Maybach'lerini takip etmeye başladıktan 5 dakika sonra birdenbire durdu, ben de durdum. İçinden iki iri adam çıktı ve Stephan'ın camdan baktığını gördüm. ''Neye ihtiyacın var?'' bana silahlarını doğrultmuşlardı bile. 2 silah, ha? Biri sağımda biri de solumda. Koleksiyonumdaki parçalardan getirmediğim çok kötü oldu. Kaskımı çıkarıp teslim oluyormuşcasına ellerimi kaldırdım. Stephan da yanıma gelmişti. ''Bizi takip etmesine izin verin.'' Korumalara içeri geçmelerini söyledi. ''Ama protok-'' sözü Stephan tarafından kesilmişti ''Genç Efendi'nin emirleri.'' İki koruma da bana baktığında onlara dilimi çıkardım.
Yaklaşık 1 saat sonra Maybach büyük beyaz bir eve ulaşmıştı. Duvarları 2 katlı bir dükkan uzunluğunda ve genişliği futbol sahası kadardı. Sadece biraz daha büyüğü. Stephan bana doğru gelirken saçımı topuz yaptım. ''İçeri giremezsiniz Bayan...?'' Adımı sorduğunu farkettim. ''Jiri. Park Jiri.'' Gülümseyip kafasını salladı ''Jeon'ların arazisine giremezsiniz. Sadece davet edilen ya da onaylanan ziyaretçiler girebilir. Üzgünüm.'' Önümde eğildi. Dudağımı ısırdım ve samimi bir şekilde gülümsedim. ''Sorun değil, sadece eve güvenli gittiğinden emin olmak istedim.'' Kaskımı takmak üzereyken Jungkook arabadan çıktı. Stephan geri çekildi ve Jungkook'un önünde eğildi. Monoton bir şekilde ''Neden beni takip ediyorsun?'' diye sordu. ''Eh, güvende olduğundan emin olmaya çalışıyorum.'' dedim. ''Bunu yapmana gerek yok, şuradaki adamları görüyor musun?'' arabayı işaret etti ''Onlar koruma ajansındaki en iyi korumalar. Yani endişelenmene gerek yok, Park Jiri.'' İsmimi söylediğinde ürperdim.
Fısıldayarak ''Onları iki dakika içinde yere serebilirim.'' dedim. ''Ne?'' dedi. Gülümseyerek omuz silktim. Yavaşca arkasını dönerken motoru çalıştırdım. Tam gidecekken konuştuğunu duydum. ''Bizi takip etmesine izin verin. Her zaman. Israrcı olduğundan sorun çıkaracaktır.''
Sky'ı arayıp Aztec'i gece kullanabilir miyim diye sordum o da küçük bir çizik bile olmamak kaydıyla kullanabileceğimi söyledi. Sky iyi bir arkadaş. Bir gün, eğer yeteri kadar param olursa ona yeni bir Ducati alacağım. Şakaydı, buna ihtiyacı yok. Şuan markette domatesleri düzenlemekle meşgulüm çünkü annem de faturalarımızı ödemekle meşgul. Sandalyeye oturduğumda müşterinin ilgisini çekmem gerektiğini anladım. Ritim tutarak şarkı söylemeye başladım çünkü iyi olduğum şey bu. Herkes bana bakmaya başladı hatta bazıları video bile çekiyorlardı. Bir müşteri gelip ''Kilosu kaç?'' diye sordu 4.000 won dedim ve 2 kilo aldı. Toplam 15 kilo sattım ve anneme yardım ettiğim için mutluydum. Sonra annem geldi ben de karşılaşmama erken gitmeye karar verdim. Saat 5ti ve karşılaşmam 7de başlıyordu. Sky ve Dread'i arayıp erken varacağımı söyledim. Pain'in ailesi organizatörlerden biri olduğu için çoktan oradaydı.
Underground'a girdiğim gibi dumanı, lazerleri ve yüksek sesli müziği farkettim. Pain'i gördüm ve ona doğru yürüdüm. ''Red, üzerini değiştir. Duyduğuma göre Antonio'nun çetesi o kadar da kolay lokma değilmiş. Tertemiz ceketine leke sürmek istemezsin.'' dedi. Bende gidip siyah deri pantolon ve siyah bir tişört giydim fakat ayakkabılarımı değiştirmedim. Saçımı sıkı bir topuz yaptım ve kırmızı rujumu sürdüm. Sert gözükmem gerekiyordu. Pain'in yanına giderken birine çarptım. Beni baştan aşağı süzdü. ''Neden buradasın Jungkook?'' soruma cevabı bana bir süre bakıp yanımdan gitmesi oldu.
Yoksa izleyecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangster Aşkım -çeviri- *original cr:fangirling101*
FanfictionBu hikaye asianfanfics üyesi fangirling101'in hikayesinin Türkçeye çevirilmiş halidir.