5

201 14 6
                                    

5.BÖLÜM
Arkadaşça Bir Oyun

Aynanın karşısına geçtim üstümdeki elbiseye baktım siyah mini elbise vücudumu sarıyordu kolları tüllüydü göğüs dekoltesi aşırı değildi hem yemeğe uygun hemde aile içine gireceğim için usturupluydu. Neye bulaşmıştım bilmiyorum ama bu işin sonunda iyi şeyler olmayacak gibiydi.

Kızıllarımı düzelttim ve makyajımın son dokunuşlarını yaptım topuklu ayakkabılarımla tamamlanmıştı gelen bildirimle Pars'ın geldiğini anlamıştım kabanımı omuzlarıma atıp aşağı indim.

Siyah takımının içinde arabaya yaslanmış sigara içiyordu beni görünce sigarasını attı ve ayakkabısının ucuyla söndürdü beni süzdükten sonra sertçe yutkundu.

"Çok güzelsiniz leydim"

Elimi tutup dudaklarına götürdü ardından arabanın kapısını açıp binmeme yardım etti kendi tarafına geçip gaza bastığında derin bir nefes aldım.

"Ben özür dilerim seni böyle bir şeyin içine sürüklemek istemezdim" Dedi ona döndüm ve direksiyonun üstünde ki elini tuttum "Özür dilemene gerek yok eğleniyorum şahsen hayatıma renk geldi" Dudağının kenarı kıvrılırken konuştu "Benim yanımdayken hayatına gelecek tek rengi şu  birkaç günde anlamışsındır umarım, yanımda tehlikedesin gariptir ki yanımda değilken dahada tehlikedesin" Kafası karışmış gibiydi elimi tuttu ve kucağına koydu.

Araba gösterişli bir malikanenin önünde durunca bana döndü "Dedem, Arhan Kandoğan büyük annem yıllar önce vefat etti mümkünse soru sorulmadıkça konuşma emin ol üstünden girer altından çıkarlar halalarımdan kork ama teyzelerim iyidir, Kenan'dan uzak dur, yanımdan ayrılma"  Taramalı gibi konuşuyordu ona döndüm ve konuştum "Tamam babacığım yemeğimide yerim" Bana döndü ve gülümsedi "Yesinler babacığını" Hemen önüme döndüm o manada söylememiştim ki kendi istediği gibi duyuyordu, demir kapı açıldığında malikanenin önünde durduk Pars inip benim de kapımı açtı ardından anahtarı görevlilerden birine verdi elimi sıkıca kavrayıp yürümeye başladı.

"Dedemin elini öpmeyi unutma onun dışında kimsenin elini öpmüyoruz lütfen annemi üzme o zaman işleri bozuşuruz" Niye bu kadar gergindi bu adam? "Tamam Pars sakin ol bu ailenin içinde ilk kez bulunmuyorum"

Eve girdiğimizde herkes bize dönmüştü oldukça yaşlı bir adam bize doğru geliyordu "Biricik torunum gelmiş!" Arhan dedenin sözleriyle kıskançlıktan patlayanların sesini duymuş kadar olmuştum gülümsedim ve adama baktım. Pars hemen dedesinin elini öpüp ona sarıldı adam bana döndü "Senin düzgün bir gelin bulacağından hiç şüphem yoktu kaldı ki Kızılgörel'in biricik kızlarını koluna takmışsın hoşgeldin taze gelin!" Eğilip elini öptüm bir dakika taze gelin mi? Ne zaman gelin olmuştum ben, haberim niye yoktu.

Arhan dede masaya geçtiğinde en başa oturmuştu büyük masanın sonunda ki sandalye boştu orası rahmetli karısına aitti büyük ihtimalle. Arhan dedenin hemen sağına Pars ve ben oturmuştum karşımızda Ömer ve Çiğdem vardı Çiğdem bana göz kırpınca anlamamıştım başıma bir şey gelecektide benim mi haberim yoktu?

"Ailemi bir arada görmek ne güzel! Sizlere bir açılamada bulunacağım Hasan oğlum getir kutuyu!" Görevlilerden biri koşarak giderken konuşmaya devam etti "Malum bu dünyaya kazık çakmadım yarın öbür gün bende gideceğim. Bu isteğim en sevdiğim torunum Pars'a" Pars hemen dedesine döndü "Buyur dedeciğim" Herkes merakla onu dinliyordu "Yanında ki kızla evlen Pars ölmeden senden torun sevmek istiyorum". Öylece kalmıştım Pars'ın bana baktığını hissedebiliyordum hatta masadaki  birçok kişinin.

"Size seçme hakkı vermiyorum, sizi bugün burada nişanlayacağım kızım sen de aileni dert etme babanla bizzat görüşeceğim" Hasan denen adamın getirdiği kutuyu açtı ve bize çevirdi "Bu rahmetli Nilüfer'im ve benim nişan yüzüklerimiz ayağa kalkın ve buraya gelin" Beynim çalışma fonksiyonunu kaybetmişti Pars ile ayağa kalktık ve dedenin yanına gittik kanım çekilmiş gibiydi. Yüzükleri parmaklarımıza taktı ardından bana döndü "Emrivaki oldu kızım kusuruma bakma ama yaşlıyım ve yakında yolcuyum son isteğim sizin çocuğunuzu görmek. Onca kızın içinde yine seni gelinim diye seçerdim görüyorum o ışık var sende Pars'a hükmedecek tek kadınsın"  Kelimlerin ağırlığında ezilmek istiyordum ama sadece kafamı salladım bu sessiz bir kabullenişti.

HİRAETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin