KADERİM SENSİN

Bölüm 5

---Ertesi Gün---

Liamh davetiyeyi alır almaz Arcana, Morigan, Simon ve Connor ile birlikte Ferguson kalesine yol almıştı. Köy girişindeki yirmi kadar İngiliz askeri kaleye varana kadar küfürler yağdırmasını sağlamış yaşlı adam kılıcını çekmemek için kendisini zor tutmuştu. Davetiyeler saraydandı ekimin on üçünü göstermekteydi. Bir hafta sonrası... Ne konuşulmuş ne görüşülmüş bir durum yoktu ortada. Son görüştüklerinden bu yana gerçekleşmiş bir mesele vardıysa şayet Liamh bunu bilmiyordu lakin Brian'ın niyeti dahi olsa -ki buna ölse inanmazdı- onlar ile görüşmeden harekete geçeceğini sanmıyordu. Kaldı ki onlar davetiyeyi alıp toparlandıklarında kaleye gelen Ferguson ulağı da bunun bir göstergesiydi. Kale önünde atlarını seyislere teslim ettiler ve ardından hızla içeri girdiler. Gece boyu yol almış olduklarından sabah saatiydi ve Brian hala yürüyebilir vaziyette ise kahvaltıda olmalıydılar. 

"Ağabey!" Lily ana hole çıkıp aksayan bacağını destekleyebilmek adına artık kullanmak zorunda olduğu bastonu ile ağabeyine yürüdü ve sarıldı. Ardından Arcanaya döndüğünde ise hıçkırıklarını tutamadı. 

"Bu ne demek oluyor Lily? Brian nerede?" Liamh perişan görünen kızkardeşine ardından karısına baktı. Morigan ise derhal koşarak merdivenleri tırmanmaya koyuldu.

"Brian dünden beri özel kabul odasında. Çıkmıyor. Noah kalbi stresten zorlanmasın diye hafif bir ilaç hazırladı. William ve Rosalind de dün gece geldiler. Ben kahvaltı hazırlatacağım lütfen sende Brian'ı birşeyler yemesi için ikna et ağabey... Çok korkuyorum."

"Maeve nerede hala?" Connor yanaklarındaki havayı üfledi. Yaklaşık bir buçuk yılın ardından Noah holde belirdiğinde ise cevap beklemeden allak bullak görünen kuzenine doğru gidip sarıldı. 

"Odasında, saraydan gönderilen yardımcılar ile toparlanıyor." Lily gözlerini sildi. 

"Ne demek toparlanıyor? Maeve mi toparlanıyor?" Arcana yanlarından hızla ayrılan Liamh ve Connor ile Noah'ın yanına giden Simon'a baktıktan sonra Lily'e döndü.

"Evet... Öylece kabul etti. Sanırım bir çeşit şokta." Lily iç çekti. "Kabul etmese ne olurdu ki? Emir Anderson ve Edward tarafından verilmiş. Kabul görmediği takdirde başımıza gelecekler hakkında da bilgilendirilmişiz." Lily yönünü yemek odasına çevirirken bastonu sertçe yere vurdu. "İngiltere kraliçesi dahi adıma özel bir mektup yollamış Arcana... Kızımın artık benim olmadığını-" Kadın yeniden hıçkırırken arkadaşından destek almak zorunda hissetti. 

"Yürü Lily, biraz sakinleş sonra konuşalım olur mu?"

---

Maeve odasına yığdırmış olduğu valizlere tüm varını yoğunu dökmek ile meşguldü. Şimdiden yirmi valiz etmişti ve daha aksesuarları ile ayakkabıları durmaktaydı. Genç kız gece boyunca uğraşmıştı valizleriyle ve saraydan kendisi için yollanan hizmetli kızlar oyalanmasını sağlıyordu. Ya ortaya çıkan ingiliz mürebbiyesine ne demeliydi? dün Rosalind gelene dek kendisini rahat bırakmamış o toplanırken dahi başında konuşmaya devam edip birşeyler sayıklayıp durmuştu lakin genç kız tek bir kelime dahi dinlememişti. Rosalind geldiğinde kadını kenara çekmişti de Maeve şişen başı ile gece bir parça sakin sakin toplanmaya devam edebilmişti. Glenn ile konuştuktan sonra tek bir düşünce dahi geçirmemişti aklından. Kalbinin etrafında erimiş ateşler yanmaktaydı sanki Maeve ise parmağına nişan yüzüğünü takıp salondan dükten gelen mektubu aldığı anda sanki buz gibi gölün suyuna atmıştı kalbini de. kor alevler soğuyup taşa dönmüştü etrafında. Geri çekilip karma karışık odaya şöyle bir baktı ve kapının çalınması ile arkasını döndü. Kızlardan biri ondan önce öne atılıp kapıyı açtı Maeve karşısında Moriganı gördüğünde derin bir iç çekti.