Pain'in arkasından yürürken etrafımızdaki kızların bana dik dik bakmalarının nedenini hala anlayamıyordum. Pain sınıfın sonlarına doğru oturdu, ben de onu takip ettim. Sonra Sky geldi. O üniformanın içinde gerçekten iyi gözüküyordu. Yanıma oturduğunda kızların Sky ve Pain hakkında konuşmalarını duydum. Onların ne kadar yakışıklı olduklarını benim ise ne kadar... Neyse umurumda değillerdi zaten.
''Red. Saçların ve üniformanla güzel gözüküyorsun. Yakışmış.'' Ona göz kırptım. Etrafımızdaki kızların iç çekmesine yetecek kadar gülümsedi. Pain, Sky'ın aldığı cipsi kemirirken konuştu ''Onları pek takma. Korkunçlar. Bizi her zaman takip ediyorlar. Tanrıya şükür karargah'a ya da underground'a kadar değil.'' ''Çekici çocuklarsınız. Belki sizi beğeniyorlardır.'' Pain kafasını sallarken Sky kaşlarını kaldırdı. ''Yok almayayım. Beni sapık gibi takip eden kızlardan hoşlanmıyorum. Çok salakça gözüküyor.'' Kaşlarımı kaldırdım ''Ne? Yani ben de mi salak gözüküyorum? Sonuçta ben de Jungkook'u takip ediyorum!'' Lafı biraz ağızlarında geveledikten sonra gülmeye başladılar ''Ama sen erkek gibi davranıyorsun..'' diye lafa atıldı Pain. Gözlerimi devirdim. Biraz zaman geçtikten sonra profesör içeri girdi.
''Sınıfımızda yeni biri var. Kayıdı direkt olarak Bay Min tarafından yapıldı. Yani ona Yoongi ve Jimin'e saygı duyduğunuz kadar saygı duymalısınız.'' Herkes kafasını sallarken kızlar gözlerini devirmekle yetindi. ''Merhaba, adım Park Jiri. Tanıştığımıza memnun oldum.'' Profesör yandan sorular sormaya başladı ama cevap vermedim bile. ''Bugün partner olarak çalışacaksınız. Erkek erkeğe, kız kıza.'' Sky ve Pain çoktan eşleşmişlerdi bile. Tam tek başıma yapabileceğimi söyleyecekken gözlüklü bir kız bana uzandı. ''J-jiri? Ben Mina. Partnerim olur musun?'' Onaylarcasına gülümsedim.
Raporlara bakarken konuştum. ''Neden herkes benden nefret ediyormuş gibi hissediyorum?'' Tarih çok da kolay bir ders değildi. Ama bu konuyu sevmiştim. ''Sen birazcık okulun en popüler çocuklarıyla yakınsın da o yüzden. Min Yoongi ve Park Jimin.'' Anladığımda kafamı salladım. Ona Sky ve Pain'i başından beri tanıdığımı anlatamazdım. ''Anlaşması kolay biriyim sanırım. Buralardaki tek popüler çocuklar onlar mı ki?'' Yanakları kızarırken iç çekti. ''H-hayır. 1-A'dan b-bir çocuk v-var. Adı J-j-jung...'' İşte o an boynunu tek hamlede kırmak istedim fakat tek yapabildiğim kaşlarımı kaldırmak oldu. ''Jungkook. Jeon Jungkook.'' dedim ve yüzünün bir domates kadar kızardığını gördüm. Salak gibi gülümsüyordu. ''Ben onun sevgilisiyim.'' dediğimde bana bakıp gülmeye başladı ''Hepimiz olmak istiyoruz.'' diğer kızları işaret etti. ''O kimseyle konuşmaz. Sıra arkadaşıyla bile. Gülümsemez de! Ama o gerçekten harika biri. Bütün sınavlardan en yüksek notla geçiyor ve sporda fena derecede iyi. Eğer onunla bir ödevde partner olursan her şeyi kendisi yapıyor sana da uşağıyla konuşmak ve ondan emir almak kalıyor. Tam bir antisosyal.'' Kağıda bir şeyler yazıyordu. ''Uşağının adı Stephan. Ve o gülümsüyor.'' dedim ve ben de kendi cevaplarımı yazmaya başladım. Bana şaşkın şaşkın baktığında ona gülümsedim. ''Çok iyi bir sapıksın! Nerede yaşadığını da biliyor musun?'' Kafamı salladım. ''Biliyorum.'' ve raporu yazmaya devam ettim. Diğer ders başladığında Mina yanıma oturmak istedi. Ben de Pain'e onu yanımıza oturtmasını söyledim. Hemen tamam dedi çünkü umurunda değildi. Oturma sıramız Pain-ben-Mina-Sky. Mina Sky'ın yanına oturmaktan gerçekten memnun gözüküyordu. Bana eğilerek ''Eğer Jungkook'u tanımasaydım büyük ihtimalle Jimin'den hoşlanırdım.'' dedi. Gülümsedim.
Saat 5 olmuştu. Sky ve Pain basketbol turnuvaları için çalışıyorlardı. Onlar çalışıyorken etrafı gezeceğimi eğer kaybolursam mesaj atacağımı söyledim. Okulu inceliyorken duyduğum çığlıklarla dikkatim dağıldı. Çığlıkların geldiği tarafa bakınca bir grup kız gördüm. Ne olduğunu merak ettiğim için yanlarına gittim.
''Jeon Jungkook-ah! Bizimle konuş. En azından bir defa.'' bir kız montunu tutarken bağırdı. ''Biraz gülümse!!!'' diğer bir kız bağırıp onun fotoğrafını çekti. Gözlerini kapattığında kızlara ne kadar gıcık olduğunu anlamıştım. ''Konuşsana oppa!'' kız tam uzanıp onu öpecekken diğer kızların arasından sıvışıp kızı yere ittim. ''Bu da ne?!!'' hepsi birden bağırmaya başladı. ''Jungkook'a yaklaşmanın da bir sınırı olduğunu bilmiyor muydun?'' Jungkook gözlerini açıp bana baktı. Şaşırmamıştı bile. Sadece bana bakmaya devam ediyordu. Yanına yaklaşıp gülümsedim. Kaşlarını kaldırdı. ''Jungkook bir kıza tepki veriyor aman tanrım!!'' herkes çığlık atmaya başlamıştı. Jungkook'un elini tutmaya çalıştığımda elimi itti. Arkadan bir kaç kızın gülüşlerini duydum. ''Sen...'' kızlar bizi videoya çekiyorlardı. Tek yapabildiğim o soğuk gözlere bakıp kendi hislerimde boğulmaktı. ''Aramama cevap vermedin.'' dediğinde herkes şaşırdı. Büyük ihtimalle suratım domates gibi olmuştu. Annem suratımı satabilirdi! ''Ben..ben biraz...'' bir bahane düşünürken lafımı kesti ''Okula mı hazırlanıyordun?'' Şimdi biliyorum. Hadi gidelim.'' elimi tuttu ve beni kızların arasından çıkardı. Tutuşan ellerimize bakarken gözümden bir damla yaş aktı. Gerçekten mutluydum. Yürürken etrafımızda kameralar ve flaşlar gördüm ama şuan onun dışında hiçbir şey umurumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfikceBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.