolls-Royce Phantom Drophead istiyorum.'' dedim. Telefonunu çıkarıp ''Doğum günün ne zaman?'' dedi. 17 ağustos diye cevapladım.
Mağazada yürüdük ve bir restoranda yemek yedik. ''Hadi lunapark'a gidelim?'' onu takip ettim. Herkesin bize bakmasının sebebinin yanımdaki mucizevi güzellikteki adam sayesinde olduğunu biliyordum. Jungkook'un varolmasına yazık, tanıdığım en yakışıklı ikinci erkek oluyor. Ah, Jungkook. Birdenbire onu hatırlayınca kalbim acımıştı. Ağlamamaya çalıştım. ''Buraya gel Jiri.'' biletleri aldıktan sonra beni tanına çağırdı. ''Böyle şeyleri yapmayı seviyorum. Sadece yanımda biri varken.'' ona gülümsedim. Yarış arabalarını görünce onu oraya doğru sürükledim. ''Kazanan...'' düşünüyordum ''Bir diğerini öpecek?'' dedi ve güldü. ''Hayır salakcım. Kim kazanırsa hiç gitmediği bir yere gideceğiz.'' Kafasını sallayıp alt dudağını uzattı. Yanaklarını sıkıp makinaya 2 bozukluk attım. Kazanmak kolay olacaktı. Tam 5 kez denedikten sonra artık kazanma şansı kalmamıştı. Son denememizde kazanmasına izin verip yavaş gittim fakat yine duvara çarpmaya devam etti. ''Basketbol oynayalım mı?'' dediğimde hemen kafasını salladı. Cidden beni daha iyi tanıması gerekiyor. Bir süre oynadıktan sonra skor 150'ye 405'i gösterirken ben gülüyordum. ''Sen kız olduğuna emin misin?'' diye sorduğunda göz kırptım.
Çoktan 3 saat geçmişti ve biz hala çocuk gibi eğleniyorduk. Banka oturduğumuzda ileride garip bir şey farketti. ''Hadi şunu deneyelim.'' fotoğraf kabinini işaret ediyordu. Yaklaşık 3 saattir ne oynayacağımızı ben seçtiğim için hayır diyemedim. ''3 fotoğrafa poz vereceksin sonra fotoğrafı alabiliyorsun.'' Parasını ödedikten sonra ona gülümsedim. İçine 3 kişi sığmayacak kadar küçük bir kabine girdik. ''Hazır mısın?'' dediğinde kafamı salladım. İlk fotoğrafta gülümsedim. İkincisinde dilimi çıkarıp göz kırptım ve üçüncüsünde gözlerimi kapattım. Dışarı çıkıp fotoğrafı aldık. Fotoğrafa şaşkın şaşkın baktıktan sonra ona döndüm. Ne yapmış biliyor musunuz? İlk fotoğrafta kendini işaret etmiş ikincisinde elleriyle bir kalp yapmış üçüncüsünde ise bana bakıp beni işaret etmiş. ''Bu da ne?'' diye sorduğumda sadece sırıttı. ''Şey, sana birazcık aşığım da.'' Gözlerimi devirdim ''Şaka yapmayı kes.'' İlerideki karaoke kabinini gördüm ''Şunu denemek istiyorum.'' dedim ve onu oraya sürükledim. Bir şarkı seçtikten sonra ''Bu şarkı bana çaresizken yardım eden ve akıl sağlığımı geri kazanmama yardımcı olan Kim Taehyung için.'' diyerek kendimi tanıttıktan sonra insanlar etrafımızda toplanmaya başladı ben de bir domates gibi kızardım. Jason Mraz ve Colbie Calliat'ın Lucky adlı şarkısını söyledim. Bittiğinde herkes alkışladı. Yavaşça bana yürüdükten sonra mikrofonu elimden aldı. ''Adaletli olacağım. Bu şarkıyı tanıdığım en güzel, harika kıza adıyorum.'' Bu birinin ilk kez bana şarkı söyleyişi olacağı için gülmeye başladım.
Pardon bayan
Bunu daha önce hiç yapmadım
Çok gergin olduğumu itiraf etmeliyim
Ama evet deme durumuna karşı
Sormak zorundaydım
Çoktan bir akşam yemeği planın olup olmadığını
Muhtemelen bir sevgilin olduğunu biliyorum
Ama eğer bir ilişkin yoksa,
Havaya adını söylerdim
Kanepende takılır ve uyanık kalırdık
Bu akşam olmazsa,belki yarın
Çünkü ben bağlandım ,Sarsılıyorum
Aşk vurgunuyum.(vuruldum)
Bütün gün beklerdim, sadece bir belki için
Değerli olmak için bir yol bulmaya çalışıyorum
Bu akşam olmazsa,belki yarın
Çünkü ben bağlandım , sarsılıyorum
Aşk vurgunuyum.(Vuruldum)
Gerçektende dünyadaki en güzel kızmışım gibi söylüyordu. Şarkı bitene kadar bana baktı. Her gülümsediğinde daha çok kızarıyordum. Gerçekten mutlu hissediyordum ta ki yakınlarda tanıdık birinin izlediğini görene kadar. Jeon Jungkook.
*Taehyung'un söylediği şarkıyı video olarak ekledim:3*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.