Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*

36. Bölüm ''Bunu bana sen yaptın.''

''Seni gerizekalı!'' Aramayı bitirdiğim gibi bağırmaya başladım.  ''Motoru durdur. Uçuşu iptal et. Range Rover'ımı ve...'' Stephan düğmelere basmaya başlamıştı bile ''...eşyalarımı hazırla. O Jin denen herife ulaşmalıyım. Yerini tespit edin. Kahrolası adam.'' Uçağın merdiveninin sonunda beni bekleyen Amaria'yı gördüm. ''Telefonum nerede? Anneme ve babama güvenlik odasında kalmalarını söyle. Bütün kapıları kilitleyin. Kod numara 2.'' Bana sanki ikinci bir kafam çıkmış gibi bakıyordu. Ah, bunu şuan açıklayacak durumda değilim. ''Şimdi!'' Bağırdığım gibi kafasını salladı ve telefonu bana uzattı. ''Genç Efendi, Gyeonggi-do'ya gidiyorlar.'' Arabanın kapısını açarken kafamı salladım. ''Her şey hazır mı? Ona ulaşmayı deneyin.'' İç çektim. Jiri'yi onunla bırakacak kadar salak mıydım ben? Ayrıca bu adam kimdi böyle? Ne yapmıştım? Ve Jungkyoo'yu öldürmekten kastı neydi? Kafam düşüncelerimin arasında acıyla zonklarken Stephan beni yavaşça dürttü. ''Ulaşılamıyor. Vardık. Ve her şey hazır.'' Güvenlikten anahtarı alırken kafamı salladım. Range Rover'ımın kapısını açarken Stephan'a baktım. ''Gyeonggi'nin neresi?''  Bagajı kontrol ettim. Hazır. ''Yongin'de. Sanırım Jukjeon'un yakınları.'' Kapıyı çarparak kapattıktan sonra  elimden geldiğince hızlı sürmeye çalıştım. ''Stephan annemle babama iyi bak, radyoyu açacağım. Silah sesi duyduğun anda ekibi gönder. Mekandan 1-2 kilometre ötede bekle, tamam mı?'' Kimsenin beni takip etmediğinden emin olmak için gps'i kapattım. ''Tamam Genç Efendi.'' Prensesimi kurtarmak üzere telefonu kapadım.

Terkedilmiş binanın her köşesine bakmak için arabadan indim. Eğildim, gözlerimi kapatıp Jiri'nin zayıflığıma gülen ifadesini görmeye çalıştım. Benimle kalmalıydı.. Salak kız. Onu korkudan ağlarken duyduğumda içimi korku kapladı. Bir erkek kadar güçlü olduğunu bilsem de, sonucunda o da bir kadındı. ''Ah...'' Küfrettim. ''Tahminimden hızlı geldin.'' Jin'in sesi düşüncelerimi bölmüştü. Ona baktım, yüzünde morluklar vardı. ''Ah, bunu sana o mu yaptı?'' Onu kızdırmaya çalışırcasına bir adım yürüdüm. Sırıtıyordum. Gözleri sinirle bürünmüş bir halde ''Kapa çeneni.'' dedi. Bir adım daha atarak ''Seni dövebileceğini biliyorsun.'' dedim. ''Onu çoktan dövdüğümü biliyorsun.'' dedi. Ona döndüm ''Cesaret bile edemezsin.'' diyerek ıslık çaldım. ''Ah,çoktan ettim bile.'' Saniyesinde yakasına yapışmıştım. Gözlerine bakmaya çalışarak ''Cehenneme gideceksin.'' dedim. ''O nerede?'' dediğimde kuru bir kahkaha patlattı. ''Dostum, o cidden iyi. Tadı gerçekten çok güzeldi.'' dediğinde suratına bir yumruk indirdim. ''S-sen ona dokunmadın.'' Kendimi ikna etmeye çalışarak konuşuyordum. Hayır, Jiri hala saf bir kızdı. Bu adam tarafından mahvedilemezdi. ''KAHRETSİN!'' dedi. Kahkahası binada yankılanıyordu. ''Biliyorsun, kardeşin de iyiydi.''  Gözlerimde o an canlandı. ''Onun adı J. Yani, ben öyle diyorum. O uzun boylu ve çok güzel. Biraz kadınsı davranıyor. Onu gerçekten çok  seviyorum Jungkook.'' Bir adım geri gittim. Sakın bana o  J'in, Jungkyoo'nun sevgilisinin, Jin olduğunu söylemeyin. Onu öldüreceğim.  ''Evet. Evet ben kardeşinin eski sevgilisiyim.'' Kendimi sakinleştirmeye çalışsam da engel olamıyordum. Jiri'nin tekniğini kullanarak, bir adım geri gidip mükemmel bir 360 derece ile onu yüzünden tekmeledim. Seni şerefsiz! Onun üstüne çıkıp, suratını yumruklamaya başladım. ''J-Jungkook.'' Onun sesini yakınlarda duyduğumda donup kaldım.  Kan tüküren Jin'e baktım ve ayağa kalktım. ''Jiri-ah? Park Jiri-ah? Neredesin?'' Onu bir şeyler mırıldanırken duydum, elleri kan içindeydi. Aman tanrım! Benim zavallı Jirim. Emeklemeye çalışıyordu. ''Bebeğim...'' ona doğru koştum. Saçı dağınık, kıyafetleri pislik içindeydi. ''Çok üzgünüm Jungkook.'' Onu tutmaya çalışırken ağlamaya başladı. Ona sıkıca sarıldım. Alnını öperken ''Her şey yoluna girecek.'' dedim.  ''Özür dilerim. Gerçekten üzgünüm. Çok salağım.'' defalarca tekrarladıktan sonra gözyaşlarını tişörtümde hissettim. ''İyi misin? Sana ne yaptı?'' Gülümsemeye çalıştığında yüzündeki morluklardan dolayı kalbim parçalara ayrılmıştı.  ''Ben artık bir gangster değilim. Haha.'' Şaka yapmaya çalışıyordu ama ben eğilip alnını bir kez daha öptüm. ''Sen benim gangster aşkımsın. Burada bekle olur mu? Onun işini bitireceğim.'' Onu duvara yasladıktan, rahat oturduğuna emin olduktan sonra ona baktım. Gözyaşları akmaya devam ediyordu. ''Seni çok seviyorum.'' dedi ve gülümsedi. Ona kafamı sallayarak sevgisine karşılık vermeye çalıştım.

''Yani sen burayı buldun, öyle mi?'' Jin'in sesi dünyamı karanlığa boğmaya yetmişti. ''Onu her zaman bulurum. Çok çirkin görünüyorsun.'' dedikten sonra suratına bir yumruk daha attım. Acı içinde kıvranırken güldü. Ona yaklaşıp ''Sana ne yaptım ki ben?'' dedikten sonra ağzından kanların akmasına sebep olacak kadar şiddetli bir kahkaha ile gülmeye başladı. ''Bunu bana sen yaptın! Sen..'' Ayağa kalkmaya çalıştı. ''Evet! Kız kardeşinle oynadım. Ama bu sadece paraya ihtiyacım olduğundandı. Onu sevdim Jungkook. Her zaman sevdim. O benim karanlık dünyama doğan günışığımdı. Ona ne kadar samimi hisler beslediğimi bilmiyorsun. O zamanlar sahip olduğum tek şey oydu. Paraya ihtiyacım vardı Jungkook ve, Bay Kim dosyalarınız karşılında bana büyük miktar para önermişti. Bunu ondan istedim Jungkook. Ona paraya ihtiyacım olduğunu söyledim. Ama o bana verebileceğini söyledi. Onu alamazdım Jungkook. O yüzden onu mutlu etmeye, dosyaları bana vermesi için ikna etmeye çalıştım. Ve ikna oldu, kabul etti ve dosyaları bana verdi. O gün, onları Bay Kim'e verdim.'' Dediklerinden dolayı nefesim kesilmişti. Jungkyoo bana yalan mı söyledi? ''Ama bana yanlış dosyaları vermişti. Şirketinizin raporlarını vermişti.'' Ağlamaya başlayınca kafam karıştı. ''Ertesi gün para elime geçince, hastaneye gittim. Annem ve kız kardeşimin ameliyatını ödemek için. Ama o beni gördü Jungkook, ve onu aldattığımı düşündü. Onu sadece para için kullandığımı düşündü. Beni bir daha hiç aramadı. Evinize girmeye çalıştım ama güvenlik tarafından dövüldüm. Sadece onun kendini öldürdüğünü duydum. Onu sevmediğimi düşünmüştü. Şimdi intikam vakti. Jiri'yi de öldüreceğim...'' sözlerini bitirdiği gibi bir silah sesi duydum.