Bölüm 22

857 84 10
                                    

Maeve gözünü açtığında vakit bir hayli geçti. Genç kız boş yatağa bakıp doğruldu. Doris kapının yanında öylece dikilmekteydi. Çay masasına minik bir kahvaltı yerleştirilmiş herşey hazır görünüyordu. Genç kız yüzünü ovalayıp Dorise gülümsedi. "Günaydın Doris."

"Tünaydın ekselansları." Dorisde uyumaktan yüzü şişen kadına bakıp gülümsedi.

"Tüna- Saat kaç Doris?"

"Biri geçiyor leydim. Lakin uyanmasaydınız az sonra sizi kaldırmak durumunda kalacaktım. Bugün Leydi Margaret ile yürüyüşe gideceksiniz."

"Yürüyüş?" Maeve anlam veremeyerek etrafına bakındı. Kahvaltıyı kaçırdığından muhtemelen azar işitecekti. Lakin dün gece öyle çok kalkmıştı ki uyanmak onun için mümkün değildi. "Neden beni kaldırmadınız?"

"Dük hazretleri rahatsız edilmemenizi emretti leydim." Doris yeniden gülümsedi.

"Kendi yeterince rahatsız etti." Maeve iç geçirip keltçe konuşurken yataktan kalkıp yardımcısının ona getirdiği kasede yüzünü yıkadı ve kuruladı ardından masaya doğru ilerledi. Biraz turta çörek reçel konmuştu Maeve artık reçel görmek istemiyordu. Konulan sütü ve çöreği alıp tartı dorise uzattı. "Al bunu ye Doris." Yardımcısı başını önüne eğince genç kız kaş çattı. "Ben yedireyim o zaman."

"Leydim..."Maeve yerinden kalkmaya yeltenince kız telaş ile tartı alıp arkasına döndü. O da süt ve çöreği yemeye koyuldu. "Bitirince balkondakileri toparlayıp çekmeceye koy olur mu?" Maeve dün gece adamın balkonuna atladığı anı gözünün önüne getirince boğazını temizleyip dirseğini masaya dayayarak yanağını avuç içine yerleştirdi. Sanırım kızarıyordu. Genç kız hafifçe yan döndüğünde Dorisin çıkarttığı kıkırtıya benzer minik ses ve öksürmeye başlaması ile telaş içinde ona döndü. Yerinden kalkıp suyu kıza uzatırken eliyle özür dilemeye çalışmasını geçiştirmeye çalıştı. Neden sonra doris toparlandığında Maeve derin bir iç çekerek şaşkın görünen kıza baktı.

"Ne oldu doris?"

"Leydim saçlarınız." Doris eliyle ağzını kapattı.

"Şaçım?" Maeve ensesinden tutarak önünde toparladığı saçlarına ve yer yer iliştirilmiş renkli kurdelelere bakarak kaş çattı. Tanrım onları üşenmeden saçlarının aralarına bağlamıştı. Görünmesin diye de epey gizlediği bir gerçekti. Maeve birka kurdeleyi çözüp kucağına aldıktan sonra saçlarını öne eğip silkeledi ve iki adet daha düştü. "Tanrım..."

"Sanırım hepsi çıktı leydim."

"Kontrol et Doris. Dük mü yoksa çocuk mu belli değil." Maeve masaya dönüp yemeğini yemeye devam etti. Dudaklarını birbirine sürterken gülümsememek ve ciddi kalabilmek için büyük bir çaba sarf etmekteydi. Yeniden boğazını temizleyip yanakları gölgelenen kıza baktı. "Ne giyeceğim peki ben bu yürüyüşte Kraliçenin emri nedir?"

"Uşaklar kapının ardında bekliyorlar leydim."

"Kapıda neden dikiliyorlar... Tanrım insanları aptal bir elbise giyeceğim diye kapıda dikiyorlar."

"Onların işi bu Giysi taşımak."

"Leydi Margarete söyleyelim bundan böyle yemek yerken ağzını açıp kapayacak bir uşak istiyorum. Uyurken sağdan sola dönmek de ziyadesi ile güç..."

"Emredersiniz." Doris başıyla kadını selamladı.

"Tanrım Doris!" Genç kız başını olumsuz manada sallayıp iç çekerken yerinden kalktı. "Hadi söyle şu adamcağızlara da bıraksınlar kıyafetleri." Maeve yere düşen kurdeleleri toparlayıp eliyle katlamaya koyuldu. Bu adam hiç şüphesiz ona kalp atakları geçirtecekti. Heyecanlandığını ise kabul etmemek için direniyordu. Bu minik heyecanların yaşattığı hüsrandan korkuyordu Maeve, çok korkuyordu.

KADERİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin