Bölüm 38

660 89 19
                                    

Adelard titriyordu. Güçlükle elindeki pipoyu yakmaya çalışıp kafasını dağıtabilmek için içtiği viskiden bir yudum daha aldı ve ardına yaslanarak çalışma odasının duvarlarını gözlemeye koyuldu. George ile birlikte sabahı sabah etmiştiler şu dakika Londra, bir İskoçun düşese saldırmış olması ile çalkalanıyordu. Adelard sa elindeki mektubu yok etmiş olmanın verdiği rahatlamadan başka hiçbir şeye sahip değildi. Tanrı korusun o aşk mektubu kendisi dışında birinin eline geçseydi genç adam rezaletin önünü alamayacaktı. Aklına geldiğinde birkez daha titrerken kalkıp önündeki bardağı duvara fırlattı. Genç adam ne yapacağını bilemez haldeydi. Gidip hırsını Maeve'den almalıydı bunun başka yolu yoktu lakin gece odaya daldığında kadının yatakta kız kardeşinin kucağında titrer görüntüsü ile karşılaşmış sabah denediğinde ise annesi önüne geçip onu dışarı atmıştı ve bu iyiydi. Adelard o dakikalarda ne yapacağını kestiremiyordu. Genç adam titreyen elleri ile yüzünü ovalayıp piposuna geri döndü. Ardından kapısı tıklatılıp hızla açıldı ve George elindeki çıkın ile içeri daldı.

"Emrettiğin üzere her yeri aradık lakin adam yalnız gelmiş olmalı."

"Saray ulağı ne diye gecenin bir vakti benim karımı aşağı çağırıyor George!" Adelard önündeki kağıdı uzattı. "Hem de bununla!"

George kağıdın üzerindeki Ferguson adını gördüğünde dudaklarını dişledi. "Adelard?"

"Ne var?" Adelard George'un kendisine uzattığı torbayı çekip aldı ardından yere boşalttı. İçinden dünkü pisliğin giydiği kilt çıktığında genç adam ayağıyla tekmeledi. "Bu ne George!"

"Adamı soyup üzerini arattım." George eğilip eline aldığı kemeri düke verdi. "Bunu buldum."

"Bu ne?" Genç adam kahverengi kalın kemeri evirip çevirdi ardından iç köşesine yazılmış ferguson yazısını gördüğünde elindeki kemeri sertçe masaya vurdu. "Kızın babası mı yaptı George! Kendi kızını mı rezil rüsva etti."

"Aptal bir yanıltma çabası olduğunun farkındayım Adelard bu çift taraflı bir zarar verme girişimi de olabilir."  Genç adam tuniğin cebindeki kağıdı uzattı. "Herifin resmini çizdirdim. Araştırmamızda işimize yarayacak"

"Aferin George! Aferin!" Adelard resme baktıktan sonra dişlerini sıktı ve kağıdı buruşturmaya kalktı lakin George atılıp alarak masaya koydu. 

"Sakin olun ekselansları! Bu şekilde bir yere varamayacağız! Düşesle konuşmak gerek lakin siz yapamayacaksanız bırakın ben yapayım." George kaş çattı. 

Adelard derin bir soluk alıp arkadaşının omzuna vurdu. "Haklısın! İyiki varsın George!"

"Popomuzu dışkıdan sırayla temizliyoruz lakin siz bu sefer biraz cırcır oldunuz sayın dük! Ben gelecek sefere ettiğimin içinde yüzersem iğrenmek yok!" George sırıttı.

Adelard bir süre adamın yüzüne bakıp sinir bozukluğu ile güldükten sonra yerdekileri çıkına doldurdu eline kemeri ve çizilen resmi de alıp odadan çıkmak için harekete geçti. Sakin olacak ve gidip kadınla konuşacaktı. Bu olayın altında başka bir sebep yatmaktaydı. Ya da Maeve'in aşıklarından biri aklını kaçırmıştı... 

Maeve odalarındaki çay masasında oturmuş camdan sokağı gözlemekteydi. Askerler her yerdeydi. Güvenlik önlemleri son raddede arttırılmış vaziyetteydi. Genç kız anlam veremiyordu. Evet böyle mektuplar aldığı çok olmuştu lakin gecenin o vaktinde kendisi çağırılmamıştı hiçbir vakit. Çağırılsa da gitmezdi ya... Yalnızca Adelard ile aralarında kurdukları iletişim boşta bulunmasına neden olmuş dün yaşadığı heyecan yüzünden kağıttaki yazının onun ki olmadığına bile dikkat etmeden aşağı koşturmuştu. Adelard çok öfkeliydi. Onun bu delirmiş haline hiç şahit olmamıştı Maeve ziyadesiyle ürkmüştü. Kapısı çalındığında Alice ve Josephine kanepeden kalkıp yanına geldiler. Leydi Margaret onu bir saniye olsun yalnız bıraktırmıyordu. Alice ise ağabeyinin çok nadir lakin korkulması gereken öfkesinden onu koruduklarını söylüyordu. Ne yapacaktı vuracak mıydı ona? Vursundu o vakit! Maeve'in korkusu dayak değil adamın gözlerindeki güvensizlikti. Kapı yavaşça açılıp Adelard elinde bir torba ile içeri girdiğinde Maeve kızlara baktı. 

KADERİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin