3.BÖLÜM
Parmak Uçlarında HayatGözümü yüzümün her yanında ki salyalarla açtım Çiko tam üç aydır benimle evde kalıyordu ve her sabah olduğu gibi yine yüzümü yalayarak uyandırmıştı beni. "Oğlum bugün nasılmış bakalım" tedaviye yanıt veriyordu ve gayet iyiye gidiyordu böyle giderse ameliyata bile gerek kalmayacaktı.
Ayaklandım ve odama geçtim salonda uyumak büyük hataydı her yanım ağrıyordu. Mom jeansımı giyip beyaz tişörtümün eteklerini içine attım saçlarımı zor zapt ediyordum dağınık topuz yapıp spor ayakkabılarımı giyindim. Çiko'nun tasmasını takıp evden çıktım araba yerine yürümek daha iyi hissettiriyordu babama bir kez daha teşekkür ettim beni kameraların karşısında büyütseydi hayatım çok daha farklı olurdu.
Kliğine vardığımda yardımcı doktorlar çoktan gelmiş hastalarıyla ilgileniyordu.
"Hoşgeldin Alçin!" Doğuş kollarını açmış bana gelirken Merve'nin sabır dileyen bakışlarıyla karşılaşmıştım onlar benim yardımcı doktorlarımdı ve ben yokken buraya bakıyorlardı. Doğuş sıkıca sarıldığında bu çocuğun bitmeyen enerjisi beni hayrete düşürüyordu, Çiko'nun serumunu takıp önlüğümü giydim bugün hem ameliyata girecektim hemde kontrole gelecek minik hastalarım vardı.Önümde ki kedi saldırmaya yer arıyordu her pati darbesinden kaçarken yakalanan ilk mağdur Doğuş olmuştu. "Cani! Ben sana yardım ediyorum o kadar verdiğim yaş mamalara yazıklar olsun" Kedi dahada ciyaklamaya başladığında güldüm iğneyi yapıp bastırdığımda "Değerli totona iğneyide yaptık sakin olabilirsin artık" Dedim ve kediyi kucakladım hayvanlar Merve ve Doğuş'un aksine beni daha çok seviyorlardı bu mesleği seçme sebebimde buydu zaten çocukluğumdan beri hayvanlarla farklı bir bağ kuruyordum ve onlara herkesten çok değer veriyordum hatta öyledir ki küçükken ölen yavru kedimi yaşatmayı başarmıştım ama veterinere giderken tekrar kalbi durmuştu o gün kendime hayvanları kurtaracağım konusunda söz vermiştim.
Sonunda mesai saati bittiğinde Merve huzurla kahvesini içiyordu Doğuş ise oturduğu yerde yayılmış söyleniyordu "Ben bu cildin pütürsüzlüğü için ömrümü verdim gelen kedi çarpıyor giden kedi çarpıyor!" Biz gülerken kötü kötü bakmaya başladı. Onlar giderken Çiko'nun son serumunun bitmesini bekliyordum, kapı bir gürültü ile açıldığında oturduğum yerden kalktım Çiko bu hareketimle doğrulmaya çalıştı "Sen yat oğlum hemen geleceğim" .
Kapıya doğru yaklaştım karanlıkta çıkaramasamda yerde oturan iri cüsseli bir adam görmüştüm. Işıkları yaktığımda yerde ki kanlar görmeyi beklediğim bir şey değildi "Pars" Sesim fısıltı halinde çıksada boş salonda yankılanmıştı "Tekrar karşılaşmak büyük bir onurdur leydim" Hızla yanına gittim ve kendimi sertçe yere bıraktım kanaması vardı ama neresi olduğunu bilmiyordum. Ne aradığımı biliyormuş gibi kesik nefesleri arasında "Karnımdan vuruldum kurşun hâlâ içeride" Dedi, yerden zorlada olsa kalkmasına yardım ettim ve demir sedyeye yatırdım "Ben hayvanları ameliyat ediyorum insanları değil ki!" Dedim stres içinde ne yapacaktım? Nasıl yapacaktım? "Yaparsın Alçin sakin ol ve beni kurtar hayatım o narin ellerinin arasında sana güveniyorum, lütfen yaşamak istiyorum"
Bilinci gidiyordu hemen yarayı temizledim insanlar içinde kullanılan narkozdan verip eldivenlerimi taktım bunu yapabilirdim değil mi? O kadar hayvanı deşip dikebiliyorken bu koca adamada aynısını yapabilirdim. Yaranın etrafına attığım kesiklerle kan oluk oluk akmaya devam ediyordu her yanım kan olmuştu ve kendimi kötü hissediyordum, sakinliğimi korumalıydım yapabilirdim başarabilirdim. Kurşunu elimle çıkarmam gerekiyordu ve oldukça zorlayıcı olacaktı, elim yumuşak dokuya değdiği anda insan vücuduna ilk defa bu kadar yakın olduğumu hissettim parmaklarım yaranın içinde gezerken midem tamamen ağzıma gelmişti ama dayanmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
JugendliteraturAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...