Jungkook'un bakış açısı
Kafam sürekli Jiri'ye bıraktığım 14 cevapsız aramaya gidiyordu. Telefonunu açması gerektiğini bilmiyor mu? Acaba meşgul mü? Belki uyuyordur. Evet. Gerçekten uyuklamayı seviyordu. ''Tebrikler Bay Jeon Incheon Aile Şirketi ile anlaşma imzaladınız.'' Yanımda oturan adam omzuma dokunurken herkes alkışladı. ''Ha?'' Aklım başımda olmadığı için dalmıştım. ''IFC ile anlaşma yaptınız.'' dedi. Ayağa kalktım. Sahte bir gülümsemeyle kırmızı halıda yürüdüm. ''Teşekkürer Bay Nim.'' IFC'nin sahibine doğru konuştum. Eğilerek ''İşbirliğimizin iyi geçmesi umuduyla.'' dedi. Küçük bir konuşma yaptıktan sonra saat 9 olmuştu bile.
''Bay Jeon.'' arkama döndüğümde benim yaşlarımda bir çocukla karşılaştım. ''İyi akşamlar. Neye ihtiyacınız vardı?'' Şirketim için kibarlığı elden bırakmıyordum. Her ne kadar nefret etsem de.. ''Şey Berlin'deki bir bar için ziyaretçi listesi yapıyordum da.. Acaba yüksek sesli müzik,içki ve tabiki kızların olduğu bir yere gitmeyi düşünür müsünüz?'' Göz kırparak konuşmasını bitirdi. Gey mi bu be? 2 haftalık anlaşma sürecinden sonra alkol,müzik ve kızlar kulağa iyi geliyordu. Ama Jiri'yi televizyon karşısında pijamalarla Disney izlerken düşününce vazgeçtim. ''Üzgünüm. Onun için zamanım yok.'' dedim ve yürümeye başladım. Her kelimesini vurgulayarak ''Hadi ama, daha 14 anlaşmadan 9'unu tamamladın ve 1 hafta iznin var! Deli misin? Yoksa gey misin?'' diye sorduktan sonra cevap verdim ''Evliyim. Karım tangasıyla suitimizde beni bekliyor.'' ve 1 aylığına kiraladığım limuzine bindim. Kahretsin, Jiri ve tanga? Düşüncesi bile kızarmama yetmişti.
Bir düzine beyaz gül ve en sevdiği keklerden bir kutu aldım. Umutla asansördeki 40 butonunu tuşladım. Ona yarın kıyafet de almalıyım. Sonuçta şehir turu yapacağız. Ses çıkarmadığımdan emin olarak güvenlik sisteminden kartı geçirdim. Kapıyı açtım. Yemek masasına gülleri ve kutuyu koydum. ''Jiri?'' Odasına girdim, ondan bir iz yoktu. Koltukta da değildi. Ayrıca televizyon kapalıydı. Burada yanlış olan bir şeyler vardı. Kahretsin, neredesin? Sesim çatlayarak ''Jiri! Keş şunu, sinirleniyorum.'' dedim. Hayır... Gitmiş miydi? Neden? Dolabını kontrol ettiğimde her şeyin orada olduğunu gördüm. ''Kahretsin!'' sinirle dolabı tekmeledim. Sakin olmalıydım ama onu göremeyince deliye dönüyordum. Stephan'ı aradım. ''Stephan, bana en iyi adamlarını gönder. Jiri ortalıkta yok. Sabah burada olmanı istiyorum.'' sonra konuşmayı bitirdim. Jiri'yi aramayı denedim. Hadi tatlım, aç şu telefonunu. Ama telefonunun zil sesinin banyodan geldiğini gördüm. Kapıyı açtığımda kıyafetleri yerdeydi. Banyo yapmak üzereymiş... ve külodu kan içinde. Telefonuna baktığımda bana göndermeye çalıştığı bir mesajı gördüm. Salak kız. Telefon banyoda çekmez ki!
''CCTV'nizin kayıtlarına ihtiyacım var.'' dedim. Koruma bana baktı, şüphe içinde beni süzdü. ''Eğer kovulmak istemiyorsan, hemen gösterirsin.'' dedikten sonra beni CCTV odasına götürdü. Saat 6:07'de karnını tutarak oteli dolaşıyordu. Zavallı bebeğim..Karnı ağrıyor olmalı. 6:24'te çıkışa gidiyorken gülümsedi. ''Şuraya yakınlaştırabilir misin? Otelin önünde ne var?'' diye sordum. Yakınlaştırdığında dükkanı gördüm. Ped almaya gidiyordu. ''Otelin önünü gösteren CCTV'niz yok mu?'' dediğimde olduğunu ama şuan çalışmadığını söyledi.
''Bir kız gördüm, güzel bir kızdı. Sanırım Kore'liydi. Sonra ona otobüs çarptı. Neyse ki, sevgilisi yanındaydı.'' gençlerin konuşmalarını duyunca dondum kaldım. Hayır Jungkook, o kızın sevgilisi varmış. Ayrıca siz Berlin'deki tek koreli değilsiniz ki... Sırtımı koltuğa dayayarak düşündüm. Neredesin sen? Üstümü değiştirdim. Cüzdanımı, telefonumu ve Mustang'imin anahtarını aldım. Olduğun yerde kal bebeğim. Seni bulacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.