Hatıralarım geri gelirken kafamdaki acıyla içeri girdim. Oturur pozisyonda duramayacak kadar zayıf düşmüştüm. Yüksek bir ses duyduğumda dizlerimdeki acıyı hissettim. Düşmüştüm. ''Jiri!'' herkes bağırıp bana doğru koşuyordu. Biraz uzaklaşmak için etrafı tekmeledim. Kimseyle konuşmak ya da kimsenin bana dokunmasını istemiyordum. Böyle olmaya devam ederse düzgün düşünemezdim. Kimseye güvenme. Birden bire Jin'in söylediği bu söz aklımda canlandı. Etrafımdaki herkes bana korkuyla bakıyordu. ''Gitmem gerek.'' Bakışların altında ayağa kalkıp dik durmaya çalıştım. ''Seninle tanıştığıma memnun olmadım.'' O soğuk sözleri duyduğumda içim ürperdi. Kalbim sanki milyon parçaya bölünmüş gibiydi. Hissettiğim acıdan dolayı kaçmak istedim. Aralarından birinin ''Ona ne olmuş Jungkook?'' dediğini duydum. Jungkook sadece iç çekti. Buradan çıkmam lazım. Yürümeye başladığımda kapıda Jin'i gördüm. ''Neden geciktin?'' ona bakarken gülümsemeye ve mutlu olmaya çalıştım ama tek hissettiğim nedenini bilmediğim bir sinirdi. ''Kafam acıyor. Dinlenmek istiyorum.'' dedim. Arabaya girdiğimizde benimle konuşmaya çalıştı. Ben ise hiç oralı olmadım çünkü bir şeylerin peşinde olduğumu bilmesini istemiyordum.
''Jiri önce bir şeyler ye. Bu sabah yememiştin.'' Kafamı sallayıp yemek masasına oturdum. ''Bana sorunun ne olduğunu söyle. İyi misin?'' İnsanların beni tanıdığını anlamasın diye gülümsedim. ''Evet. Sanırım uykusuz kaldım.'' dedim ve yemeğe devam ettim. Yemeğin geri kalanı sessiz geçti. Yemek bittikten sonra uyuyacağımı söyledim. Benimle odama kadar geldi. Çoktan 1 saat geçmişti ve ben hala yatakta bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. İçimde bir şeyler eksik. Biri kapıyı hafifçe tıklattı. ''İlacını içmelisin.'' Gelen Jin'di. Birkaç meyve, bir bardak su ve ilaçlarımı yanımdaki masaya bıraktı. İç çektim. ''Bir şeye mi sinirlisin?'' Çabucak gülümsedim ve kafamı salladım. ''Neden bunları içmem gerekiyor? Berlin'de bütün ilacı bitirmiştim zaten.'' diye sordum. ''Şey, iyi görünmediğin için bunlara ihtiyacın olduğunu düşündüm.'' Ona baktım. Yalan söylüyordu. ''Okulda tanıdığım birileri var mı?'' diye sorduğumda gözleri kocaman olmuştu, endişeli görünüyordu. ''Bunu neden sordun Jiri?'' sinirlenmişti. İçimde bir şey bu adamın tehlikeli olduğunu söylüyordu o yüzden ona bağırmamak için yastığımı sıktım. ''Kimse benimle konuşmuyor. Arkadaşım olsun istiyorum. Hiç arkadaşım yok mu Jin?'' üzgün görünmeye çabalamıştım. ''Jiri, bak herkes senden nefret ediyor. Tamam mı?'' sözleri üzerine ağzım açık kaldı. ''Kötü biri olduğundan değil sadece seni kıskanıyorlar. Ben ve buradaki hizmetliler dışındaki insanlarla konuşmuyorsun. Anladın mı?'' Sinirimi bastırmaya çalışarak kafamı salladım. Telefonu çaldığında bana bakıp ''Evet? Tamam. Orada olacağım.'' dedi. Gülümseyerek ''Sen ilaçlarını iç benim acil bir işim çıktı. İyi uykular.'' dedi ve alnımdan öptü. Tam çıkacakken ''Jin...'' dedim. ''Bana yalan söyleme, olur mu?'' dediğimde bana birkaç saniye bakıp kafasını salladı. O evden çıkarken ben ayağa kalktım.
Bahçeye oturup gökyüzüne bakıyordum. Hizmetlilerden biri benim yaşlarımda görünüyordu. Yanıma oturmasını istedim. ''Bu aralar anılar kafamda canlanmaya başladı. Kafamda belli bir çocuk var ama yüzünü göremiyorum. Bunun anlamı ne?'' Bana şok içinde baktı. ''Şey, belki de Genç Beydir.'' Kafamı salladım. ''O benim için önemli biriydi bunu biliyorum. Tanımadığım biri için kalbim deli gibi atıyor. Deliriyor muyum?'' Gözlerinde acıma duygusuyla bana baktı. Kendine güvenerek ''Eğer sizin için önemliyse yakında hatırlarsınız.'' dedi. ''Ama Jin artık hatırlayamayacağımı söyledi...'' derken ona baktım. İçimde onun bana yardım edebileceğine dair bir his vardı. ''Beni hiç daha önceden gördün mü?'' diye sordum. ''Şey bunları ceva-'' Ona bakıp kaşlarımı kaldırdım. ''Sorumu cevapla yoksa kovulursun.'' Korkmuş görünüyordu. ''H-hiç görmedik. Gerçek şu ki Genç Bey bize bu soruları asla cevaplamamamız gerektiğini ve sizden her şeyi sır olarak saklamamız gerektiğini söyledi. Sizin onun gerçek kız arkadaşı olmadığını ve onun kötü biri olduğunu söylemememiz gerekiyormuş. Hepimiz sessiz kalmalı ve sizin hakkınızda bir soru sormamalıymışız.'' dedi. Kafamı sallayıp bunun aramızda kalacağına dair söz verdirttim.
İlacı alıp içindekilere baktım. Rohypnol ve benzodiazepines. Hemen googleda aradım. Ve gördüğüm şey sayesinde ağzım açık kaldı. Hafıza kaybına sebep olan ilaçlar. İlaca tekrar bakıp yastığımın altına sakladım. Tuzağını bilmiyormuş gibi davranacaktım. Telefonumun geçmişisini sildim, suyu içtim ve meyveleri bitirdim. Eğer oynamak istiyorsan, kazanacağımı da bilmelisin Jin. Neler planlıyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.