42.BÖLÜM
Böyle GitmeSabah Nazlı'nın ağlamalarıyla kalkmaya alıştığımdan, yavaşça yattığım yerde doğruldum. "Sarp doğdunda evin halini düşünemiyorum" Dedim mırıldanarak "Günaydın leydim" Pars'a döndüğümde saçlarımdan öpmüş kalkmama yardımcı olmuştu.
Lavaboya gidip işlerimi hallettim ardından karnıma losyon sürüp üzerime rast gele bir elbise giyindim. Bu elbise önceden bana oldukça bol gelirken şimdi kocaman karnım yüzünden daralmıştı.
"Saçlarını öreyim mi bebeğim?" Dedi kocam arkama geçerek. "Olur" Dedim şımararak. Nazikçe örmeye başladığında gözlerimi kapattım, resmen masaj yapar gibiydi.
İşi bittiğinde ona döndüm ve kollarımı boynuna sardım "Özledim seni" Mayışmış sesimle gözlerinin kapandığını görmüştüm aynadaki yansımamızdan. "Yanımdayken bile özlediğim tek insansın" Benim gibi çıkan sesi hormonlarımı harakete geçirirken kafamı kaldırıp boynundaki adem elmasına öpücük bıraktım.
Huzurlu anımızın sonunu getiren yine o seslerden biriydi "Alçin! Pars! Sarp! Gelin , kahvaltı haydiin!" Kadir'in kapıya dayanmasıyla göz devirdim "Ya şu adamı balkondan sallandırsam yeridir" Pars'a bakıp dudağına bir öpücük kondurdum.
O Mecnun edalarında peşimden gelirken sarsak adınlarla merdivenleri inmeye başladım, kendimi taşıyamaz olmuştum resmen. "Yengesi uyanmış!" Bir anda Nazlı'nın kucağıma atılmasıyla bütün uykum açılmıştı. "Günaydın, günaydın" Dedim koltuğa yerleşirken, maşallah yüzüm gözüm şişmişti.
Vücudumun oransızlığı bir kez daha aklıma geldiğinde sinirlerim yine bozulmuştu. İnce bedenim ve karnıma yarım ay bağlamışım gibi duran göbeğimle ortalıkta yuvarlanıyordum.
Rutin haline gelen aile kahvaltımız sonrası herkes dağılmıştı. Akşam yemek olduğu için Çiğdem'le hazırlanmak adına odalarımıza çekilmiş Nazlı'yı babası ve amcasına kitlemiştik. Önce duşa girmiş ardından hazırlanmaya başlamıştım, elbisem tam yerine uygun ve ağır olduğundan saçlarımı ensemde düzgün bir topuz yapıp makyajıma başladım.
Ten rengimden bir tık daha koyu bir far sürüp siyah farla gölgelendirme yaptım, yüzüme kontür yaparken amacım şişkin görüntüyü biraz olsun yok etmekti ve amacıma ulaşmıştım. Dudaklarıma kırmızı bir ruj sürerek makyajımı tamamladığımda aynadaki yansımama baktım "Güzelsin Alçin, annelik yakıştı sana" Dedim mırıldanarak.
Siyah askılı elbisemi üzerime geçirdim, bunu da ben tasarlamıştım. Vücudumu saran elbise beklediğimin aksine oldukça hoş durmuştu karnım tatlı tatlı kendini belli ederken ellerimi oğluma sardım "Ah Sarp ah! Doğsan da beraber gitsek bir yerlere" Yürürken yırtmacımın açılmadığından emin olduğumda beyaz spor ayakkabılarıma baktım. Yani bakmaya çalıştım.
"Topuklulardan size iniş yapmak her yiğidin harcı değil" Dedim mırıldanarak paytak adımlarla kapıya giderken. Ben açmadan açılan kapıyla iki adım geriledim "Sana çarpmadı değil mi?" Pars'ın endişeli bakışları beni gördüğünde şaşkın bir hal almış vücudumu incelemeye başlamıştı.
"A...Alçin. Sen çok güzelsin ömrüm ya" Gözleri karnıma takıldığında gözlerinin dolduğuna şahit oldum "Oğlum, Sarp'ım" Yanıma gelip dizlerinin üzerine çöktü ve dudaklarını karnıma bastırdı, tam o anda hissettiğim hafif tekmeyle gülümsedim.
Sarp babasına tepki vermekten asla bıkmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRAETH
Teen FictionAşkın en sadık en tesadüf hali... İhanete uğradığı gece kendini bir anda tanımadığı ancak bir o kadarda tanıdığı insanların olduğu düğünde bulan genç kız ve her ne kadar istemesede gizli saklı yaşadığı hayatının içine o kızı dahil eden adamın hika...