Taehyung'un arabasına baktım. Porsche Cayenne, mavi. Gözlerimi o ve araba arasında bir kez daha gezdirdim. Kaşlarını kaldırmış bana bakarken, beyaz gömleğini düzeltti. Diyecek bir kelime bulamıyordum. Önümde duran Kim Şirketinin varisi ve benim çok yakışıklı biricik arkadaşım Kim Taehyung. Yalandan öksürüp gülümsedi. Arabanın kapısını benim için açarken ''Yanakların kızarmış.'' dedim. ''Bana gereğinden fazla bakıyorsun Jiri.'' diye cevapladı. ''Seni özledim.'' Kafamı sallayarak onayladım. ''Nereye gidiyoruz?'' merakıma yenik düşmüştüm. Omuz silkerek ''Yabancı mı Kore mi?'' diye sordu. Her gün bu teklifi almıyordum bu yüzden iyice düşündüm ve ''Yabancı.'' dedim. Kafasını salladı ve bir butiğe doğru sürmeye başladı. ''Burada ne işimiz var?'' Bana baktı ve gülümsedi. ''Sana her şey yakışıyor Jiri. Şuan da gayet güzel görünüyorsun ama gideceğimiz yer biraz resmi. Senin şık olmanı istiyorum. Bu döndüğümden beri ilk randevumuz.'' Kafamı sallayarak gülümsedim. Arabadan inerken kapımı açtı. Tam bir centilmen. Neden bilmiyorum ama bu hareketi kalbimi acıtmıştı.
Gerçekten güzel bir elbise seçti. Siyah ve uçuş uçuş. Arkadaşı, gümüş bir ayakkabı ayarladıktan sonra saçımı ve makyajımı da hallettiler. ''Gerçekten nefes kesici görünüyorsun.'' Taehyung'un iltifatından sonra kızardım. Her şeyi o ödediği için biraz utanarak ''Sana bunları geri ödeyeceğim.'' dedim. Anında kafasını kaldırdı ve ''Benim paraya ihtiyacım yok Jiri, zamanına ihtiyacım var.'' dedi ve göz kırptı. Arabaya bindiğimde onun çalma listesini karıştırmaya başladım. Zaman hızlıca geçti ve şimdi bir fransız restoranının önündeydik. Görünüşüne göre baya da pahalı bir restorandı. ''Hadi.'' Taehyung kolunu belime attı. Bu gerçekten onun alışkanlığı gibi bir şey. Kafamın içinde oluşan düşünceleri atmak için etrafa bakınmaya başladım. Yürüdükçe ilerideki masada onları gördüm... O kız ve ailesini. Mekanı hemen terkedesim geldi fakat Taehyung'a bunu yapamazdım. ''Bembeyaz görünüyorsun.'' Kafamı iki yana salladım. Gözleri restoranı taradığında belimde duran eli daha da sıkılaştı. Ne tarafa baktığının anlayınca Jungkook'u gördüm. Gözleri her zamankinden daha da koyu, çenesi gerilmiş ve yumruğu masadaydı. Taehyung'a bakarak gülümsemeye çalıştım. ''Her şey güzel olacak Jiri, güven bana.'' Dudağımı ısırıp bir kez daha onların masasına baktığımda Jungkook'un gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. Yanındaki kız ona bir şeyler söylemeye devam etse de sert bi şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Kıza sadece bir kez kafasını salladı. Ne istiyordu bu böyle? Şuan mutlu zaten neden beni rahatsız hissettirmeye uğraşıyor ki?
Taehyung garsonu çağırdı. Menuye baktım ve fiyatları görünce neredeyse aklımı yitirecek gibi oldum. Bu ne be? Altından falan mı yapmışlar bunları? 300 dolar?? Hem menüdeki fiyatlar hem de Jungkook'un bakışları altında eziliyordum. Evet... hala bakıyor. ''Bir Moules Mariniéres, bir bardak Belgian ale ve kirazlı clafoutis.'' Garson kafasını salladı ve siparişimi almak için bana döndü. ''Jiri, ne istiyorsun?'' dudaklarımı ısırıp Taehyung'a baktım. ''Tamam ben senin için sipariş veririm. Herhangi bir alerjin var mı?'' Kafamı iki yana salladım. ''Bir Blanquette de Veau, bir kaden kırmızı Bordeaux, ve Paris-Brest.'' garson Taehyung'un dediklerini not aldıktan sonra ''Başka bir şey var mıydı Madam?'' diye sordu. Gülümsedim. Salak göründüğümü biliyorum ama umurumda değil! Bu yemek hemen bitsin istiyorum! ''Bir bardak su lütfen.'' garson gülümseyerek gitti.
Taehyung ''İyi misin Jiri?'' diye sorduğunda Jungkook'a baktım. Şimdi kızın ailesiyle konuşmakla meşguldü. Kızın ailesi çok mutlu görünüyordu. Belki de öylelerdi. Kafamı Taehyung'a çevirip sorusunu cevapladım ''E-evet. Ah... hayatın nasıl gidiyor?'' kendimi ona bakmaya zorladım. ''İyiyim. Seninle bu randevuya çıkmak istedim çünkü sana söylemem gereken önemli bir şey var.'' devam etmesini beklerken kafamı salladım. ''Amsterdam'dan döndüm ama 2 hafta içinde tekrar oraya gideceğim.'' gülümsedi. ''Gerçekten mi? Bu kadar hızlı mı?'' kafasını salladı ve arkasına yaslandı. ''İstersen benimle gelebilirsin.'' sesi alçak ve yumuşaktı. Açıkçası, bunun için çok minnettarım ama bu çok fazla. ''Taehyung, bunu yapmana gerek yok!'' gözlerimin içine bakıyordu ''Jiri ben hala senden hoşlanıyorum. Senin için her şeyi yaparım.'' kızardım.''N-ne zaman geri geleceksin?'' Jungkook'a baktığımda iki ailenin de ayakta olduğunu gördüm. Neyse ki ailesi beni görmemişti. Birden bana döndü ve kaşını kaldırdı. ''Dönmeyeceğim.'' Kafamı iki yana salladım. Kahretsin! Yemek geldi, yedik ve bana bir sürü komik hikaye anlattı. Taehyung sıcak kanlı ve iyi biriydi. Gerçekten iyi bir sevgili olurdu. Ama ne yazık ki ben onun benden hoşlandığı gibi ondan hoşlanmıyorum.
''Müsadenle tuvalete gideceğim.'' Taehyung şarabını yudumlarken kafasını salladı. Hızlı adımlarla tuvalete yürüdüm. Aynada kendime baktım. Kahretsin! Buraya Taehyung'la geldim ama aklım hala o ikisinde. Yani.. neden ki? Kendimi biraz toparlamaya çalıştım ve ellerimi yıkadım. Taehyung'a adil olmam gerek. Gülümseyerek kapıdan çıktım. Ve Jungkook'u karşımda dikilirken gördüğümde aklımı yitirecektim. Ellerini cebinde orada öylece duruyordu. Beni görünce kendini düzeltti. ''Jiri.'' sesi soğuk ve düzdü. Ona baktığımda bakışları daha derin ve ağırlaştı. ''Ne istiyorsun?'' Hareketlerinden etkilenmemeye çalışsam da yapamadım. Bana doğru üç adım attı ve şimdi tam anlamıyla karşımda duruyordu. Biraz daha eğildiğinde arkaya doğru bir adım attım, duvara çarptım ve küfrettim. ''Hala küfrediyor musun?'' sorusundan sonra gözlerimi devirdim ama eminim ki kalbimin atışlarını duyabiliyordu. Sanki karnımdaki canavar uyanmıştı ve sahibinin karşısında olduğunu biliyordu. ''Seni ilgilendirir mi?'' Suratı düştü. Derin bir nefes aldı ve bu sefer nefesini duyabileceğim kadar yaklaştı. Benimle oynuyordu ve pes etmeyecektim. Gözlerinin içine bakmaya devam ettim. ''Ne istiyorsun?'' dedim ve bana bakmaya devam etti. Sinirim bozulduğu için nir kahkaha patlattım. ''Ne? Bir öpücük mü?'' Şimdi gözleri daha koyu ve ağırdı. Arkamdaki şu duvar olmasa yemin ederim yere düşerdim. ''Evet, lütfen...'' Sesi sanki yalvarıyor gibiydi, sanki beni bütün hayatı boyunca özlemiş gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.