Bölüm 48

595 84 17
                                    

Margaret gülümsemeye çalışarak açık perdeden dışarıyı gözleyen gelinine onun elini sıkıca tutmuş omzuna başını koyan Alice'e baktı. Haber malikaneye sabaha karşı ulaşmıştı. Louis bulunmuştu. George Adelard ve Edward sonunda torununu bulmuş bunu yapan adi kansız infaz edilip Londra meydana ibreti alemlik dikilmişti. Aksinden bir an olsun şüphe duymamıştı Margaret. Lakin tanrı biliyor ya doğuracağı sonuçların değişeceğini ummuştu. Tepkisizce yola bakan gelininin yanağından süzülen bir damlayı gördüğünde başını önüne eğerek dolan gözlerini gizlemeye çalıştı yaşlı kadın. Haber geldiğinde büyük bir coşku ve sevinç ile zindana inmişler kapıları açtırmışlardı lakin Maeve'i oradan dışarı çıkartmak saatlerini almıştı. Çok direnmişti Adelard'ın gelip onu alması için sonunda onu sarayda beklediğine ikna olmuş Alice ve Josephine ile yukarı çıkmıştı. Maeve aptal değildi. O zindandan çıkışının ne anlama geldiğinin kendisi kadar bilincindeydi. Margaret zorla yutkunup gelini gibi bakışlarını camdan yana çevirdi. 

Maeve geçtikleri her bir sokakta nefesinin biraz daha kesildiğini kalbinin bir atım daha geride bıraktığını hissediyordu. Tanrıya şükür Louis bulunmuştu ve yine tanrıya şükür bu ayaklanmayı başlatan kendi soysuzlarıydı. En azından başı dik oturuyordu şu an bu arabanın içinde ya da dik tutmaya çalışıyordu bilmiyordu. Bildiği tek şey bu acımasız hakaretin kabul edilemez olduğuydu. Kral Anderson göz yumsa ailesi göz yummazdı, ailesi göz yumsa Maeve göz yummazdı... Hayır yapamazdı. O saray koridorlarında attığı her adım ölüm fermanını elleriyle yazacaktı. Genç kız ağlamamaya çalıştı. Böyle onursuzca bir yaptırım için göz yaşı dökmeyecekti Maeve. Bu topraklardan başı dik göğsü kabarık çıkacaktı. Ailesinin, ülkesinin onurunu sızlanarak hiçe saymayacaktı. Kimse beyninden yankılanan çığlıkları duymayacak, dudakları gülümserken kalbi içinde ağlayacaktı. Sonsuza dek... 

Saraya vardıklarında açılan kapıdan kilti içinde çıktığında çenesini yukarı kaldırarak etrafa attığı alaycı bakışlar ile arabadan inip kendini selamlayanlara tek bir karşılık dahi vermedi. Yalnızca kayınvalidesi Louis'in yanına götürülmek istediğini söylediğinde askerin peşinden adımlarını hızlandırdı genç kız. Onun ile geçireceği tek bir saniyeyi bile boşa çıkarmamak niyetindeydi. Sonunda kapılar açıldığında bir oda dolusu hizmetli kadının arasında halıda oynayan bebeğini gördüğünde kendini tutmak için çok büyük bir çaba sarf etsede titrek aldığı nefeslerin arasından bir iki damla daha gönderdi yanaklarına. Kayınvalidesinin Alice ile Josephine'in onu öpük koklamalarını büyük bir heyecanla izledikten sonra Margaret başını kaldırarak hizmetlileri odadan çıkardı. Kucağındaki torununu halının üzerine bırakıp kızlarına el etmesi ardından dönüp ona gülümseyerek kolunu sıvazladı ve o da odadan çıktı. 

Maeve kapılar kapandığında yarı gülümseyip yarı hıçkırararak halıya oturup titreyen eliyle oğlanın yanağındaki gamzeye dokundu. Onu almaya cesareti yoktu. Nasıl bırakacaktı? 

"Keyfin yerinde küçük kemirgen..." diye mırıldandı. Oğlan dizleri üzerine kalkıp zorla emekleyerek gelip dizine vurduğunda Maeve kaşlarını kaldırarak minik ellerine baktı. "Uzak dur ingiliz faresi!" diyerek dizleri üzerinde geri adımladı ve elini ağzına kapatarak sessiz bir hıçkırık daha koyverdi. Louis kendince bir ses çıkarıp yeniden geldiğinde ise Maeve öne atılıp oğlanı kucaklayarak ona sarılıp kokusunu içine çekti. "Pis fare!" Louis bir müddet saçlarıyla oynadı kolyesini çekeledi ardından göğüslerine vurduğunda Maeve nefesini tutarak elbisesinin düğmelerini açıp gitmesin diye günlerdir çaba sarf ettiği sütünü çocuğa verdi. Ardından yerinde sallanarak göz yaşı akıtmaya ve eğilip onu koklamaya devam etti. 

"İyi olacaksın Louis... İyi olmak zorundasın..."

Margaret neden sonra kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde Louis gelininin kucağında uyuyakalmıştı. Yavaş adımlarla onlara yaklaşıp kollarını uzattı ve torununu kucağına aldı. "Seni bekleyen biri daha var kızım" dedi minnet dolu bir tavır ile. "Hadi git uyandığında yanınıza getireceğim." 

KADERİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin