25. Bölüm "Berlin."

3.1K 260 18
                                    

Evin içinde kocaman bir gülümseme ile "Günaydın!" Diye bağırdım. Bugün tatilin ilk günüydü. Ve... 4 gün sonra 1000. günümüz olacaktı! Düşüncelerimin arasında gülümserken mesaj atmak için telefonumu aldım.


Kime: Her şeyim (Evet, adını değiştirdim.)

Günaydın! Umarım bugün görüşebiliriz. Kendine iyi bak ve iyi çalış. Seni seviyorum.


Mesajı gönderdiğim gibi duş aldım ve dişlerimi fırçaladım. Kahvaltı yaptıktan sonra Vanderough'lara gitmek için bana verdiği arabayı kullandım.


''Reeeeeeeeeeed!'' bağırışlarının arasına daldım. Kafamı salladım, yavaş yavaş Jungkook'a benzemeye başlıyordum. Kahretsin, her günümü onunla geçirdiğim için ben de sessiz zamanlarım olsun istiyorum. Yiyecek bir şeyler alırken ''Ne var ne yok?'' dedim. İşlerinden, İtalya'ya olan gezilerinden ve underground dövüşlerini ne kadar özlediklerinden bahsettiler. Arkama yaslanırken ''Ben de özledim sanırım.'' dedim. Hepsi bana baktığında kaşlarımı kaldırdım sonra Pain konuştu ''Çok düzgün biri oldun sen.'' Gözlerimi devirdim. ''Her neyse, babam sana biraz para gönderdi. Düzenli olarak kontrol etsen iyi olur.'' Ah, tamamiyle unutmuşum. Kafamı sallayıp iç çektim. Sky ''Prens nerede?'' diye sorup kendi koltuğuna oturdu. Hemen cevapladım ''Meşgul. İşiyle.'' Nightmare'in sodasından bir yudum aldım. Pain ayağa kalkıp ''Çocuklar, okula gitmem lazım. Sanırım bir sınavı kaçırdım ve girmezsem notlarım tamamlanmaz.'' dedi. Tabiki onu 'gözlemem' gerektiği için ''Ben seninle gelirim.'' dedim ve gülümsedim. Kafasını salladığında onu götürebileceğimi söyledim. ''VAY BE! Bu çok pahalı Jiri!'' dedikten sonra kafasını salladı. Utançla onayladım. ''Evet, bunu bana Jungkook verdi.'' Bana şaşkınlıkla baktı. Okula vardığımızda onu beklememi söyledi ben de beklemeye başladım.


Tam sıkılmaya başlarken biri bana seslendi. ''PARK JIRI!'' Bağırana bakıp kaşlarımı kaldırdım. Onu hatırladığımda bana uzanıp sarıldı ''Aman tanrım! Seni özledim.'' ''Yah! Kim Taehyung-ah. Nefes alamıyorum.'' Beni yavaşça bıraktı. ''Artık sana ulaşamıyorum.'' derken saçlarını yan tarafa attı. Çok gey gözüktüğü için güldüm. ''Ah....'' bir şeyler demeye çalıştım. Nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. ''Jungkook telefonumu attı.'' dedim ve onun dışında her şeye baktım. ''Gerçekten mi? Jungkook? Jeon Jungkook? Bana vazgeçmemi söyleyen adam o muydu?'' Kaşlarını kaldırmıştı. Suratı çok garip gözüküyordu. Kafamı sallayıp banklardan birine oturdum. Beni süzerken şüpheli bir şekilde ''Hım....O senin sevgilin mi?'' dedi. Kızardım. Kendi kendine cevapladı. ''Öyle.'' ''Ama sen hala benim aptal Jiri'msin değil mi?'' Umutla sormuştu. ''Tae-tae...Ben...'' cümle kurmakta zorlanıyordum. Önümüzdeki taşlardan birini tekmelerken ''Sen benim tek sevdiğim insansın. Varlığın için gerçekten minnettarım...'' dedi. Tek diyebildiğim ''Üzgünüm.'' oldu. Ona baktığımda yavaşça kafasını salladı ''Umarım hep mutlu olursun. Ama...'' ayağa kalkıp bir adım ileri gitti. ''...Ondan sıkılırsan falan, ben her zaman seni geri kabul ederim.'' dedi ve gitti.


Telefonum çaldığı için Taehyung'un arkasından bakmayı kestim.


Jungkook olduğu için neşeli bir sesle ''Merhaba.'' dedim. ''Pasaportun var mı?'' diye sordu. Sesi endişeli geliyordu. ''Hayır, yo-'' diğer hattan gelen bağırmaları duydum. ''Tamam şimdi senin pasaportunu ve vizeni ayarlayalım. Seni almaya geliyorum. GPS'ini aç. Berlin'e gidiyoruz.''

Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin