Bölüm 6

1K 100 25
                                    

12 Eylül 1356

Edinburg Sarayı

"Noah!" Callie koşarak ağabeyine sarıldı. "Neredeler Noah?" 

Noah yanaklarındaki havayı üfleyip Callie'e baktıktan sonra "Yatak odası katlarından birindeler Callie sanırım bir uşaktan yardım almanız gerekecek." dedi ve arabalardan inen Jenna, Rebecca ve Karen'e baktı. Genç adam Rebeccayı ciddi bir öfke ile süzüşünün ardından Karen'e döndü. Merdivenleri çıkmakta olan kızın elindeki eldivenleri gördükten sonra gözlerini kaçırıp kendisine doğru gelmekte olan Ian ve Roberte doğru ilerledi. 

"Bu defa fena çuvalladık!" Robert kötü görünen Noah'ın omzunu sıvazladı. 

"Diğerleri nerede Noah? Babam, annem iyiler mi?" Ian dudaklarını birbirine bastırdı. Sayesinde adamın kalbi vardı ve bu defaki vurgun ile umuyordu ki başa çıkabilsindi. 

" İyi değil. Duruşmadan sonra yediğimiz yeri hatırlıyor musunuz? Oradalar. Beni de burada sizi beklemem için bıraktılar. Tanrı aşkına neredesiniz!" 

"Jenna hamile, arabayı çalkalamamak adına yavaş gelmek zorundaydık." Robert heyecanını paylaşabilecek uygun yer olmadığından başını önüne eğdi. Ian'ın kelimeyi her kullandığında kendisine küfretmesi de cabasıydı tabii. 

"Yürüyün gidelim!" Ian arabacıya durması için elini kaldırdı.

"Şeytan görsün şu sarayın yüzünü! Bir tane iyi olay için gelmedik şuraya!"  Robert dilini şaklattı. 

---

Edinburgh Meydan

Ian handan içeri girdiğinde karşısındaki tanıdık kederli masaya şöyle bir göz gezdirip önündeki birayı evirip çeviren Brian'a baktı. Ardından Robertin sırtına vurup ayağa kalkan Connor, Dylan O'Doneil ve Simon  ile selamlaştı. William ve Liamh'a baş selamı verdikten sonra dönüp Brian'a baktı. 

"Ne yapıyoruz?" Robert lafı evirip çevirmeden konuştu. 

"Görünen o ki bir şey yapamıyoruz McDonald." William kaşlarını çattı.

"Yapamayalım diye son hafta haber etmediler mi zaten!" Connor dudaklarını dişledi. 

"Anderson ile görüştüm. Herif açık ve net bir şekilde en ufak bir aksaklıkta soyumuzu kurutacağı ile tehdit etti." Liamh küfretti. 

"Nişanlı olduğu haberini iletseydiniz?" Robert aklına gelen en basit şeyi söylerken masadaki tüm gözler kendisine çevrildi. 

"İskoçya da Maeve Ferguson ile nişanlanmak isteyip te reddedilmeyen tek bir adam yok Robert... Başaran da şu an toprağın altında." Noah gözlerini devirdi. 

"Öyleyse gelişimiz amacının hakkını vermek üzere oldu. Bir düğün için buradayız..." Ian bakışlarını kendisine çeviren Brian'a gözlerini kırpmadan bakmaya devam etti. 

"Kimmiş bu dük Frederic mi Hudge mu ne?" Simon kaş çattı. Morigan haberi duyduğunda çok üzülmüştü. 

"Frederic Adelard Hudge Lanchester. Henry Lanchester'ın oğlu olmalı. Bildiğim kadarı ile Henry Lanchester hastaydı. Uzun bir süredir." Liamh elindeki bardağı yudumladı.

"Herife dük dendiğine göre babası ölmüş." William öne doğru eğildi. "Yapılacak pek bir şey yok..."

"Her zaman yapılacak bir şey vardır Will... Evliliğe engel olamayacağımız aşikar lakin elimizi Maeve'in üzerinden çekmeyeceğiz! Asla!" Brian kardeşine bakarak konuştu.

"İngiltere baba... Bunca zaman adım dahi atmamıza izin vermediğiniz İngiltere!" Noah yeniden küfretti.

"Adım atan birileri var ama..." Connor Robert'e baktı. 

KADERİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin